Güzel geçiyordu herşey,bu beni korkutuyordu,çünkü ne zaman herşey yolunda gitse,sonunda çok kötü şeyler oluyordu.1 hafta oldu buraya geleli,doğru düzgün dışarı çıkmadım. Annemle halam sahile indiler,ben pek sevmem denize girmeyi genelde izlerim girmektense.Evde canım sıkılmıştı,bende alışverişe gitmeye karar verip hazırlanmaya başladım.Üzerime mavi bir elbise giydim,beyaz dolgu topuklu ayakkabılarım ve ince askılı beyaz çantamla tamamladım.Saçlarımı açıp bukleler halinde omuzlarıma düşmesini izledim.Annemin"Belki dışarı çıkarsın"deyip masanın üzerine bıraktığı paraları alıp çıktım.Mahallenin başında bir durak vardı,gidip oturdum ve bekledim,bekledim,bekledim.Sonunda gelen otobüse bindim,ilk defa boş yer bulabilmiştim otobüste,pek alışkın değildim otobüste oturmaya.AVM'de inip rastgele bir mağazaya girdim,bir kız vardı,aslında birçok insan vardı ama o kız çok dikkatimi çekmişti.Güzel bir kızdı açık ten,oldukça dikkat çeken gri saç,gözlerini tam göremesemde kahverengidir diye tahmin ettim.Dikkatimi çeken kıyafetleriydi aslında,siyah dar pantolon,siyah tişört,siyah spor ayakkabı,siyah güneş gözlüğü,siyah ruj. Annemin dedikleri geldi aklıma arkadaş edinmemi istiyordu,yanına gidip tanışsammı diye düşündüm ama sonra çekinip vazgeçtim. Mağazada dolaşmaya başladım rastgele birkaç tişört alıp kabine gittim,dolu olup olmadığına bakmak aklıma gelmemişti,kabinin kapısını açar açmaz içerden bir çığlık geldi ve o kız dışarı çıktı,kıpkırmızı olmuştum.
Utanınca,panik olunca ne yapacağını bilemeyen tiplerdenim bende,yüzüne bakmaya utandığım için ayakkabılarıma bakmayı tercih ettim,bana bişey demeden yanımdan çekip gitmesini bekledim ama gitmedi.Elini yüzüme uzatıp çenemi yukarıya doğru kaldırdı,aşağı yukarı aynı boylardaydık,bana kızıp,bağırıp çağırmasını beklerken ağzından düşen kelimelerle bir kat daha kırmızı boya sürülmüştü yüzüme.
-"Korkmana gerek yok,katil ya da psikopat değilim,ve utanma,utanılacak bişey yapmadın"
-"Şey...ben çok özür dilerim,bir an dalgınlıkla açtım"
-"Özür dileme"
-"Peki"
İyi bir kıza benziyordu,konuşunca dış görünüşü gibi sert bir kişiliğe sahip olmadığını anladım.
-"Belki bana pizza ısmarlasan seni affedebilirim"
-"Ben de çok severim,hadi gidelim o zaman"
Beraber mağazadan çıkıp AVM'nin üst katındaki pizzacıya gittik.
Pizzaları söyledikten sonra bir masaya oturup beklemeye başladık.
-"Okuyormusun sen?"
-"Evet,lise son sınıf bu sene. Sen?"
-"Bende,hangi lise?"
-"Körfez Anadolu Lisesi"
Mecburiyetten sohbet ettiği belliydi bende devam ettirmedim,canı bişeye sıkkın gibi görünüyordu.
-"Buralımısın"
-"Hayır,aslında evet,yani artık evet. Bu ay taşındık."
-"Evrende yer değiştiren bir gökyüzü"
Hafifçe güldü,sevmiştim onu belki arkadaşım olur diye düşündüm ama benim gibi birisiyle takılmak istemez diye düşünüp ümitsizliğe kapıldım.
Pizzalarımız geldi ve ikimizde aynı anda birer dilim alıp büyük ısırıklar alarak yemeye başladık.
Gözgöze geldiğimizde bana baktığını farkettim bence o da benim gibi düşünüyordu.
-"Çok güzel pizzaaaa"
Diyerek dudağının yanındaki ketçapı sildi.
Ne kadar sert görünsede,iyiydi.
Dışı siyah-İçi mavi
Dışı gece-içi gündüz
Dışı ay-İçi güneş
-"Evine bırakabilirim istersen"
-"Olur"
Aşağı indiğimizde,otoparkta onu takip etmeye başladım,hızlı yürüyordu,büyük bir ninja motorun önünde durunca şaşırdım.Ama düşününce,ona başka bir aracın yakışmayacağını farkettim.
-"İsmin ne?"
-"Gece,senin?"
-"Ilgın"
Ne anlama geldiğini merak ettim ama sormadım.
-"Nasıl bineceksin?"
Güldü,ellerimi iki yana açıp bilmiyorum der gibi baktım.
Uzun uğraşlar sonucunda,elbisemin uçuşmasını engellemek isteyerek,ve bunu başararak eve ulaştık.
-"Bundan sonra görüşürüz artık"
-"Neden?Yani nasıl"
-"E aynı okuldayız,belki aynı sınıfta da olabiliriz."
Sevinmiştim onunla bir kez daha görüşmek istiyordum. Neden bilmiyorum ama ona kanım çok çabuk ısınmıştı.
-"Kahve içelim istersen"
-"Olur"
Yukarı çıktık,annem ve halam gelmişti. Annemlerle Ilgın'ı tanıştırdım.Annem baya bi mutlu oldu,değişik bir insandı,herkese kendini sevdirebilecek biriydi.
-"Odama geçelim hadi gel"
Odama girdik ve hemen kitaplığımın önünde durdu.
-"İneğiz galiba biraz"
-"Derslerim pek iyi sayılmaz,sözelciyim ben.
-"Bende"
Balkona çıktık,kahvelerimizi içtik yazarlar ve kitaplar,müzik grupları hakkında biraz konuştuk sonra gitti.Bazen kendini çok yalnız hissedersin,olur olmadık yerde,zamanda aklına gelir bu ama ne olursa olsun ümidini yitirmezsim daha doğrusu yitirmek istemezsin"Birgün birisi gelecek ve beni anlayacak işte o zaman yalnız olmayacağım" dersin kendine. Ne kadar imkansız görünsede o zamanlar galiba artık buldum,arkadaş,dost ya da ne denirse işte.
Ilgın gittikten sonra eski günlüklerimden en sonuncusunu alıp rastgele bir sayfa açtım, ne kadar yazanları tahmin etsemde okumaya başladım.
17/04/2016
Sevgili defterim;
Bugün sana eksik,yitik,yarım,umutsuz,cansız,hissiz,mutsuz,babasız birisi olarak yazıyorum.
Kendimi anlatamıyorum bile şu an,en iyi yaptığım işi yazmayı bile yapamıyorum.En değer verdiğim iki insandan birisi şu an soğuk,ıslak,karanlık toprağın altında,benim burada kuru,sıcak,aydınlık biyerde olmam sencede haksızlık değilmi?
Allahım neden aldın babamı,canımı,ışığımı,çınarımı yanına?
Çok erken değilmiydi?
Ben onsuz nefes alamıyorum.
Canım yanıyor.
Üşüyorum.
Hissizleşiyorum.Satırları okurken bir damla bile yaş düşmedi gözlerimden.
Hissizleşiyorum yazmışım yaklaşık bir yıl önce,ve öyle olmuş.
Aldığım defteri yerine koyup yatağıma uzandım tavanı izlemeye başladım.Herkesin iyi kötü bir hayat hikayesi vardı,kimisi bir yakınını toprağın altına uğurlar kimisi ailesinden şiddet görür kimisi erken yaşta evlendirilir kimisi hayatta tek başınadır. Asıl zor olan bu olaylardan sonra başlar,zor olur ama alışmak zorundasındır. Seni bunlara alışmak zorunda bırakırlar.
Sabah kulağıma yabancı gelmeyen bir melodiyle uyandım,telefonumdan geldiğini anlamam uzun sürmedi.
Annem arıyordu,
-"Efendim anne"
-"Biz çıkarken uyuyordun uyandırayım dedim,ocakta çay var içmeyeceksen altını kapat"
-"Tamam,ne zaman gelirsiniz?"
-"Akşamüzeri"
-"Tamam görüşürüz"
Telefonu kapadıktan sonra mutfağa doğru yöneldim,çayın altını kapatıp tezgahın üzerinde duran peynir tabağından bir dilim alıp ağzıma attım daha sonra odama gittim biraz kitap okudum.
Günümün geri kalanını saçmasapan televizyon programlarından izleyip instagramda dolaşarak geçirdim.Okulların açılmasına az kaldığını düşünüp forma almam gerektiğine karar verdim,yine tavanımı izlerken verdiğim kararlardan birtanesiydi.
Ben yoğun düşüncelerimle boğuşurken telefonum çalmaya başladı,halam arıyordu.
"Efendim hala"
"Gece.."
"Dinliyorum hala"
"Annen.."
"Hala söylesene annem nerede? İyimi?"
"Hastanedeyiz"
"Hala annem'e ne oldu? Hangi hastane? Söylesene hala"
"Gece sakin ol önce"Sakin olmamı beklemesine inanamadım, ben babamı kaybedeli daha bir yıl olmamışken annemin hastanede olduğunu öğreniyorum ve benden sakin olmam isteniyor.
Üstümü bile değiştirmeden halamın adresini verdiği hastaneye gittim.
Görevlilere sorup halamı bulduğumda halam duvarın dibine çökmüş oturuyordu.
Annemin nerede olduğunu sordum telaşla,yüzüme baktı önce ifadesiz bir şekilde sonra ilerideki odada deyip ağlamaya başladı.
İçimde büyük bir korku kütlesi oluşup nefes borumu tıkamıştı sanki.
Koridorun ilerisindeki tek odaya gözlerimi dikip ilerlemeye başladım.
Kapının üzerindeki yoğun bakım ünitesi yazan kırmızı şeridin yanından geçip büyük pencerenin önünde durdum.Annem,hayata tutunmama neden olan kişi.
İçerde gözleri kapalı,heryerine kablolar bağlanmış halde yatıyordu.Ayaklarımmı bedenimi taşımadı o an yoksa beynimmi yönetemedi vücudumu bilmiyorum.
Gözlerim karardı(hayatım gibi),yere yığıldı bedenim(ruhum gibi).
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖMÜLÜ HAYALLER
Teen FictionUçurum kenarında bir ağaca takılmış olan hayatım,kopan bir fırtınada uçuruma yuvarlandı,ben tutamadım. Arkasından atladım. Ama bir kayalık düşen hayatımın peşinden atlayıp kaybolmama izin vermedi.