144 21 40
                                    

Yirmi dört saatin içine ne kadar terslik sığabilecekse Yuri'nin başına gelmişti. İlacın verdiği sersemliği üzerinden atamadığı için üstüne kahve dökmüş, duşta saçlarını şampuan sandığı saç kremi ile yıkamış ve yağlanmış gibi bir görüntüye sahip olmalarını sağlamış, arabası ile kaza yapmış, metroya binmek gibi bir riski göze almış -güneş gözlüğü ve bir maske takmıştı- ve tam da sağ salim vardığını düşünürken seçmeye katılacağı binanın asansöründe kalmıştı. Asansörde yalnız kalsaydı bu kadar sorun etmezdi elbette. Onun sorun ettiği nokta asansörde yalnız olmamasıydı.

Birbirini tanımayan iki insan aynı asansörü kullanmak zorunda olduğunda kabin içine çöken ciddiyeti bilirsiniz.

Asansörde geçirdikleri her dakika Yuri'nin daha çok mızmızlanmasına ve yanındaki adamın onu yatıştırmaya çalışmasına sebebiyet veriyordu.

"Siktir, bozulacak günü buldu zaten." Yuri umutsuzlukla telefonunun çekip çekmediğine baktı. Bu ödevini unutan bir çocuğun çantasına tekrar tekrar bakması kadar boş bir çabaydı.

"Biraz olsun sakin olabilir misin, lütfen?" Yanındaki adamın ses tonu kibarca bir istekten çok sert bir emir veriyormuş gibiydi. Yuri'nin söylenmesinden sıkılmış olmalıydı. "Asansörün bozuk olduğunu er ya da geç fark edecekler. O zamana kadar panik yapmak hiçbir işine yaramayacak."

Yuri yavaşca yere oturdu. "Haklı olabilirsin." Sonra bıkkın bir şekilde güneş gözlüğünü ve maskesini çıkardı. Karşısındaki adamın şaşkın bakışlarını fark edince sordu: "Ne oldu? İlk defa mı ünlü birini görüyorsun?"

"Hayır, ama bilirsin, her gün ünlü biriyle aynı asansöre binmiyorum."

"Ve aynı asansörde kalmıyorsun. Her neyse, sıradan insanlar gibi tanışmayı tercih ederim." Yuri elini uzattı. "Ben Yuri. Ünlü biri değilmişim gibi davran."

"Ben de Otabek. Tanıştığıma memnun oldum." Otabek Yuri'nin elini sıktı. Uzun zamandır ilk defa Yuri bu hareketin ardında bir yapaylık sezmedi.

GasolineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin