4. Canım abim

488 23 3
                                    

Multimedia = Poyraz

Abime baktığımda oda şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Evet bu oydu. Benim canım abimdi. Yani ben ona öyle diyorum. Ve onun burda değilde işi yüzünden Amerika'da olması gerekirdi. Ama o buradaydı. Gözlerimi ovaları hayal falandır diye ama hala burda. Hemen kendime gelip koşarak poyraz abime sarıldım. Çok özlemiştim onu nerdeyse 2 yıldır sadece görüntülü konuşursak yüzünü görüyordum. Ve şuanda onu ne kadar özlediğimi anladım. Kokusunu içime çektim. Bidaha gitmesini istemiyorum ama gideceğini bildiğim için daha sıkı sarıldım. Abimde beni çok özlemiş olacak ki oda bana sımsıkı sarılıyor.

Bizi ayıran uzay abim oldu zaten hep filmin güzel yerinde çıkan reklam gibi ya ufff benim canım abim poyraz abim .

Benim poyraz abimden ayırdı ve kendi sarıldı. Sarılma fasti bittikten sonra ben abimi soru yağmuruna tuttum .

"Abi neden geldin yani yanlış anlama tabi gelcen ama bi sebebi varmı yani gelmenin yoksa kafan esti geldin mi ?"

"Yani hem sizi çok özlediğim için hemde ben artık babamla çalışıcam o yüzden geldim yani artık burdayım biyere gitmiyorum. "

Dediğim zaman ben şok bir şekilde sadece gözlerimi kirpistirdim. Sonrada gine abime sarıldım. Off çok özlemiştim be abimi. Ya insan özlememi kendi canını ben çok özledim işte ve bunu milyonlarca kez söyleyebilirim. Tamam uzay abimi de çok seviyorum hatta beni bu hayatta tek anlayan insan olmasına rağmen poyraz abimin yeri bir başka bende yani ikisininde çok seviyorum ama yerleri ayrı bende. Her neyse ...

Biraz daha yolun ortasında konuşup sahile doğru yürüdük. Sahile geldiğimizde ben gine bir köşe buldum ve oraya oturup kulaklıklarımi taktım. Poyraz abimle uzay abim biraz guneslendikten sonra yanıma gelip oturdular. Bende hiç rahatımı bozmadan hala denizi izlemeye devam ettim.

Sonra bi anda kulaklığımı ve telefonum elimden alındı. Ben tam

"Hangi Oros..."

Dedim ama uzay abimin aldığını görünce şirince sırıtıp yerime sindim. O sırada uçmaya başladım. Tabiki beni poyraz abim kucağına alıp denize gögtuğ koşmuyor saçmalamayın. Ya uff tamda bu oluyor. Ben ıslanmak istemiyorum ama . Etrafıma baktığımda bütün kızların bize baktığını gördüm. Bunlar ne zamandır bize bakıyor.

"Ya indir beni" 

Diye bağırsamda fayda etmedi ve suyla buluştum. İlk başta genzime şu kaçtı ve abime baya saydirdim. Sonra kıyıya doğru yüzmeye başladım. Uff ne çok derine gitmisin be abi bu ne kıyıyı göremiyom  resmen. Tamam biraz abartmış olabilirim ama olsun yani baya derdindeyiz sonuçta. 
Neyse kıyıya doğru yüzmeye devam ediyorum ama yüz yüze bitmiyor bende biraz dinlenmek için nefesimi tutup suyun altına indim. Biraz oturduktan sonra nefesimi tutamadım ve yukarıya çıktım. Kıyıda abimlerin denize telaşlı bir şekilde baktiklarini gördüm. Biseymi düşürdüler acaba. Denizden çıkıp yürümeye başladım.  Uzay abimin yanına gittiğimde bana sıkıca sarıldı. Neden sarıldığını anlamasam da bende ona sarıldım. Sonra o çekildi poyraz abim sarıldı ve ben hala ne olduğunu bilmeden sarılıyorum onlara. Sakınca ikisine bakarken ikisi birden

"Seni çok seviyoruz civciv "

Diye bağırınca biraz afallasamda gülüp bende

"Bende sizi çok seviyorum bay egolar"

Diye bağırdım ve hep birlikte kahkaha atmayan başladık. Tabi bu arada herkez bize bakıyor özellikle de kızlar yani bana ölümcül bakışlar atıyorlar. Ben sadece keyfime bakıyorum o ayrı bir konu.

Biz abilerle eskiden çok malca şeyler yapardık. Ve bugünde onlardan yapmak için hazırlanıp evden çıktık. Yolda yürüyoruz ve önümüzden geçen bir amca var. Poyraz abim bu amcaya saati sordu . Adam saati söyledi ve tam giderken abim adama "amca senin saatin yanlış saat şuanda sabahın 1o'u " Dedi ve yürümeye başladı adama bakıyorum adam sakınca bize bakıyor ben  kendimi tutamayıp bir kahkaha patlattım uzay abim de benim arkamdan kahkaha atmaya başladı. Poyraz abimde dayanamayıp gülmeye başlayınca adam bize doğru koşmaya başladı . Tabi biz anında topuk.

Adamı arkamızda bıraktıktan sonra dolmuş durağının önüne geldik. Uzay abim önümüzden geçen herhangi bir dolmuşu durdurup saati sordu. Adam saati söyledi ve uzay abim eyvallah koçum yolun açık olsun diye bağırıp dolmustan uzaklaştı. Adam levyeyle dışarı çıkınca biz anında kaybolduk ordan .

Sıra bana gelmişti. Ama ben ne yapacağımı bilmezken aklıma çok güzel bi fikir geldi. Yolun kenarına oturup yoldan geçen yakışıklı erkeklere laf atacaktım. Tabi abimleri ne yapacağımı anlamış olacaklar ki yanıma oturdular onlarsa aynılarını kızlara yapacaklar çünkü.  Ben hemen yoldan geçen taşa

"Sen gerçekmisin be taşa yürümeyi öğretmişler "

Diye söyledim ve güldüm hatta alırdım Diyebilirim çocuk bana baktı ve sırıttı.

"İstersen gerçekmiyim değil miyim kanıtliyim güzellik "

Dedi. Ben bunu uzay abimin duymaması diledim. Hemen kafamı ona çevirdiğimde çene kasları belirginlermis ve boynundaki damar ortaya çıkmıştı. Ben hallederim der gibi baktım ve çocuğa döndüm. Hala bana sırıtarak bakıyordu. Sinirlenip ayağa kalktım. Çocuğun tam önünde durdum.

"Sen kim oluyo şunda benimle böyle konuşuyorsun "

Diye bağırdım. Çocuk hala sırıtıp duruyordu. Abime baktım kendini zor tuttuğu her halinden belliydi. Benim halledecegimi biliyodu ama işte sinirlenince gözü hiç bişeyi görmüyordu. Bu sırada poyraz abimde sinirlenmeye başlamıştı.

"Beni tanıyor olman lazım. Sonuçta bana vermişsindir "

Dediği an yumruğumu yüzüne geçirdim. Şerefsiz göt üzerine çıkıp yumruk atmaya devam ettim bi yandanda saydiriyorum.

Çocuğun yüzüne son bir yumruk attığımda yüzüne tükürüp

"Beni hiç unutmazsın artık seni şerefsiz "

Değip abimlerin yanına gittim. Abimler duvara yaşlanmış beni izliyolardi. Bende bi üstüme çeki düzen verdim ama ellerim berbat durumdaydı. Kan içindeydi ellerim.

Poyraz abim kolunu omzuma atıp eve doğru yürümeye başladık...

Ellerindeki kan kurumustu eve gelmesine ve yol boyunca insanlar bana uzayliymisim gibi baktılar. Tabi umursadığım söylenemez. Eve geldiğimde direk banyoya girdim. Banyodan çıktığımda saçlarımı kurutup üzerime esortmanlarimi giydim ve aşağıya indim . Annem masayı hazırlamış benim gelmemi bekliyor. Herkez ellerim yara olduğu için arkamda saklayarak masaya oturdum. Tabi nasıl yemek yiyemiyorum mecbur ellerimi gorçekler bende bosver ip  yemeğe başladım.  Tabi annem anında farketti.

"Gece ellerinin hali ne böyle "

Diye cirlamasiyla. Yerimden sıçradım resmen.

"İmm....sey... annecim. Ben şimdi uff ya kavga ettim işte "

Babam ordan direk

"Abinler yanında deyilmiydi senin "

"Yanımdaydı ama hep onları koruyacak Baba beni birazda ben koruyayim kendimi demi ama "

Dedim ve konunun  kapanmasını istediğime dair anneme ve babama bakış atıp yemeğine geri döndüm.

Yemeği yedikten sonra abimi çok özlediğim için ona benimle yapmasını söyledim tabi oda kabul etmezse ne olacakları biliyor. O yüzden direk kabul etti ve abimle birlikte odama gidip yatağıma yattık. Tabi ben gine düşüncelere daldım. Düşüncelerimi bölen

"Ne düşünüyorsun civciv"

Diyen abimin sesiydi. Ne diyim ben şimdi ona neden hep erkek gibi olduğumu ve neden sadece tek derdimin tırnağımın kırılması olmasını istediğimi nasıl söyleye bilirim ki

"Hiç abi öyle okulu falan düşünüyorum "

"Hmm peki tamam artık uyu sonra uykunu iyi alamıyorsun "

"Tamam abi iyi geceler "

"Sanada iyi geceler civciv sanada "

Dedim ve abime sarılıp uykuya daldım...




Bu bölüm nasıl olmuş?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 31, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

liseli piskopat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin