Birini tanımıştım
Gözleri buram buram yanlızlık bakan
Endamlı yürüyüşlere konuk olan
Saçları Fırtınayla kavgalı
Gülüşleri soğanı anımsatırdı
Dışı güzel içi göz yakıcı
Ovaların belasıydı kimi zaman
Bazende uysalaşırdı trajediye karşı
Koşardı yerli yersiz topraktan bağımsızca
Fazla konuşmazdı
İçinde istemsiz çığlıklar kopuyordu
Ama dışarıya sessizdi her zaman
Dudakları insanı İslamiyete çağırırdı
Bir sürünün çobanıydı
Bir sürü olayında öznesi
Ha otobiyografisini yazsam okunmazdı
Fazla derindi
O yüzme bilmeden kulaç atıyordu derin acılarda
Kesik kesik ateş yakar dumanın başında saatlerce beklerdi
Sigarayı içli içli çekerdi içine
İçindeki aleve alev katarak
Şairdi çok yazardı
Kafiyeler dörtlükler yapardı
Bir türlü serbest şiir yazamıyordu
Belkide okuma yazma sı yetmiyordu
Birini tanımıştım ben
Mezopotamya ayaklanmasına konu olacak birini
Yüreği güzel gözü yaşlı birini
Saçları Fırtınayla kavgalı birini