Hamilelik ve doğum yapmak…Dünya’daki en kutsal olay nedir diye sorulsa hiç beklemeden doğum yapmak derdim.Doğum yapmak bir canlıyı dünyaya getirebilmek.Tanrı’nın insanoğluna bahşettiği en güzel ve özel yetenek bu olmalı.O canlıya senden bir parça katabilmek, içinde bulunduğumuz dünyaya ayak uydurmasını sağlayana kadar yanında olmak ,onu yetiştirebilmek…Ona herkese verebileceğin sevginin en fazlasını ayırmak.Bütün anne ve babalar çocuklarını sever.İstisnalar hariç ekbette ki ama bir anne için dünyaya getirdiği bebeği onun için en vazgeçilmez varlık olmalı.Acaba benim annemde benim için böyle mi düşünmüştü.İlk hamile olduğunu öğrendiğinde neler hissetmişti.Babam bir keresinde benim annemin dünya da başına gelen en güzel şey olduğumdan bahsetmişti.Bir kızı olacağını öğrendiğinde ne kadar mutlu ve heyecanlı olduğunu da. Mutlu ve heyecanlı ? Bu kelimeler, bana küçük bir pencerenin içinden bakan iki çift , kırmızı seritler halindeki sanki ‘hamilesiniz’der gibi bakan elimdeki teste çok yabancı gibiydi.Evet beni sevip sevmediğinden emin olamadığım,babamın tabiriyle’ ‘o adamdan’ uzak durmamı söylediği kişiden ve benim deli gibi sevdiğim adamdan hamileydim.Kelimeler ağzımın içinde dolanıyordu ama ben konuşamıyordum.Şimdi ne yapacaktım? Bu durumu henüz hiç kimseye söyleyemezdim.Babam duyarsa bebeği aldırmamı isteyip beni başka bir ülkeye gönderirdi.Nathan duyarsa olacakları ben de merak ediyordum.Acaba benden nefret mi ederdi? Onu kandırdığımı iddaa edip beni terk mi ederdi? Neler düşünüyordum böyle? Hayatım suan mahvolmuş bir durumdayken hala ilişkimizi düşünüyordum.Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip elimdeki test çubuğunu peçeteye sarıp çöpe attım.İçim de hala bir umut testin yanlış olabileceğindeydi.Yarın ilk işim doktor randevusu almaktı. Odama geçip temiz iç çamaşırlarımı ve pijamalarımı giyip yorganın altına girdim.Telefonumun alarmını kurup kimseden mesaj var mı diye baktıktan sonra çekmeceye koydum. Ne bekliyordum ki? Nathan’ın mesaj atıp aramasını mı? Yaptığım bu kırılmış tavırlarımı sadece bir gün çekerdi.Beni aldatıp aldatmadığı sorduğumda vermiş olduğu tepkiden de anlamalıyım ki benden sıkılmış , istediğini almış ve gitmişti.Acaba suan başka birinin kollarındamıydı? Başka birini öptüğünü, bana dokunduğu gibi dokunduğunu düşünemiyordum.Bunu düşündükçe aklıma hamile olduğum gerçeği dank etti ve gözlerim tekrar doldu.Aklımı kurcalayan soruları gözardı edip kendimi uyumaya zorladım.
**
Taksiden indiğimden beri yaklaşık 20 dakikadır devasa büyük beyaz hastane duvarlarına bakıyordum.İçeriye henüz girememiş 20 dakikadır kitlenmiş gibi giriş kapısının önünde bekliyordum.İnsanların artık rahatsız olmuş bakışlarına daha fazla katlanamadım ve içeri girdim.Danışma bölümünden Dr.Alex Bollerwatsonla randevum olduğunu odasının katını ve numarasını sordum.Asansör 4. Katta durduğunda önümdeki insanlar bana geçmem için yol vermişti.Ayaklarım geri geri gittiğinde odanın kapısına gelmiştim.Kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girdim.30’lu yaşlarda doktor olduğunu tahmin ettiğim genç bir adam beni selamladı.
‘’ Hoşgeldiniz ,buyrun hemşire hanım sizi hazırlasın .’’ dedi gülümseyerek.Teşekkür edip beyaz bir paravanla bölünen odanın diğer tarafına geçtim.Hemşire üzerimdeki kazağı çıkarmama yardımcı olduktan sonra ‘’ Lütfen bekleyin.İki tüp kan almamız gerekli testler için .’’ dediğinde kafamı onaylarcasına salladım.İki tüp kan aldıktan sonra doktor şikayetlerimi ve adet dönemimle ilgili bir takım sorular sorduktan sonra testlerin sonuçlarını beklemem için beni bekleme odasına yönlendirdi.Bir saate yakın beklemenin ardından doktorun odasına girdim.Elinde beyaz bir kağıtla sıkıntılı bir şekilde bana bakıyordu.
‘’ Tekrar hoşgeldiniz,aslında tebrik etmeliyim fakat anladığım kadarıyla evli değilsiniz.Hamilesiniz .’’ dediğinde bildiğim bir şeyin üzerinden ikinci bir şok yaşamıştım.Belki bir umut eczaneden aldığım testin yanlış olabiliceğini düşünmüştüm.Doktor ne demişti evli değilsiniz sanırım . Evlilik. Neden bu bir bebek için mükemmel bir evlilik gerekiyordu ki? Neden bütün insanlar birleşmiş gibi evli olmadığımı hatırlatmak zorundaydı.Evlilik dışı bir çocuk dünyaya getireceğimi zaten biliyordum.Bunun yükü zaten çok ağırdı.Sanki bu cümlelerimi duymuş gibi karşımdaki doktor ‘’ Allison hanım, bir sorun mu var? Biliyor olmalısınız ki bu tarz durumlarda gebeliği sonlandırabiliyoruz .Bebek henüz 4 haftalık.’’
Gebeliği sonlandırmak mı? Duyduğum kelime havada asılı kalırken doktorun suratına uzun uzun baktım.Bebeğimi nasıl öldürebilirdim.Hemde sevdiğim bir adamdan dünyaya gelecek olan bebeğimi.Onun annesini hiç sevemeyeceğini ve kendisine babalık yapıp yapamayacağını bile bilmeyen bir bebeği dünyaya getirip getiremeyeceğimi doktorun bana sorması titrememe yol açmıştı. Ayağa kalkarak ‘’ A..affedersiniz ben …benim burdan çıkmam lazım.’’ Dedim ve çantamı koluma takarak dengesiz adımlarla kapıya ilerledim. Arkamdan ‘’ Lütfen sakin olun hanımefendi biraz düşünün,amacım elbetteki bir canlının yaşamına son vermek değil ama haddim olmayarak görüyorum ki sizin için normal bir hamilelik ve aile yaşamı olmayacak.’’ Dediğinde gerçek sanki boğazımı güçlü bir el gibi sıkıyordu.Doğru muydu bütün dedikleri? Kapı kolunu sıkıca tutup tekrar açmak için bir hamle yaptığımda doktor tekrar ‘’ Telefon numaramı biliyorsunuz danışmanda ki arkadaşlar yardımcı olacaktır benimle görüşmek isterseniz kürtaj için randevu verebilirim iyi düşünün lütfen’’ dediğinde daha fazla dayanamadım ve kendimi dışarı attım.Nefes alamıyordum.Bütün bu insanlar çıldırmış olmalıydı.Elim istemsizce karnıma gittiğinde derhal elimi çektim.Ne yapıyordum? Bu durumu Nathanla konuşmalıydım.Sonu ertelemek olayların sadece iyice sarpa sarmasına neden olacaktı.Tepkisi ne olursa olsun vermemiz gereken kararları birlikte vermeliydik.Sonuçta bu biraz da onun hatasıydı.Her neyse artık olan olmuştu ve keşkelerle daha fazla zaman öldürmemeliydim.Taksi çağırıp Nathan’ın adresini verdim.Telefonla arayıp ona geleceğimi haber vermek için numarasını tuşladım.Telefon uzun bir süre çaldıktan sonra açmayacağına emin olduktan sonra kapattım.Evin önüne geldiğimde korkarak taksiden çıktım.Derin bir nefes almalıydım.Kendime gelip cesur olmalı ve sakin bir şekilde anlatmalıydım.Ne olursa olsun o benim erkek arkadaşımdı.Birlikte eğlendiğim,güldüğüm,öpüştüğüm,elini tuttuğum ve ilk birlikteliğimi yaşadığım adamdı.Derin bir nefes daha aldığımda çoktan kapının önüne gelmiştim.Zile bastığımda içerden bir iki adım sesi geldikten sonra kapı açıldı.Kafamı kaldırıp baktığımda yüzümden bütün kanımın çekildiğine emindim.Mankenleri kıskandıracak bir fiziğe sahip ,uzun dalgalı kızıl saçlı bir kadın üzerinde Nathan’ın olduğuna emin olduğum gömleğiyle bana soru sorarcasına bakıyordu.Gömleğinin altında hiç bir şey olmadığını da farketmem uzun sürmemişti.Sanki bu şekilde kapıyı açması çok normalmiş gibi birde bana bakıp ‘’ birine mi bakmıştınız?’’ demişti.Burası Nathan’ın eviydi ve üzerinde onun olduğuna emin olduğum gömleğiyle karşımdaki kadın bana bakıp kimi aradığımı soruyordu.Bunu idrak edebilmem birkaç saniyemi almıştı.’’ B..Ben şey affedersiniz.’’ Deyip arkamı dönüp koşar adımlarla ordan uzaklaştım.Demek ki odasındaki dolabın içerisindeki kıyafetlerin sahibi bu kadındı.Demek beni gerçektende aldatıyordu.Lanet olsun.Bende ona ne söylemek için gelmiştim.Hırsla gözümden yağmur yağıyormuşçasına akan göz yaşlarımı sildim.Ne kadar aptaldım.Beni ayakta uyutmuş,kandırmış ve bu şekilde bırakmıştı.Ne yüzünü görmek ne de sesini duymak istiyordum. Elimi çantama atıp telefonumu çıkardım.
‘’ Alo ,ben Dr. Alex’le görüşmek istiyorum.’’
Arkadaşlar yazım hatalarımız varsa affedin , umarım beğenirsiniz.Okuduktan sonra oylamayı unutmayın .Öpüldünüz xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATA
RomanceBal rengi gözleri intikamla parladığında, ona bir zamanlar sevgilim dediğim günleri düşündüm.Ve onun beni sadece intikam aracı olarak görmesi iliklerime kadar dehşetle dolmama neden oldu. " Bana seni istiyorum dediğin günler çokta geride kalmadı Al...