İncinin evine gider gitmez tüm eşyaları çantamıza koyduk.Evet incinin evinde bizim eşyalarımız biz kardeştik kan bağımız olmasada.O yüzden.Çantaları hazırlamıştık benim 1 bavul 2 çanta incinin 1 bavul 1 çanta suyunda 1 bavul 3 çantaydı.Saate bakmıştık ve saat 3ü 10 geçiyordu ve daha otobüs terminaline gidecektik.Hemen taksi çağırdık ve hızlı olması gerektiğini söyledik.Zar zor yetişmiştik.Ama çok az kişi vardı bizden başka 3 kişi daha onlarda erkekti.Su farketti onları hemen bizi dürtüp "kankaaaaaaa şunlara bak daş daş"dedi. İncide"Analar ne doğuruyor be"demişti.Ben ise hiç oralı olmamıştım aksine moralim düşmüştü.Sanırım onlarda aralarında bziimle ilgili konuşuyorlardı.Ama bir taneside aynı benim gibi oralı olamamıştı telefonuyla oynuyordu.Sanırım çocuktan hoşlanmıştım.Evet sadece küçük bir hoşlantı ama bizimkiler aşık olmuştu resmen.Çocuğa bakıyordum evet ve o sırada gözünü telefondan ayırıp etrafa bakarken ona baktığımı anlamıştı sanırım.2 3 saniye bakıştıktan sınra hemen bakışlarımı Su ve İnci ye çevirecekken bi baktım ki onlar diğer çocukların yanına gitmiş bile.Su yunkinin adı uzaymış İncininkininde gökyüzü.Ne değişik isimleri var dedim içimden ve sonra baktığım çocuğun adını öğrenmek istedim ama kimseye söylemedim tabiki.Biraz zaman geçmişti ve Uzay ile Gökyüzü Ceme seslenmişti.Adını öğrenmiştim çok mutluydum. Fakat sanırım sevdiği biri varmış.Telefonunun kilit ekranında bir kız resmi vardı çünkü.;(
