1.Epizot (devam)

179 69 40
                                    

Multimedya:Alper Saruhan

                             

                         'Kurallar basit aslında.Zorlaştıran biz insanlarız!'
           

                                             "Mağlubiyetin takısıdır 'Keşke'.Kaçırılmış fırsatların,           
                                              bastırılmış duyguların,harcanmış hayatların,boşa yaşanmış
                                           ya da hakkıyla yaşanamamış yılların,gecikmiş itirafların ağıtıdır..."

                                                                                            Can Dündar

   Hızlıca yürümeye koyuldum.Akşam karanlığı çökmek üzereydi ve benim karanlık çökmeden evde olmam gerekiyordu.Kesin kurallardandı.Çiğnenmemesi gerekenlerden!

Hızlı hızlı yürürken aklıma İsrâ'nın tatlılığı geldi.Bugün çok güzel olmuştu.Koyu kahve saçlarının çikolata kokusu burnumda tütüyordu şimdiden.Daha az önce yanımdaydı.Ne çabuk özlemiştim ki ben?

Birden aklıma gelen şeyle düz yolda tökezlemiştim.

" Kız kitabına dalmışken bende ona bakıyordum çaktırmadan.Çikolatayı andırtan kahvemsi saçları vardı.Koyu kahve saçları hafif dalgalıydı.Elimi tam kaldırıp saçlarıyla oynamak isterken annemi görmüştüm."

Alper'in sesi kulaklarımda çınlarken hâlâ olduğum yerde dikiliyordum.

Y-yoksa bu kütüphanedeki kız İsrâ mıydı? Yoksa Alper'in kütüphanedeki aşkı o muydu?
Belki de Alper'in onunla ilgilenmesinin sebebi buydu!B-bu muydu?

••••••••••

   İsrâ Yılmaz

   Mirâç'tan ayrıldıktan sonra hızla eve gelmiştim.Bugün bayağı geç kalmıştım.Eğer abim evdeyse ne olursa olsun çok kızardı.

Kalbim hızla ata ata kapı deliğine koyduğum anahtarımı çevirip içeri bakındım.Sağa sola bakındıktan hemen sonra evde kimsenin olmadığını anlamış ve derin bir nefes almıştım.
Çok şükür ki kimse evde yoktu!Yoksa ' İsrâ nerede kaldın?' ,'Bu saate kadar neden okuldaydın?' gibi sorularla başımın etini yiyip dururlardı.

Kapı deliğindeki anahtarımı çıkarıp eve girdim.Anahtarımı anahtarlığa bırakırken bir taraftan da ayağımdaki ayakkabılarımı çıkarmakla meşguldüm.İkisini de halledip doğrudan banyoya yol aldım.Elimi yüzümü yıkayıp odama geçtim.

Okul elbiselerimi de çıkarıp astıktan sonra mutfağa geçiyordum ki az önce kapalı olan lambanın neden yanık olduğu hakkında çeşitli hipotezler kurmaya çoktan başlamıştım.

Kalbim küt küt atarken,olaya derhal çözüm getirmem gerektiğini zor da olsa kavramıştım.

Hırsız!!Olabilir miydi ki?

Beynim, yanıp sönen ambulans sirenine dönen kalbime telkinlerde bulunsada o hâlâ kendi bildiğini okuyordu.Korkuyordum.'Ne yapmalıydım?' bilmiyordum!

Gözüm karşımda duran abimin bilardo sopasına kaymıştı.Bu onun şanslı sopasıydı.
Bilardo oynamayı çok severdi ve masa alacak parası olmadığından sopasını almıştı ve bu sopa belki de bugün hayatımı kurtaracaktı.

Sessiz ve büyük adımlar atarak ayakkabılığın yanında duran sopayı aldım.Nefesimi tutarken sırtımı duvara dayamıştım.Duvara sırtımı sürterek bu defa küçük adımlarla şu an sağımda duran mutfak kapısına doğru ilerlemeye koyuldum.

İsrâ & MiraçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin