ALDATICI

Bölüm 10: Derya Burada Mısın ?

Ozandan,

"Duygu" bildiğim ve okuduğum en güzel isim. Ama biraz gıcık bir isim onun gibi. Ama gözleri var ki öyle böyle değil. Çok meraklı, ama bu onu tatlı yapıyor. Bazen onun benim gibi olduğunu düşünüyorum. Saf ve hiç bir şeyden haberi yok. Kıvanç ile ben hiç bir zaman Ömer ile ben gibi olmadık . Kıvanç, serserinin tekiydi ve pisliğin. Ama yine yakındık. Ömer'i kaybettiğimiz gün ben acıdan ölürken o, telefon ile ilgilenip gülümsüyordu. Hatta bir an ağlayacakken telefon onu neşelendirdi. Salak. Ama o zaman salaktı. Şimdide pek değişim yok ama o, tek mutluluk kaynağımdı. Özellikle söyledikleri. Diğer mutluluk kaynağım ise sensin Duygu.....

Bilir misin ben kimleri beğeniyorum? Eğer cevabın fıstıklar ise yanlış. Çünkü ben yanlızca doğruları severim. O benim tek aşkım. Tek sevgilim. Senin gibi prenses hanım.......

Gel gör ki mutlu olacaksın. Ama onla değil Kıvanç ile değil. onla ne yapıyorsan artık bırak yoksa fena olacak. Çok sever oyunları. Tıpkı trafik kazaları gibi..................

Sen nasıl özlüyorsun Ömer'İ?  Çok mu ?  ama senin özlemin farklı. Benim kankam gitmiş senin bal böceğin. Ama burada olsaydı onu kıskanır dururdum. Severim seni prenses hanım......

Derya çok kokoş ve komik. Ama benim gibi değil. Benim sevdiğim gibi değil. Senin gibi değil. O kendi gibi değil. Ama sen sensin. Sevdiğim yanlarından biride bu.

Duyuyor musun, içimdeki çığlıkları?
Tek bir kelime ile yanıp tutuşuyorlar."Duygu, Duygu, Duygu,Duygu.Onun için Duygu."
Sen bilmiyorsun benim çektiklerimi.. Pelin kim hatırlayamıyorum senin yanında... Sanki hep yanımdasın, hayallerimde..
Ama bunlar mutsuz hayaller. Kara bulutların olduğu hayaller..... Duygusuz hayaller. İnsanın içini kemiren hayaller bunlar...... İşte bu hayallerde hep yanımdasın." Ozan!" Diye bağırıyorsun. Ama ne için bilmiyorum. Yardım mı çağırıyorsun yoksa gitmemi mı istiyorsun?

Duygu sen benden ne istiyorsun...........

Seni gördüğüm an kilitlendim. Seni tahmin edemeyeceğinden çok sevdim. Hatta belkide Ömer'den çok..... Ömer diye ağlamayı bırak bence, eğer çok mutsuzsan. Kıvanç ve Ömer çok tehlikeli. Uzak dur. Yaklaşma. Sevme. Bırak. Git. Yaşa........

Duygudan,

Ozan'ın ardından bende otelin buluşma yerine gittim. Koşuyor denilebilecek kadar hızlıydım. Kıvanç'ın orada olmaması ilk önce dikkatimi çekmedi. Ama yarım saate yakın bir zaman sonra endişelenmeye başladım. Ama daha sonra telefonun çalması ile kendime geldim. Arayan Kıvanç'tı. Hızlıca telefonu açtım. Kıvanç açar açmaz kouşmaya başladı.

" Duygu, fıstık, beni duyuyor musun?"

"Evet ama sorun ne? Neden buluşmaya gelmedin?"

"Sana bir süprizim var."

"Neymiş o süpriz?"

" Artık Derya'ya sorarsın."

"Kıvanç, sen , sen, Derya'yı mı buldun?"

"Arkana bak."

Kıvanç karşımda dikilmiş duruyordu. Ama Derya'yı göremedim. " Derya nerede?" diyerek sorumu bitirdiğimde bana bakıyordu, ve yaklaşıyordu. Sonunda yüz yüze geldiğimizde , saçlarımı kulağımın arkasına attı. "Yapma" diyemedim. Ve sonunda neredeyse öpüşüyor gibi olmuştuk. Ama yapmadı. Beni hızlı bir şekilde kucağına aldı ve oturma yerine bıraktı. aslında şöyle bir bakınca sanki öpmesini istiyordum. Kıvanç yiyecek bir şeyler almaya giderken kendimi toparladım. Ve kendimden emin olmaya çalıştım. Geldi ve elinde hamburger vardı.

"En sevdiğimden" deyi verdim. Ama o gülüyordu ve konuştu. "Benim en sevdiğim sensin fıstık." sözleriyle birlikte yine bana aklaştı ama bu sefer oluyordu. Gözlerimiz gözlerimizi tamamlıyordu. Sonunda dudaklarımız buluştuğunda, aklıma hiç gelmeyen bir his vardı içimde " Sevilme." biri beni önemsiyordu. Ve bu sefer o kişi Kıvanç'tı. Biz hala dudak dudağa iken Kıvanç'ın elindeki pepsiler ve hamburgerler büyük bir şiddetle yere düştü. Aldırmadık sonunda Kıvanç'ın telefonu çaldığında ayrıldık. Derya'ydı. Ve bana birşeyler söylemeye çalışıyordu. " Duygu eve gel, sana söylemem gereken bir şey var." sözleri hem ciddi hem saçmaydı. nasıl gelebilirdim ki otelden oraya? ona bunu söylemeye çalıştım. " Derya saçmalama nasıl geliyim ordan oraya? Hem sen zaten iyisin benim için önemli olan bu." dedim ama sözlerimi bitirmeden telefonu kapattı.

" Sevmemek elinde değil ki insanın...."