2.bölüm

698 54 0
                                    

-Astonishment-

Jongin yataktan kurduğunu hatırlamadığı alarmın sesiyle uyandı. Bu yardımcıların uyanma saatini hatırlatan bir alam olmalıydı. Okuldayken bazı zamanlar kaçamaklar yapıp, daha fazla uyuyabiliyordu ama burada bunu yapamayacağını çok iyi biliyordu, bu alışkanlığının üzerinden gelmesi gerekiyordu.

Yataktan küfrederek kalktı ve yatağının karşısında ki aynanın önünde bir süre saçları ile ilgilendikten sonra, hızla üzerini değiştirip dışarı çıktı. Diğer yardımcılar ondan daha erken kalkmış olmalılardı, bahçe de o özel çocuk saçmalıklarının peşinden köpek gibi onları takip ediyorlardı. Evet bunlar isterlerse o çocukları güçleriyle çok rahat yola getirebilirlerdi, ama bunu yapmaktan aciz oldukları da gerçekti.

Bu çocuklar daha yeteneklerini tam olarak yönetebilemiyorlardı ve tam olarak hakim olamadıkları güçleri onlar için berbat durumlara neden oluyordu. Güçlerini her yanlış kullandıklarında, saçma felaketlere yol açıyorlardı. Yardımcılar olarak onların görevleri de, onları korumanın yanında bu güçleri de açığa çıkarmaktı. 

Bir bakıma onları yönlendirme hakları vardı, Jongin bunu biliyordu ve kullanacaktı da. Yixing'i bulmak için meraklı gözlerle bahçeye bakındı. Bir süre sonra Yixing bakış açısına girmişti, bir adam önünde diz çökmüştü ve af dileniyormuş gibi gözüküyordu. Jongin her adımında olanlar konusunda daha da meraklanırken Yixing'in yanına varmıştı, Yixing ise onu fark etmemiş, yaptığı işe devam ediyordu.

Adam dizlerinin üzerinde başını eğmiş bir şekilde, Yixing'e bakarken af diliyor ama Yixing umursamıyor gibi gözüküyordu. Kibir...bir insanın en korkunç özelliği. Yixing'in sahip olduğu bu kibir, Jongin'i iğrendirmişti. Bu çocukla uğraşması gerektiğini iyi biliyordu ama ondan nefret etmeden önce onun düzelmesini umuyordu.

Yixing'in omzuna kolunu attı ve kısa olanın kulağına fısıldadı.

''Shipman'ın bir sözü var sanırım seni anlatıyor, kibir, aptallığın en açık belirtisidir.''

Yixing, duyduklarının ardından sinirle omzunda ki kolu attı ve sözleri söyleyen kişiyi görmek üzere arkasına döndü, gördükleri ise onun tüm öfkesinin yerine korkuyu bırakmasına neden olmuştu. Neden olduğunu bilmiyordu, ama korkuyordu. Yutkundu ve tüm dikkatlerini vermiş onları izleyen bahçede ki kalabalığa aldırmadan koşmaya başladı. Jongin bile, onun bu tutumuna oldukça şaşırmıştı. Bu konuyla sonra ilgilenmeye karar verip, yerde diz çökmüş bir şekilde beklemeyi sürdüren adama elini uzatıp, onun kalkmasına yardım etmek istedi ama adam onu geri çevirdi ve biraz zorlansa da tek başına ayağa kalktı.

Daha demin Yixing ile konuşan o masum yaşlı adam gitmişti ve yerine gerçek bir kötü ihtiyar gelmişti. Jongin'e sert bir bakış attıktan sonra 'Kralımız Yixing olacak...Sakın bunu engelleyeyim deme' dedi ve emekleyerek yanından uzaklaştı.

Jongin daha yaşadığı şoku atlatamadan, bunca zamandır uzaktan olayları izleyen bir başka adam daha geldi ve 'Yixing'i sevmesen bile onun başa geçmesi senin yararına olur, bu yüzden onu baltalamaya çalışma' dedi ve o da Jongin daha soru sormaya hazırlanırken hızla yanından ayrıldı.

'Bu da ne demek oluyordu yani? Tüm bu insanlar, Yixing'in yaptığını doğru mu buluyordu? Hatta zulme uğrayan kişi bile!'

Kafası karışmıştı ve merakla bahçeden kuleye geri döndü, uzun koridorlardan geçerken bir yandan da Yixing'i arıyordu. Aklından hiç çıkmıyordu bu çocuk, neden yanlış yapanın kendisi olduğu halde düşünmeye dalmışken, omzunda başka bir omuz daha hissetti ve gerildi. Karşısında ki baştan aşağı siyaha bürünmüş çocuk ondan utangaç bir biçimde özür diledi. Jongin ise onun kim olduğunu merak etmeye başlamıştı. Kuleye yeni gelmiş olabilirdi ama çoğu kişiyi en azından görsel olarak tanıyordu, bu çocuk ise ilk defa gördüğü bir yabancıydı. 

Merakla 'Kimsin sen?' diye sordu ve siyahlar içinde ki çocuk 'Tao...Yani prens Kris'in yardımcısı' diyerek cevap verdi. Demek o da bir yardımcıydı. Yeni olmamalıydı, Jongin kendisi dışında seçilen iki kişiyi tanıyordu. 'Ne zamandır?' diye sordu ve siyah çocuk 'Geçen sene 1. olarak kuleye girdim' diyerek cevap verdi. Jongin, biraz ürkütücü görünse de onu sevimli bulmuştu. Gülümsedi ve elini karşısında ki çocuğa uzatıp onu selamladı.

''Bende Kim Jongin, Yixing'in yardımcısı''

Tao, duyduklarının ardından gülümsedi ve elini sıkıp 'Demek sende bir yardımcısın, yeni olanlardan' diyerek karşılık verdi. Jongin ise başıyla onayladı. Ama bir yardımcı olmasına rağmen neden hala onu tanıyamadığını anlamıyordu oysa bir kere görse kesinlikle unutmazdı, bu konuda hafızasına güveniyordu. Bu çocuk törene gelmemiş olmalıydı.

''Törende neden seni görmedim?'' 

Jongin'in sözlerinin üzerine Tao beklenmedik bir şekilde utanmış gözüküyordu. Alt dudağını ısırdı ve 'Prens Kris ile biraz işimiz vardı' diyerek cevapladı, Jongin üstelemedi ve yeniden onu selamlayıp gitmeye hazırlanırken, Tao onu durdurdu.

''Yixing dedin değil mi? Dosyanı hala benden almadın?''

''Dosya mı?''

''Evet, prenslerin kişisel dosyaları her yardımcı da bulunmalıdır'' diyerek cevapladı ardından da çantasından deri kaplı bir dosya çıkarıp Jongin'e uzattı. Jongin dosyayı alıp hızla odasına doğru yürüdü, içindekileri merak ediyordu. Odasına vardığında dosyayı açtı ve ilk sayfayı okumaya başladı.

-Genel Bilgiler-

Prensler her özelliklerini yeterlilik seviyesine getiremeden asla kral olamazlar.

Yeterlilik seviyesi her prense göre aynıdır ve değişemez. Adaletli ve itibar sahibi olmak bir prensin en iyi olması gereken özelliklerdir.

İlk sayfa sıkıcıydı, Jongin hızla bir diğerine geçti ve sayfaya göz attı. Burada Yixing'e ait özellikler belirli bir puan ile belirlenmişti. Her özelliği yüksek puanlara sahipti, biri hariç. Jongin merakla kötü puana sahip olan özelliğe baktı. 'Adalet, Cezalandırma ve İtibar sahibi olma' 

Bu yüzden, Yixing o adamı yargılamak zorundaydı ve bu yüzden herkes öyle şeyler söylemişti, oysa kendisi sadece kibirli olduğunu düşünmüştü. 

''Kim Jongin, GERÇEK BİR APTALSIN!!''

MENDOVENIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin