Bir Dilim Hayat'ın Tadı

46 8 0
                                    


İşte sen busun aslında! Hayatın bir uzun yürüyüştür. Düşünceli bir yürüyüştür. Bazen taşa takılıp düştüğün bir yürüyüştür.

Ancak dünya, düşünmeni, yürümeni istemez bilesin. Çünkü düşünmek acı çekme riskini, yürümek ise düşme riskini barındırır içinde. Fakat modern zamandır ki, acıya ve düşmelere kapalıdır. Ondan değil midir en ufak bir acıda doktora koşmalar? Haplara başvurmalar? En küçük bir duygu çalkalanmasına bile tahammül edememeler?

Neden mi böyledir? Çünkü modern zaman neden varedildiğini unutturmak ister sana. Ve zayıflığını da. Bunun için yürüme diye gösterişli arabalar sunar sana. Çünkü yürüyünce düşünecek, düşecek ve insan olduğunu hatırlayacaksın. Ve sen kanarsın bu yalanlara. Gösterişli arabalar içinde hızla geçersin çiçeklerin, böceklerin yanından. Sadece yola bakarsın ve uyuşur beynin, düşünmezsin. Ne koklarsın havayı, ne yaşamdan haberin olur. Sadece sen varsın sanırsın dünyada. Çünkü hızlı arabandan inip 2 adımda bir binanın içine girersin de alabildiğine çalışmaya başlarsın. Hayat böyle geçer gider gözlerinin önünden.

Oysa ey kendim! Bilesin ki insansın, insan olmak aciz olmaktır, insan olmak düşmektir, düşünmektir, düşmeyi kabullenmektir. İnsan olmak acı çekmektir. O halde düşünmekten, düşmekten, acıdan korkma! Yürü, düşün, düş, silkele üstünü ve kalk. Devam et! Zamanın elinde oyuncaksan eğer, en sağlam oyuncak ol ki zaman seni kolayca bozamasın.

Hayat FelsefemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin