♡The End♡

890 114 59
                                    

Aşk...

... çocukların önünde konuşmalarınıza dikkat etmektir.

****************

(3 yıl sonra)

"Namjoon çık artık şu banyodan, Yoongi ve Jimin birazdan Jungkook'u bırakmaya gelirler." Seokjin ilk defa olmasa da çocuk bakacağı için heyecanlı hissediyordu. Komşuları Park Jimin ve Min Yoongi çifti, minik çocukları Jungkook'u bir süreliğine acil bir işleri çıktığından dolayı Jin ve Namjoon'a bırakmaya karar vermişlerdi. 

"Geldim işte Jin, hem daha gelmediler." Seokjin konuşmak için ağzını açtıysada çalan kapı ile bundan vazgeçip kapıyı açmaya gitti. Namjoon'da hemen arkasında durdu.

Kapıyı açtığında karşısındaki tatlı görüntüyle gülümsedi. Jungkook, Jimin ve Yoongi'nin gerçek çocuğu değildi -ki zaten böyle bir durum biyolojik olarak mümkün değildi- ama bu görüntü aile gibi görünmelerine engel değildi. Park Jimin şaşırılmayacak şekilde boyattığı saçları gözlerinin önünde düşerken çiftler arasında yapılan selamlaşma sonrasında Jungkook'u kucağına alıp konuştu. 

"Jungkook, Jin ve Namjoon'u hatırladın değil mi?" Jungkook gülümseyerek onayladı. 

"Tabi ki baba." Yoongi gülüp oğlunun saçlarını karıştırdı. 

Yoongi konuşmayı devraldı. "Bugünün birazını onlarla geçireceğini biliyordun. Bu yüzden uslu duracağını umuyorum?" Hafif soru sorarmışçasına söylemişti. 

Jungkook minik elleriyle saçını düzeltip kendine güvenle konuştu. "Bana güvenebilirsin baba." Düzgün çıkaramadığı kelimeler ve cümle sonunda kocaman gülümsemesiyle oldukça tatlıydı. Jimin oğlunun yanağını öpüp kucağından indirdi. "O zaman görüşürüz bebeğim." Jungkook, onunla aynı boya gelmek için eğilen ebeveynlerinin yanaklarına minik öpücüklerinden kondurdu. 

Jimin ayağa kalktıklarında Seokjin ve Namjoon'a döndü. "Öğle uykusunu aldı, uykusu olduğunu sanmıyorum ama biraz aç olabilir çünkü senin yanına geleceğini duyunca yemek yediremedim." Seokjin gülümsedi ve Jungkook'a baktı. "O zaman bugün mükemmel yemekler yapmam gerekiyor sanırım." Jungkook neşeyle ellerini çırptı. 

Çift arkasını dönüp gitmeden önce Jin ve Namjoona bir kaç kez teşekkür ettiler. Jungkook arkalarından el sallarken bağırdı. "Büyükanneme onu kocaman sevdiğimi söyleyin." Yoongi güldü ve bunu yapacaklarına söz verdi. En sonunda eve girdiklerinde Jungkook, Namjoon'un bacağına sarıldı. "Namjoon video oyunu oynayalım mı ?" Namjoon Jungkook'u kucağına aldı ve salona ilerledi. 

"Neden olmasın ufaklık?" 

Birkaç dakika sonra Jungkook ve Namjoon'un kahkahaları mutfaktaki Seokjin'in kulağına ulaştığında gülümsemeden edemedi . Bu sesler dinlediği müzikten çok daha güzeldi. 

Seokjin yemek masasına oturduklarında yemeğini iştahla yemesine rağmen canının sıkıldığı belli olan Jungkook'a baktı, cevabını bilsede sırf konuşmak için konuştu. 

"Jungkook-ah yemeği beğendin mi?" Jungkook hızlıca başını sallayarak cevapladı. 

"Tabi ki Jin, çok güzel olmuş." Daha tam telafüz edemediği kelimeler ve 'J' harfini 'Y' gibi söylemesi Namjin çiftinin bir anlık erimesine yol açmıştı. 

Sofradan kalkmalarına yakın, Namjoon'da Jungkook'un sıkıldığını fark etmiş olacak ki o da konuşmaya dahil oldu. "Kook, istersen başka bir şeyler ayarlayabiliriz." Jungkook sadece omuz silkmekle yetindi. Seokjin biraz daha düşündükten sonra mantıklı bir çözüm yolu buldu. 

"Jungkook, senin yaşında birini tanıyorum. Eminim çok iyi arkadaş olursunuz. İstersen onu arayabilirim." Jungkook suratı deyim yerindeyse resmen aydınlanmıştı. "Gerçekten mi?" Namjoon ve Seokjin Jungkook'un heyecanına güldü. 

"Yemeğini bitir, sonra arayalım." 

**********

Kapının çalınmasıyla Seokjin ayağa kalktığında Jungkook'da onunla birlikte kalktı. 

"Taehyung mu geldi, Seokjin?"

"Sanırım evet Jungkook-ah." Gidip kapıyı açtıklarında, Taehyung kocaman gülümsemesi ve elinde tuttuğu iki arabasıyla dikiliyordu. 

"Naber Seokjin?" Seokjin Taehyung'un enerjin sesine güldü. Bozuk kelimeleriyle konuşması insanda gülme isteği uyandırıyordu. 

"iyiyim Taehyung, sen?" Omuz silkti. 

"İyi-" daha sonra bir şeyi ararcasına gözlerini evin görebildiği yerlerinde gezdirdi.  Sonra kaşlarını çatarak Jin'e döndü. "Telefonda söylediğin arkadaş nerede?" 

Jungkook arkasında saklandığı Jin'in uzun bacaklarından kafasını uzattı. 

"Merhaba ben Jungkook." Jungkook'un çekingen sesine karşı Taehyung gayet neşeli bir şekilde konuştu. 

"Ben de Taehyung." Jungkook onun gülümsemesinden ve enerjisinden etkilenmiş olacak ki gülümsedi. 

"Ah, şey.. oynamak ister misin?" Taehyung elindeki oyuncakları Jungkook'a gösterdi. 

"Bunun için geldim." İkiside kıkırdadı ve Jin'in kenara çekilmesiyle içeri girdiler. Yaklaşık iki saat sonra Jungkook ve Taehyung içeride, salonda, oynarken Seokjin kahve yapmak için girdiği mutfakta Namjoon'un öpücüklerinden kaçmaya çalışıyordu. 

"Namjoon kes şunu, çocuklar görebilir." Namjoon sırnaşarak sevgilisine sarıldı. 

"Seokjin sadece öpeyim, birkere." Seokjin belindeki ellere yavaşça vurdu. 

"Sevgilim zaten sürekli birlikteyiz. Hani anlamıyorumda 13'lük ergen de değilsin." Namjoon kaşlarını çattı ve sitemkar bir şekilde kollarını sevgilisinden çekip mızmızlanırken küfretmeye kalkıştı. 

"Ama sike-" Seokjin kapıda gördüğü Taehyung ve Kook ile Namjoon'un ağzını kapattı. 

"Namjoon çocukların önünde düzgün konuş." Namjoon 'ne yapabilirsin?' der gibi baktı. Seokjin sessiz olmasa da sinirlenmesiyle ister istemez aynı hataya kalkıştı. 

"Bakma bana öyle bilmiş bilmiş." Namjoon sevgilisine güldü ve dudaklarının üstündeki eli çekip Jin'in yanağına en tatlısından bir öpücük kondurdu. 

*******************

Çok dokunaklı bir konuşma yapmak istesemde yapamam büyük ihtimalle Çünkü ilk defa bir kurgumun sonunu getirebildim hem mutlu hem üzgün hissediyorum.

Umarım okurken keyif almışsınızdır.

Bol Namjin içerikli günler~~~

What is love? ക NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin