Ben Avusturalya'Da Adelide Adında küçük bir kasabada yaşıyorum.Benim adım Parker 19 yaşındayım ,Ve hokey takımının kaptanıyım.
Okullar kapanalı tam 2 hafta olmuştu.Bizde arkadaşlarımızla bir şey yapalım dıye dusunduk ...... O gün benim için çok önemliydi, çünkü sevgilim ve arkadaşlarımla yeni Zelandaya 1 haftalıgına tatile gidicektik.
-Saat (07:30):Sevgilim Mirlanda'yı arabamla evinden aldım ve havaalanına gıdıyoruz . Mirlanda Çok güzel ve alımlı bir kızdı ve ona deliler gibi aşıktım..
-Saat (08:15):Saat 8'i 15 geçiyordu ve Hava alanında parson ve jesse hariç herkes burdaydı.. Mark hemen geldi ve hoş geldin kardeşim dedi. Bende hoşbulduk dedım. Mark 19 yaşında iri yapılı hokey oyuncusuydu ve yakışıklıydı.Yanındaki ise sevgilisi Jasmine oda hokey takımında ponpon kız olarak gorev yapıyor. Ve çok güzel bir kız. Ve arkadan Hamilton atladı Günaydın diye , Hamilton hokey takımının maskotuydu ..
-Saat (8.45): Biz oturduk ve uçak saatini bekliyoduk.Parson ve Jesse uzaktan göründüler ve yanımaza geldiler .Günaydın dedi Parson . Parson'da bizim gibi hokey takımındaydı ve güzel hokey oynuyor.Jesse'De Günaydın dedi. Jesse biraz inek bir tip ama hepimizden çalışkandı ve babası çok zengindi.Jessi'nin babası bize bir uçak ayarlamıştı.
:Saat (09:00):Uçagımızın kalkma saati gelmişti ve biz hazırlandık.Hepimiz gülüp eyleniyorduk,
-Saat (09:15): Uçagımız kalkmıştı ve Yeni Zelandaya dogru yol almıştık.
-Saat(09:45): Hava içe karardı ve yağmur yagmaya başladı ama haberlerde hava durumu güneşliydi.
-Saat(10:05): Uçağın şimşek yüzünden Sag arka motor'u bozuldu. İşte yanmıştık Uçagımız düşüyordu ve çok korkuyorduk. Hemen Pilotun yanına gittim ve
-Ne yapıcaz şimdi dedim
+Uçagı kontrol edemıyorum geç yerıne otur kemerleri baglayın diye bagırdı.
-Saat(10:15): Uçak düşmüştü ve pilot yaralanmıştı onun haricinde kimse yaralı degildi. Belki kimsenin bilmedigi bi adadayız ne yapıcagımızı bilmiyoruz
Hemen toparlandık ve pilotuda alarak dışarı çıktık.Herkes çok korkmuştu, Hamilton,Mark ve ben uçaga gidip gerekli olan malzemeleri aldık. Yanımızda 1 hafta yeticek kadar yiyecek, 2 tane silah ve bir ilk yardım seti vardı. Orda pilota az çok bir şeyler yaptık yarası kapanmıştı. Parson gidip telsizden yardım istedi fakat cevap alamadık.
-Parson: Burda bekleyerek bişi yapamayız en iyisi adayı dolaşmak belki birileri vardır dedi .
Bizde aramızda kararlaştırdık ve adayı dolaşmaya başladık .Adayı dolaşalı 1 saat olmuştu ve canlı bırseyle karşılaşamadık. Pilotun durumu gittikçe agırlaşıyodu ve ne yapacagımızıda bilmiyoduk. Hava karamıştI,elimizde çakmak vardı ve bir kaçımız gidip etraftan çalı çırpı topladık,ve ateşimizi yaktık. Yicek olarak hep hazır yicekler vardı,dogru düzgün bir şey yoktu. Yemegimizi yemiştik ve hava ice kararmıştı. Uyku vakti gelmişti ve biz erkekler nöbet tutmaya karar verdik. İlk nöbeti Mark sonra Parson ,ben ve Hamilton , herkes saat başı nöbet tutucaktı. Nöbet Sırası bana gelmişti ve Mark beni uyandırdı.
-Mark: Kalk dostum nöbet sırası sende
Bende tamam diyerek ayaga kalktım ve nöbete başladım. Zaman geçmek bilmiyodu ve ice sıkılmıştım. Çalılıkların arasından çıtırtılar gelmeye başlamıştı.Hemen Herkesi uyandırdım,Ses gittikçe yaklaşıyodu ve kızlar korkmaya başlamışlardı. Aradan 2 dakika sonra ses kesildi bizde bir maymundur diye düşündük ve yatmaya devam ettiler.
Adadaki İlk günümüzdü ve Sabah olmuştu Uyandık. Karnımız acıkmıstı ben ve Parson ateşi yakçak bişiler toplamaya gitmiştik.Adanın ortalarına yaklaşmıştık
-Parson: Artık geri gidelim dostum buralar ice korkunçlaşmaya başladı.
Bende tamam o zaman dedim ve kamp kurdugumuz yere dogru yurumeye başladık.Arkadan Korkunç seslerde duymaya başladık ve ice korkmuştuk, hızlıca kamp kurdugumuz alana dogru kosmaya basladık. Soluk soluga koşarak bizimkilerin yanına geldik.Ne oldu diye sordular . Bizde sesler duydugumuzu ama bunların farklı ve korkutucu oldugunu soledık . Herkes endişelenmişti, daha sonra yemegimizi yedik. Daha sonra adayı bıraz daha turlayalım dedik ve ilerlemeye başladık. Bayağı yürüdükten sonra kaptan ben çok yoruldum artık devam edemicem dedi. Siz gidin birazdaha dolaşın sonra gelin yanıma dedi. Bizde tamam peki dedik ve pilota silahlardan birini verdik ne olur olmaz diye. Daha sonra biraz ilerledikten sonra bir silah sesi duyduk, bu pilotun silahıydı hemen pilotu bıraktıgımız yere dogru kosmaya basladık. Geldigimizde pilot'un kafası yoktu ve bıçak yaraları vardı vucudunda. Ve heryer kan içindeydi , işte o an kızlar bagırdı.
-Hamilton: Lanet olsun bu ne böle
-Mark:Bu adada çok kötü şeyler var .
Artık bu adada Çok kötü şeyler oldugunu anlamıştık.