bir kız çocuğu vardı,
kıpkısacık kıvırcık simsiyah saçları,
zeytin gözleri vardı.2,5 yaşına geldi.
köy yolunda annesiyle uzun bir süre için son kez karşılaştı.
"oğul, oğul
kim bilir ne zaman karşılaşacağız tekrardan" dedi annesi.
sonra da gitti.zeytin gözlü arkasından bakakaldı.
kız çocuğu, henüz 2,5 yaşındayken annesiz kaldı.
ve bir anda her şeyde etkisiz eleman oldu.3 yaşında babasıyla başka bir eve taşındılar,
komşularının çocuklarının kıyafetleri
tam oldu üzerine.
belki de o gün, harcamamayı öğrendi.
eskimişleri giydi, kendi elbiseleri olmadı.5 yaşına girdi.
dikiş dikmeyi, yemek yapmayı öğrendi.
babasının işten gelişini gördü mü,
ocağa yetişebilmek için taburesine çıkar, türk kahvesini yapardı.sonra
babası evlendi.
annesi hala yoktu.
ve o, hala eksikti.çocuklar doğdu, kardeşleri oldu.
kardeşleri kadife giydilerse, o eskimişleri giydi.daha 2,5'tu ya hani, yaşamamayı öğrendi.
büyüdü, görücü usulüyle evlendi.
çocukları oldu, üç tane.
gerçek annesini bir kere gördü.her cumartesi kızıyla pazara indi.
kızına iki dilim börek ve çay aldı.
kendisi sürekli ekmeğin burnunu ve cam kavanozda getirdiği suyundan içti.kardeşleri kahvede çay içerlerken,
o, parkta oturdu, su içti.bayramlık almadı, görürdü üvey kardeşlerini dünyaları alırlardı. o evde oturup yemek yapardı.
ve kızını alır, küçük odalarında küçük tüpün üzerinde kaynattığı yumurtayı yerlerdi onlar.
diğerleri sıcak yemekleri yerken.kızına mezuniyet elbisesi dahi almadı.
eski gelinliğinin içliğinden dikti.o,
harcamadı.
annesi öldü.
babası öldü.
oğulları ve kızı evlendi.
kocası yaşadı.
o evde tek başına kaldı.
yalnız başına.yıllar geçti.
tek suçu- suçu yoktu.
annesi de yoktu.
ve hayat ona yaşamamayı öğretti.
bir kere dahi gülmedi.
ve hiçbir zaman ağlamadı.
kızı bana bunları anlattı.
ağladı, ağlattı.
sonra sarıldı ve kulağıma fısıldadı.
"artık zehrimi(zi) sana da karıştırdım.
o, yaşamasını öğrenemedi."-
bunu yazmaya haddim yok
kesinlikle
ancak sadece
sadece yaşayınnefes almaktan, toprağın altında yer etmemekten bahsetmiyorum
ama sakın ha yaşamamaya alışmayınya da keyfiniz bilir
bunu yazmaya haddim yok;
anneme, anneannem esme'ye,
büyük annem(?) zeynep'e,
ve esme'nin üvey annesine