bölüm 1

27 2 0
                                    

Bir şey vardı içinde. Caitlin'i rahatsız eden, huzursuz eden bir şey. Sanki tüm günün sıradanlığı bozulacaktı. Ama ne olabilirdi ?

uykusu vardı ve bunu düşünecek hali dahi yoktu. Pijamalarını giyip yatağa yattı. bir zaman sonra uyudu. sabah başına annesi geldi "hadi kalk benim yavru ceylanım okula geç kalacaksın"

O kadar huzur verici bir ses idi ki... Bu sesten sonra kalkmasa olmazdı. kalktı elini yüzünü yıkadı, tam evden çıkıyordu ki bir ses "kızım bekler misin biraz" bu annesiydi. bir müddet bekledi ve annesi elinde iki tane peçeteye sarılmış poğaça getirdi. "al kızım bunları aç kalma okulda" dedi. Caitlin annesine teşekkür etti ve sarıldı. ve okul ! evet başka bir şehirde başka okul ve başka insanlar... geç kalıyordu hemen ayakkabılarını giydi "seni seviyorum nur yüzlü annem" diyerek koşar adımlarla dolmuşa bindi. bir zaman sonra okula varmıştı. okula gitmek istemiyor olsa da buna mecburdu ve hatta yeni okulunun nasıl olduğunu, arkadaşlarını ve öğretmenlerini bile merak ediyordu. okulun önünde durmuş derin düşüncelere dalmaktan alı koyamıyordu kendini. çok geçmeden okulun içine girdi ve meraklı gözlerle kendisine bakan bir kaç kişi ilişti gözüne. pek sade giyinmişti. üstünde sadece bir kazak ve tayt vardı.kendisini karşılamaya hazırlanan patırtılı kargaşa için hazır olmaktan da çok uzaktı. ayakta dikilmiş yüzlerce çocuk tantana çıkartıyor, feryat ediyor ve birbirlerini itip kakıyordu. bir hapishane avlusuna benziyordu burası.

çok fazla ses vardı burada öğrenciler ( tabi öğrenci denirse ), çok sesli gülüyor, bağrışıyor, küfrediyor ve hatta bazıları kavga ediyordu. Eğer gözüne birkaç gülümseme ve şen kahkaha ilişmiş olmasaydı bunun bir kitlesel arbede olduğunu düşünebilirdi. buradaki öğrencilerin çok büyük enerjileri vardı ve caitlin yorgun ve bitap düşmüştü, donmak üzereydi, uykusuz haliyle bu enerjinin nereden geldiğini anlamıyordu. bir köşeye geçip dinlenmeye karar verdi.

elini cebine götürdü ve bir şey hissetti: telefon. Evet . Kulaklıklarını bulma ümidiyle elini diğer cebine attı. Kulaklıklarını takıp bir şarkı açtı. Dışarıdaki sesin bastırılması gerekiyordu ama ne yazık ki telefonunun şarjının bittiğini fark etti. 'Şahane'.

Gözlerini yukarı çevirdi. yeni yüzler bulma ümidiyle etrafına baktığında kendini çok yalnız hissetti. sebebi, tek beyaz yüz onun olmasıydı. yavaş adımlarla sınıfına doğru ilerlemek istiyordu. fakat bir şey vardı. sınıfının nerede olduğunu henüz bilmiyordu ve birilerine sormak zorundaydı. koridordan geçen birine sormak ona çok uzak kalıyordu ama buna mecburdu. siyah kıvırcık saçlı siyah tenli bir kız ilişti gözüne ve elindeki kağıdı göstererek sınıfın nerede olduğunu sordu. Tek ihtiyacı olan bir an önce sınıfını bulmaktı. sınıf kapısının önüne geldiğinde çok geç kaldığını fark etti. ağır kapıyı itip sınıfa girdi. Yeni kız, sınıftan içeri girerken üstüne çevrilecek bakışlar için kendini hazırladı. Öğretmenin sessiz bir sınıfı böldüğü için kendisini azarladığını hatta bunun için disiplin bile yazacağını düşünürken hadisenin hiç de öyle olmadığını, öğretmenin derse henüz başlamadığını gördü. Yirmi çocuk için hazırlanmış fakat şu an nereden baksan otuz öğrenciyi barındıran bu sınıf hıncahınç doluydu. sınıfta resmen bir kargaşa vardı. bazı öğrenciler birbirleriyle şakalaşıyor, bazıları yüksek sesle konuşuyor, bağırıyor ve hatta kahkahalar atıyordu. öğretmenin yanına geldi fakat öğretmen hiç istifini bozmamıştı. caitlin yeni öğrenci kimlik katını masaya bıraktı. öğretmenin kendisine bakmasını bekledi. bakacağı yoktu ve caitlin boğazını temizleyerek "affedersiniz " dedi.

Gazetesini aşağı indirerek bana baktı ve kartı kendisine değil asıl öğretmene vermesini, kendisinin yedek öğretmen olduğunu ve öğretmenlerinin bir ay izinli olduğunu dile getirdi. bunun ardından caitlin sınıfa dönüp baktı ve fısıldayarak "bir ay mı ?" Aman tanrım. Bir ay nasıl geçerdi ?

Sınıfı hızlıca süzdükten sonra kendisine boş bir sıra buldu ve sıranın olduğu yere doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. sınıf gürültülüydü ve çok pis kokuyordu. fakat sınıftaki hiç kimse bundan rahatsızlık duymuyordu. Caitlin çok geçmeden gözüne kestirdiği boş sıraya oturdu yanındaki sıra arkadaşı olan siyah kemik gözlüklü kız ona bakıyordu fakat hiçbir şey demiyordu acaba bir şey diyecekti de utanıyor muydu ?

Caitlin boğazını temizledi ve " Merhaba ! ben Caitlin Allen. yeni öğrenciyim "

Sıra arkadaşı ekledi " merhaba ! bende Helen Barry "

Caitlin kendine bir arkadaş bulmuştu bile. Helen dışardan pek de arkadaş canlısı görünmese de sesi ve konuşma tarzı çok kibar ve hoştu. helen'le yaklaşık 20 dakika konuştukdan sonra her yeri saran ve gerçekten insanın kulağını resmen yırtan bir ses ile tenefüs olduğunu anlayan Caitlin " dışarı çıkalım mı biraz temiz hava alırız. buna gerçekten çok ihtiyacım var " diyerek kapıyı işaret etti helen ' a. helen " ah evet iyi fikir. hadi tekrar zil çalmadan gidelim" dedi ve oldukları yerden kalkarak okulun kocaman bahçesine indiler. az ilerideki bank'a oturup dışarıdaki diğer öğrencileri izlemeye başladılar.

iki öğrenci onlara doğru yaklaşıp caitlin' e " okulda yeni misin seni daha önce burada hiç görmedik." dediler ve eklediler;

" anlaşılan burda yanisin ve buraya oturmaman gerektiğini bilmiyorsun. sıkıntı yok. öğretiriz " dedi ve kolundan tutarak onu yere itti. caitlin hızla ayağa kalktı ve kendisini yere iten çocuğu az ilerideki duvara doğru itti.

Gözlerine inanamıyordu. çünkü duvara ittiği çocuk neredeyse duvarın içinden geçecekti. ama nasıl olurdu? caitline bu güç nasıl gelmişti bir anda .... caitlin kendini çok güçlü ve yenilmez hissetti öfkeliydi ve daha önce olmadığı kadar sinirliydi. bir karıncayı bile incitemeyen caitlin adeta canavara dönüşmüştü. yada o öyle zannediyordu.

duvara yapışan çocuk belini tutarak yavaşça yerden kalktı ve yarı yürür yarı koşar adımlarla oradan uzaklaşırken diğer arkadaşı da koşarak diğer taraftan oradan uzaklaştı. helen caitline dönerek " kızım naptın sen ya çocuğu resmen duvarın içine geçirdin. sen neymişsin böyle" dedi ve yanına yaklaştı. caitlin de olanlara ve bu nerden geldiği belirsiz güç 'e şaşkınlığı içerisinde, olanları sindirmeye çalıştı.

DÖNÜŞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin