hoseok, önceki gün gelen kıyafetleri katlamayı bitirdiğinde, derin bir nefes aldı. önümüzdeki bir hafta boyunca onları düzenlemek zorunda değildi, ama patronu yapması ve her şeyin düzenli olduğuna emin olması konusunda ısrar etmişti.
hoseok, mağazanın arka tarafına doğru giderken patronunu, "sunhye, bitirdim." diyerek bilgilendirdi.
sunhye, kendisiyle konuşan başka bir çalışanın yanından neşeli bir şekilde ayrıldı. "harika! artık haftanın başka bir günü yapmak için endişelenmemize gerek yok."
hoseok patronuna baktı. "miyoung'un burada yalnız bırakmanın iyi olduğuna emin misin? eğer mümkünse, benden daha sakar."
sunhye güldü. "iyi olacaktır. olmazsa, ikimiz ona yardım ederiz."
"çok naziksin." joseok, her şeyin düzenli olduğuna emin olmak için raflardan birine doğru yürüdü.
"nedenmiş o?"
Hoseok işine devam ederken, "başka kimse miyoung ve benim gibi birilerini mağazalarında çalıştırmazlardı," diye cevap verdi.
"ne kaybettiklerini bilmiyorlar o zaman." sunhye rafın diğer tarafına yürüdü ve müşterilerin gelmesine yakın bir zaman kaldığı için hoseok'a yardım etmeye başladı. "edinebileceğim en iyi iki çalışana sahibim."
"sadece duygularımı incitmemek için söylüyorsun." son kıyafeti de düzelttikten sonra kasaya doğru yürüdü. "bugün kasada çalışsam olur mu?"
"benim için sorun yok." sunhye güldü ve hoseok'un, bütün hafta kasanın nasıl çalıştığını anlamaya çalıştığını hatırladı.
hoseok'un yüzü kızardı, cevap verecekti ama mağazanın diğer tarafından gelen kırılma sesi onu durdurdu.
"aman tanrım! iyi misin?"
hoseok, miyoung'un bağırdığını duydu ve ona çabucak yardım edebilmek için fırladı.
"evet, iyiyim," diyen bir erkeğin sesi geldi. bu ses miyoung'un olamazdı ve gelen ses, hoseok'un önündeki raflardan görünmeyen, yerde yatan kişiden geliyordu.
miyoung daha sakin bir şekilde, bir daha, "emin misin?" diye sordu. kurbanına, kalkması için elini uzattı ve özür diledi.
"evet, iyiyim, gerçekten. aslında buraya çok sakar birini bulmak için gelmiştim, bana çarpanın o olmadığına şaşırdım."
hoseok duyduklarıyla donup kaldı. duydukları gerçek miydi, yoksa zihni onunla oyun mu oynuyordu? miyoung'un çarptığı kişi yoongi olabilir miydi?
miyoung hafifçe kıkırdadı. "hoseok'tan bahsediyor olmalısın."
"evet, o. hangi günler çalıştığını biliyor musun?"
miyoung cevap vermeden önce hoseok'a bakındı. "aslında bugün çalışıyor."
hoseok, çocuğun ses tonundan gülümsediğini söyleyebilirdi. "gerçekten mi?"
çocuğun o anda arkasını dönmesini sağladı. "hıhım, şu anda tam arkanda duruyor."
hoseok zaten o olduğunu tahmin etmiş olsa da, ağzı hala şok içinde açıktı. "yoongi?"
YOU ARE READING
𝘿𝙍𝙐𝙉𝙆
Fanfic[ YOONSEOK ] hoseok, sarhoş olduğu bir gece, yoongi'yi eski erkek arkadaşı sanıp, ona mesaj atıyor. ❝...sarhoş musun?❞ ❝hayıııııııııır...❞