Hayat hızlandıkça ve anlamsız şeyler çoğaldıkça, insan kendisinden bile kaçar oluyor çünkü
kendisini bile anlamsız görüyor. Bu dünya içerisinde yaratılan en değerli varlığın kendisi olduğunu yoksayarak, kimliğini kaybediyor. Evet tam olarak; toplum için kimlikler yaratıyoruz. Başkaları için yarattığımız kimliklerle mutlu olmayı bekliyoruz.
Gecenin vakti kapıya vurduğunda başını yastığına koyar koymaz acıdan kıvranan varlıklara, insan diyoruz. Binlerce acıyı çekmek hoş bir şeymiş gibi onlardan kurtulmayı hastalık olarak görüyoruz ve sonuç olarak daha çok hasta oluyoruz.
Örneğin; kendisi içki içmeyi sevmediği halde sırf dikkat çekip kendini kanıtlama hırsına müptela olan insanlara şahit oluyoruz. Arkadaşlarıyla eğlence mekanlarına adım atan fakat çıkışında ayaklarıyla bile yürüyemeyen bu insanların yapmaya çalıştıkları sadece, kanıtlama duygusu. İçki içmeyle, eğlence mekanlarına gitmeyle dikkat çekmeye çalışan insanlar için maleseef bir şeyler yapamıyoruz. Psikolojilerinin altındaki gizlilikleri su yüzüne çıkartıp onlara bunun yanlış olduğunu gösteremiyoruz. Çünkü onlar, toplum uğruna kurban olmayı tercih ediyorlar. Ve o gecenin sonunu ya lavaboda kusarak ya da evin nerede olduğunu unutarak geçiriyorlar. Nasıl bir işkence ? Düpedüz kendilerine yarar sağlamayan içecekler, mekanlar arasında sıkışıp kalınan bir trajediye şahit oluyoruz.
Popülerliğini gazetecilikte yakalayan fakat sektörde kendini hep gizli tutmaya çalışan James Nachtwey ( ) bulunduğu durumda hep sessiz kalmayı tercih ettiğini belirtiyor fakat buna rağmen Dünya'nın en iyi 70 fotoğrafının içerisinde fotoğrafını sergilemeyi başarıyor. Bu alkış tutmaya değmez mi?
Peki dünyanın en dikkat çeken insanı ve popüler olanı kimdir, biliyor musunuz? Hz. Muhammed (s.a.v)' dir. Bütün insanlığa uyarıcı olarak gelen ve yaşadığı olaylardan şikayetçi olmak bir yana kelime bile söylemeyen, hayatı yaşaması gerektiği gibi yaşayan ve bunun yanı sıra kendisine peygamberlik görevi bahşedilen bu yüce insan, tüm insanlığın tanıdığı tek kişidir... Diyelim ki, arkadaşlarınızla oturuyorsunuz ve ünlü olan sanatçıları konuşuyorsunuz. Arkadaşınıza dönüp Pink Floyd'la ilgili şeyler anlatmaya başladığınızda 'O kim?' diye bir cevap alıyorsunuz. Sizin için anlamlı olan ve popülerlik niteliğinde gördüğünüz bu adamın, arkadaşınız tarafından bilinmediğini fark ediyorsunuz. Demek ki o kadar da popüler ve tanınan değilmiş dimi? Ama siz, sokaktan geçen İngiliz, Alman, Yahudi herhangi farklı millete ait insana sorsanız, Hz. Muhammed (s.a.v) tanır... Bunun en güzeli tarafı da nedir biliyor musunuz? İslam dinini sevmeyenler bile O' nu tanır. :)
Düşüncelerinize bir buz katın ve güneşe çıkıp eritin, o buzları. Farklı düşünmek her zaman iyidir.
Sevgilerle.
