*MASKE*

150 27 49
                                    

Multi de maske ...

Bu bölüm Ekin tarafından bize aktarılmıştır. Ekin baş kararker.

Siyah. Siyah bütün renklerin sonu mudur? Insan neden yaşar? Yaşamak bi intiham ise eğer gülen, mutlu insanlar gerçek midir? Neye güler ki insanlar? Neden , neyi , kimi sever? Peki aşk? Gercek midir? Birbirilerini sever mi insanlar ? Peki nefret? Insan neden nefret eder? Nefret gerçek midir? Neden herkes eşitse aynı hayatı yaşamaz! Neden herkes aynı anda üzülmez aynı anda sevinmez? Peki bu dünya da sensiz yaşamayacak biri var mı? Seni sebepsiz seven biri ? Neden herkes aynı değil ki?

Ben cevaplıyorum size tüm soruları. Siyah bütün renklerin sonudur. Insan intikam için yaşar. Mutlu insanlar gerçek değildirler. Insanlar boş şeylerle güler. Annesini sever insan sebepsizce. Başka kimseyi sebepsizce sevmez.Aşk tamamen uyduruk saçma sapan birşey. Aşk gerçek falan değildir. Insan yaşamaktan soğutan insanlardan nefret eder. Nefret gercek dir. Hem de dibine kadar. Herkes aynı hayatı yaşamaz çünkü aynı hayatı yaşıyan insanlar birbirini anlar . Ama hayat insanların birbirini anlamalarını ister mi? Hah (!) Tabiki hayır. Herkes aynı anda birbiriyle aynı anda üzülmez sevinmez çünkü siz üzüldüğünüz de sevinen elbet de olacak.

gözlerimi diktiğim sandalyeden alıp her pazartesi yaptığımı yapmaya yürüdüm saat gecenin 2:30 olduğundan hava zifiri karanlıktı . Sokak da havlayan köpekler dışında ses yoktu. Uçan bi iki kuş gece olduğunu simgeler gibiydi. Ölüler şanslı dedim içimden.

Mezarlığın karşısında duran uçurum sanki öl ve bu mezara yat kurtul der gibi duruyordu öylece. Uçurumdan aşağıya baktım sert su sesleri dağa isyan edercesine vuruyordu. Kurtulmak istiyorlardı belkide ancak dağ onları engelliyordu .

Elimde duran birayı diktim kafama. Bugün sonumdu bugün vazgeçiyordum hayat denen illetden. Sigaramdan bi dal alıp doyasıya içtim . İnsan oğlu işte ölümlüydü. Çalan telefonuma aldırış etmedim inadına arıyordu sanki . Şu en çok istediğim ölüm günümde bile rahat bırakmıyorlardı. Kendimi bildim bileli bugün hiç bitmesin dediğim gün ne yazık ki olmadı. Uçurum dedim hafif fısıltı ile çıkan sesimle. Kafam da yankılanan sesler beni yorsada dinledim onları birileri çabuk atla derken birileri asla yapma yaşa diyorlardı. Peki ben yaşıyormuydum. ne yazık ki evet.

4. biramı da bitirip intihar ediceğim günün tadını çıkarmak istercesine uçurumdan aşşağı salladım ayaklarımı. Yaşamak diye bağırdım. Sesim yankı yaparken güldüm . Telefonumun o iyrenç melodisi kulaklarımı doldururken tiksintiyle telefona baktım. Arayan büyük bi ihtimal ile annem di ve açarsam onu daha çok üzerdim . Telefonumu uçurumdan aşağıya fırlatıp sırtımı toprağa koydum. Gökyüzüne bakarak üç kere ölmem gerek dedim. Evet oldukça gerek di .Artık gebermeliydim ve annem babam barışmalıydı küçük kardeşim mutlu olmalıydı hayatı 80 yaşında gibi değil de 3 yaşın daki bi çocuk gibi yaşamalıydı.

Kayan yıldıza baktım. Dilek tutmak oldukça içler acısı degil miydi? Aptallık. İçtiğim biranın şişesi uçurumdan aşağı düşerken kaşlarımı havaya kaldırdım. Gökkuşağı denen renk saçmalığnda bile siyah YOKKEN ben de ki bu bitmek tükenmek bilmeyen kasvetli siyah da neydi? Boşversenize bugün son günüm dü zaten . Deri montumu kenara atmak için kalktım. Montumu kenara atıp atlamak için hazırlandım.

Kollarımı açıp aşağıya baktım gözlerimi kapattım ve cehennemde yanmaya hazırlandım.
Yağmur yağmaya başlarken gülümsedim. 'Bugün o çok sevdiğiniz gökyüzü bana ağladı.'

Hazal'dan
Ece'nin kolunu bilmem kaçıncı kez dürterken Ece göz devirdi.
"Bak Hazal şu çocuğu bi gün görmezsen ölmezsin. Zaten sadece mal mal bakıyorsun. "
"Of Ece ya lütfen! lütfen! lütfen!"
"Ya 1 yıldır gecenin 2:30 nda uçurumun dibin de duran manyak çocuğa bakıyorsun Hatice teyze yakalayacak bak bi gün."
"Of tövbe de"
Gözlerim dolunca Ece kafama vurdu.
"Yürü seni koca bebek seni!"
Ellerimi çarpıp gülümsedim .
"Ece sen varya bi tanesinnn!"
"Biliyorum"

HAZİN (GRİ SEVENLER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin