"Jennah,geldik tatlım."
Lanet olsun.Bana tatlım diyen insanlardan nefret ederim.Özellikle bu bana söylediği her cümlenin sonuna tatlım getiren üvey annem olunca her şey daha sinir bozucu oluyor.
Ha,afedersiniz.Size kendimi tanıtmadım.Ben Jennah.17 yaşında,aile büyükleri tarafından hiç sevilmeyen,sadece farklı olduğu için sevilmeyen,onlara göre tuhaf görünüşlü,soğuk,duygusuz bir kızın tekiyim.Aslına bakarsanız zaten umrumda olmayan o hakkımda konuşanlar Londra'ya taşınmamla beraber iyice umrumda olmamaya başladı.Neden buraya geldim? Bilmiyorum.En azından burada özgür olacağımı düşündüm.O adam..Yani babam..Pek takmazlar beni işte.Bu sevgi gösterilerine bakmayın.Umursamazlar.Keşke onlar gibi olabilsem..Hiçbir şeyi umursamamayı başarabilsem.Londra'ya gelme sebeplerimden biri de burada değişmek istememdi.Güçlü,umursamaz,duygusuz Jen..
Kulaklığımı telefonumla beraber çantama tıkıştırmaya çalışırken bir yandan babamın yeni evini..Ah,pardon yeni evimizi inceliyordum.Muhteşem,nar çiçeği,kocaman bir villa karşımdaydı.Babam bana baktı.
"Rengi beğendin mi Jen? Elisa nar çiçeğini çok sever."
Sonra yanında duran o sarışın aptal kadına baktı.El ele tutuşup gülümsediler.
Aptal kadın.
Diye fısıldadım.Onun yerinde annem olmalıydı.Annem..Babamla parası için birlikte olmayan,onu seven kadın.Babam beynini yitirmiş olmalıydı.O çakma sarışının babama değil servetine aşık olduğu ortadaydı.Ah,tabii söylenene göre bunlar benim hayal gücümün oyunlarıymış..
Bu arada eve giriyorduk.Babam kapıyı açtı ve o kadına..O kadın dememe hep kızarlar.Adı Elisa'ymış.Elisa'ya içeriyi gösterdi.Girme sırası bendeydi.Arkama baktım.Kızmamdan korkan yardımcı bavullarımı hızlıca getirmeye başladı.
"Jennah,odan üst katta.Dekoru beğeneceğini düşündüm."
Anlaşılan görevliye odamın yeri benden önce söylenmişti ki ben daha duvarları incelerken bavullarımı yukarı bırakmış, "İzninizle efendim." diye belini öne eğip evden çıkmıştı.Ağır ağır kahverengi merdivenleri çıkmaya başladım.