Evet, sınıfa biri gelmişti.Herkes meraklı gözlerle onu izliyordu.Ahmet Erdem kendini tanıtmadan hemen arka sıraya geçti.Sınıfa şöyle bir göz gezdirdikten sonra başını masaya koyup derin düşüncelere daldı...Ahmet erdem çok zengin bir ailenin tek çocuğuydu.Bu sebepten dolayı asabi,şımarık,her şeyi istedigi zaman yapılan bir delikanlıydı.Yalnızca okul meselesinde istemediği halde babasının zoruyla yazıldı.Babası bu Dünyanın gelip geçiciliğini anladıktan sonra oğlunun bu boş Dünyaya kendini salıvermemesi için en azından az da olsun bir şeyler öğrenmesi için onu imam hatipe yazdırmıştı.İlk yıllarında çok zorlanan Ahmet Erdem artık bu duruma alışmış hatta dersler dahi dikkatini çekmeye başlamıştı.Babasının iflas etmesi üzerine yalıdan sonra küçük bir eve yerleştiler.Bundan dolayı Ahmet Erdeminde okulunu da degiştirmek zorunda kaldılar.O zengin,lüks,şatafatlı,dolu dizgin hayattan sonra bi gece kondu evinde yaşamak zor bir durumdu onlar için.Babası Fazıl Bey kısa sürede bu duruma alıştı.Çünkü malı vereninde alanın da ALLAH olduğunu biliyordu.Eşi Hayriye Hanım ise zaten Fazıl Beyle evlenmeden önce böyle bir yerde yaşadığı için o da hemen alıştı.Ama en büyük sıkıntı Ahmet Erdemdeydi.Çünkü o hem zengin hayattan hem arkadaşlarından hem de okulunda ayrılıp böyle bir evde oturmak,farklı bir okulda okumak onun için bir ölüm fermanıydı.Oysa bir bilseydi ki her şerde bir hayırın her hayırda da bir şerin olduğunu böyle düşüncelere dalmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönlümün Aynası
ChickLitMekkeye gidip kabeyi görmek,oralarda nefes alıp ve orada son nefesini vermek isteyen bir genç kızın hikayesi.