"3"

41 7 9
                                    


Tamamen siyah kıyafetlerle dolu dolabımdan siyah bir kot ve gömlek çıkarıp alelacele giyindim. Gömleğimin önünden bir parça pantolonumun içine soruşturmaya özen göstererek.. Son kez aynanın karşısına geçerek gözlerimi tamamen kapatan kahküllerimi ellerimle düzenledim. Akşamdan hazır olan çantamı alıp evde hızlıca ayrıldım. Her ne kadar annemin uyarılarına rağmen karşın yolun kenarından gitmem gerekse de pek umursamayarak yolun ortasından yavaş adımlarla okula doğru ilerledim. Eski okulumun şehrin birax dışında olduğu için babam arabasıyla götürüyordu. Ama yeni okulum yürüme mesafesi kadar yakındı eve. Bende tekrardan babama yük olmamak için yürüyerek gitmeyi tercih ediyordum. Adını dahi bilmediğim yeni okuluma, evet adını dahi umursamıyor, sadce çevremde bana kendini yakın hissedecek kişilerden korkuyordum . Eski okulumda iki sene boyunca kimseyle arkadaşlık kurmayıp, yanlız başıma gayet mutlu bir şekilde eğitimimi almıştım. Ve burada ki iki yılım boyunca da kimseyle arkadaşlık kurmayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum.


Yeni okulumun bahçesinden içeriye ilk adımlarımı attığımda, burası için fazla uyumsuz olduğumu düşündüm. Çevre de gördüğüm birkaç kişinin üzerinde ki normal kıyafetlere göre fazla uyumsuz olduğumu farkettim. Siyah kotumun üzerinde ki, sadece önümden bir parça pantolonumun içine soruşturduğum siyah bir gömlekle oldukça siyahtım. Ayrıca siyah kalın bilekliklerim ve kaşımda ki piercingim-her ne kadar normalinden fazla uzun olan kahküllerimin arasına gizlense de- beni oldukça uyumsuz gösteriyordu. Eski okulum kuytu bir yerde, disiplinsiz olarak eğitim verdiği için orada pek umursayan bir müdürümüz yoktu. Umarım burada karışan biri olmaz. Diyerek önümde ki giriş kapısına giden uzun patika yolu takip ederek, okul binasına önceden verdikleri öğrenci kartımla giriş yaptım. Bir yandan çeşitli renklerle dekore edilmiş koridor kısımından sınıfımı arıyordum. Diğer yandan da sürekli burnumdan aşağı kayan kalın çerçeveli siyah gözlüklerimi parmağımla yukarı doğru itiştiriyordum. Heyecandan mıdır bilmem ama, avucumun içinde birikmiş olan terimi, cebimden çıkardığım kağıt mendile silerek mendili koridorun kenarına hünkarca fırlattım. Yoluma tam devam edeceğim sırada arkamdan bana söylendiğini hissettiğim,
_"HEYYY!!! "
Sesi üzerine istemsiz olarak arkamı döndüm. Arkamda kaşları çatılmış olarak gözlerini üzerime dikmiş olan çocuğa,
- NE VAR! -
dercesine baktım.
Çünkü ; eminim ki konuşmaya değmeyecek kadar değersiz bir çocuktu.

-" ONU YERE ATTIĞIN GİBİ ALIYORSUN!, YENİ KIZ"
Dedi.
Hiç umursamadığımı anlamadan.

-"Niyeymişşş??!!!! " dediğimde.
Gözlerini devirerek OFLADII.

-" Çünkü burası senin geldiğin o ezik okula benzemez! Kurallara uyma mecburiyetindesin. "
Dediğinde, az önce ki sesine göre daha sert konuşmuştu.

Yine kimseyle muhattap olmak istemezken, yaptığım küçük hareketle birileriyle konuşmak zorunda kalmıştım. Ve daha fazla konuyu uzatmadan yerde ki mendili attığım gibi alarak, o çocuğun yüzüne bakmaksızın yoluma devam ettim.

Nihayet yanlız başıma bulduğum sınıfa girerek kendime boş bir sıra seçtim.

Yalnızlığın Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin