Sen kimsin?

81 8 1
                                    

     "Dersimiz bugünlük bitmiştir, çıkabilirsiniz." Hocanın dediği söz herkesin ayaklanmasına sebep olmuştu. Bende not aldığım defteri hızlıca toparlayıp çantama attım. Yanıma Buse geldiğinde koluma girdi ve kapıya doğru ilerledik. Eve giderken bugün yapacağımız işlerin planını yaptık. Konuşacak şey bulamayınca Buse bugün duyduğu dedikoduları anlatmaya başladı. Dedikodularda bitince konuşmaya devam ettik.

     "Kanka şimdi bugün hangi diziye başlıyoruz. Eğer diziye başlayacaksak bakkal şurada Hüseyin amcadan yiyecek bir şeyler alayım." Kafamı 'tamam' anlamında sallağımda Buse yiyecek bir şeyler alıp geldi. Zaten eve 2-3 dakikalık yol kaldığı için konuşmamıştık. Eve girdiğimizde aburcuburları bir tabağa koyup hemen koltuğa yayıldık. Dizi izlemek forever yani.

    "Ee hangi diziyi izliyoruz?" Aklımdaki seçeneklerden birkaç tane eledim ve cevap verdim.

    "The Originals izleyelim mı? Zaten izledik ama çok iyi dizi ya. Özledim. Hope, Klaus hele Hayley. Hadi yeniden başlayalım." Ciddi anlamda şuana kadar iki diziye bayılmıştım. Biri The Originals biri de Skam. Hele Skamdan sonra heveslenip az da olsa Norveççe öğrenmiştim. Oda kafasını 'olur' anlamında salladığında hemen laptobu açtım. Googla girip The Originalsı açtım. Diziyi izlemeye başladığımızda ne olduğunu anlayamamıştım. Gözlerimi kırptığımda başka bir yerdeydim. Her şey değişmişti. Ve bu yer bana bir yerden tanıdık geliyordu. Hemen ayağa kalktım ve Buseye baktım.

     "Neredeyiz biz?" Kafamız oldukça karışıktı. Ben hala bu evin bana nerden tanıdık geldiğini bulmaya çalışıyordum. Beynimi iyice zorladığımda hatırlamıştım. Burası Hayley ve Jakson'un eviydi.

     "Buse" diye seslendiğimde korktuğu belli olan gözleriyle bana baktı. Kafasını 'ne var' anlamında sallayınca

    "Burası Hayley ve Jakson'un evi" dedim. Beni hiç takmadan evi karıştırmaya başladı. İnanmadığı belliydi. Hemen pencereyi açıp karşı tarafa baktım. İşte oradaydı. Mikaelsonların evi oradaydı. Buseye hiçbir şey demeden evden çıktım ve kapıyı kapattım. Birkaç saniye sonra kapı tekrar açılmıştı.

    " Nereye gidiyorsun Çisem?! Manyak mısın? Gir şu içeri. Neredeyiz onu bile bilmiyoruz. Birbirlerimizden ayrılmamamız gerek." Buseyi pek takmak istemesemde cevap verdim.

     " Eğer birbirimizden ayrılmamamız gerektiğini düşünüyorsan benle gel." Kafasını olumsuz anlamda salladığında tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki o söyledi.

     " Çok zekisin ya. Mal bu evin anahtarını yok. Eğer evden ayrılırsak gece dışarıda kalabiliriz. Ve ben dışarıda kalmak istemiyorum." Bir an bu dediği mantıklı gelsede o eve gitmeliydim. Yoksa çıldırırdım.

      " O zaman sen burada kal ve beni bekle. Geri dönüceğim. Sadece bir şeye bakmam lazım. Hem belki telefon falan bulurum. Birilerinden yardım isterim." Kafasını tamam anlamında salladı ve içeri girdi. Hızlı olmaya çalışarak merdivenlerden indim. Ne olmuştu? Diziye mı girmiştik? Evet bu çok saçma bir tahmindi. Şuan en mantıklı tahmin bunların bir kamera şakası olduğuydu.
Mikaelsonların evinin önüne geldiğimde birini gördüm ve ciddi anlamda görmek istemezdim. Cami. Ne kadar yanına gitmek istemesemde gittim.

    "Şey bakar mısın? Sana bir soru sorabilir miyim?" Kafasını olumlu anlamda salladığında sorularımı sordum.

    "Biz neredeyiz? Burası Mikaelsonların evi mi? Ve kaçıncı sezondayız?" Son dediğim aklını karıştırmış olucak ki gözlerini kıstı.

    "İlk olarak New Orleansdayız. İkincisi evet burası onların evi. Ve ne sezonu? Bu arada sen onları nerden tanıyorsun?" İstediğim cevapları aldığım için Caminin sorusuna cevap vermeden içeri girdim. Birkaç adım atmıştım ki arkamdan bir şey geçti. Arkama döndüğümde hiçbir şey yoktu. Tam önüme dönüyordum ki birden birisi beni beni boynundan tutarak duvara yapıştırdı.

    "Sende kimsin?"

Neredeyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin