'Sira' baş karakterin adıdır.
Bu kez anahtarı evde unutmadan evden çıkmıştı. Dalgın düşüncelerin esiri olmadan ve o donuk bakışlarını yüzünden atmadan cadde boyu yürümeye devam etti. Anne ve babası bir iş görüşmesi için şehir dışına çıkmışlardı dolayısıyla evde ona kalmıştı. Akşam saat 8 olmasına rağmen dışarı çıkmıştı, zaten onu umursayan birisi de yoktu.
Aslında hayat hiç de zor değildi. Yemek yemek, uyumak ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak... Birkaç saat sahil kenarında önüne çıkan taşları umarsızca yuvarlayıp kendince oyun oynayarak yürümeye devam etti. Ardından markete doğru yöneldi. Yiyecek bir şeyler alıp eve gitmeye karar verdi.
Önce duş alacaktı ardından aksiyon filmi ve mutlaka esrarengiz olaylarla dolu bir kitap okumak ve ardından gökyüzü. Evet, Sira uyumayı sevmezdi, onun yerine gökyüzüne bakıp yıldızları izlemek ve onlarla konuşup rüzgarın oyununa kendini kaptırmayı çok severdi. Ne yazık ki bu dünyada tebessümüyle kalbini ısıtacak hakiki varlığını ona hissettirecek o varlığı hala bulamadığını düşünüyordu. Acaba bu dünyada her günü böyle geçip gidecek ve ardından yok olup gidecek miydi? Bunu istemiyordu, bir amacı olmalıydı.
Markete vardığında abur cubur reyonuna vardı. Aslında doktor yasaklamıştı, çünkü böyle şeyler yemesi kabuslara neden oluyordu ama yine de kendine engel olamayıp cips, çikolata ne bulduysa eline doldurdu. Markete girişte sepet almayı unutmuştu ve geri dönmek çok zor geleceği için aldıklarını ellerine doldurmaya başlamıştı, üşengeçlik bu olsa gerekti. Ellerine kollarına aldıklarını doldururken bir anda her şey yere saçılıverdi. Sira, kafasını kaldırdığında özür dileyen kara gözlerle karşılaştı.
-Şey... özür dilerim.
-Gerek yok.
Genç, yere dökülenleri toplamak için hareket edince Sira:
-Tamam özür diledin, gerisini ben hallederim.
-Peki...
Terslenen genç, birazda yüzü kızararak alışverişine devam etti. Sira, aldıklarını kasadan geçirip poşetlerle yola koyuldu. Saat 10'a yaklaşırken sokakta sessizlik çoğalmıştı. Yine o dar ve ıssız sokağa girmek zorunda olan Sira gerilmişti. Hızlı hızlı geçip sokağı hemen terk etmek isterken karşısında uç genç belirdi. Ellerinde içki şişesi olmasa da sarhoş oldukları belliydi. Sira, bulaşmamanın ve hemen yanlarından geçmenin daha uygun olacağını düşünüp hızlı yürümeye başladı.
Aradan 10 dakika geçmişti ki evine varan Sira poşetleri bir kenara koyup kendini banyoya attı. Kısa bir duştan sonra poşetlerle mutfağa girdi. Kahvaltılık ve abur cubur gibi karışık şeyler ayarlayıp filmini açan Sira keyifle yiyeceklerini yemeye başlayacaktı ki sokaktan gelen gürültüyü merak ederek cama doğru gitti. Karşıdaki boş villanın önünde nakliyat arabası vardı ve içeriye eşyalar taşınıyordu. Boş villa alıcısını bulmuştu demek... Sira merakını giderdiği için filmini izlemeye devam etti. O geceyi film izleyerek geçirdi ve uyuyakaldı.
Ertesi gün okul olduğu için erken kalkan Sira üniformasını giyip dün aldığı kahvaltılıklarla atıştırıp evden çıktı. Yürümeyi sevdiği için yarım saatlik yürüyüş sonucunda okuluna vardı. Sırasına oturup kulaklığını taktı ve kitap okumaya başladı. Kimse rahatsız etmesin diye kulaklığı aksesuar olarak taktığı için kitap okuyabiliyordu. Ama aşırı asosyal birisi de değildi, birkaç kız arkadaşı vardı ama çok yakın da değildi çünkü hala güven problemini yıkamamıştı. Ders zili çaldığı için kulaklığını çıkardı ve öğretmeni beklemeye koyuldu. Ders başladığında hoca sınıfa bir genç ile girdi. Okula yeni gelen genci tanıştırdı ve boş sıralardan birisine oturtturdu. Sira'nın da yanı boştu lakin tek oturmak onun için daha rahattı. Paylaşmak ona göre hoş değildi. Fizik dersinin ardından tenefüste sınıf yeni gelen çocukla tanışmaya başlamıştı. Adı Soner olan genç, 1.80 boyunda normal biriydi. Kendine has çekiciliği olan bu genç biraz da içine kapanık gibiydi. Tenefüsü hakkında sorulan sorulara cevap vermekle geçirmişti. Bu sınıf kendi halinde bir sınıftı. Ne bir gruplaşma vardı ne de düşmanlık. Genelde dersleriyle uğraşanların olması gereksiz olayların olmasını engelliyordu. O gün, Soner'in sınıfa alışmasıyla geçmişti. Sira eve gidip biraz atıştırdıktan sonra akşam üstü yürüyüş için dışarı çıkmıştı. Sahil kenarında bir saat kadar yürüdükten sonra eve dönerken evinin önünde orta yaşlarda iki kişi gördü. Yanlarına doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygular Mantıktan Ötedir...
FantasyDuyguların bir maskenin ardında gizli olsa bile elbet bunları ortaya çıkaran biri olacaktır...