Yağmur Sonrası

189 3 1
                                    

Yine bir stressli günden sonra İzmir'in güzel bir gününde sahilde yürüyüşe çıktım. yüzümü güneşe çevirince yüzünü yakan güneşin sıcaklığını hissedebiliyordum bir an duraksadım, düşünerek havada uçan martılara baktım ne kadar özgürlerdi, bir yerden bir yere gitmeleri için belkide iki yada üç kanat çırpmayla gidebilecekleri bir yere gidebiliyorlardı. Peki ya ben? Aile baskısı altında İzmir'e tıkılmış özgürlüğüm günün 2 saatine sığdırılmıştı. Yüzümü dökerek ilerledim, birkaç yüz metre sonra gördüğüm bir satıcıdan simit alarak gözüme kestirdiğim bir banka oturmuştum. Artık kendimden çok martıları düşünür olmuştum halbuki yarısını bile yiyemediğim simiti martılara atmaya başladım sonra usulca tekrar yerime oturarak sigaramı yaktım, içerken sanki dertlerimide sigaranın dumanında yok ediyormuşum gibi hissediyordum fakat bu bana sadece anılarımı tazelememe yardımcı oluyordu.Bir süre oturduktan sonra yavaşca her zaman oluğu gibi yurtun yolunu tutmaya başladım. O kadar dalgındım ki kulağımdaki kulaklıktan gelen müziğe kendimi kaptırmış ve dikkatsizliğim sonucu bir kıza çarpmıştım.''Eyvah!'' dedim kendi kendime kızın elindeki kahveyi istemedende olsa bütün elbisesine dökmüştüm.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen!'' diye  bir gürlemeden sonra kendime anca gelebilmiştim o kadar şaşkındım ki ''Özür dilerim'' derken bile kekeleyerek söylemiştim. hemen yerdeki eşyalarını toplayarak tanıdığım bir kuru temizlemeci olduğunu söyleyerek elbisesini temizletmeyi teklif ettim.

''Bir yere yetişmem gerekiyordu! Ne halt ettiğini sanıyorsun, tabii ki götüreceksin!'' dedi bağırarak, sadece gülümsedim ''Her zarar verdiğin insana bunumu yaparsın'' diye sordu. Aslında zarar verdiğim için gülümsemedim sadece hayatımda görebileceğim en güzel kızdı sanırım diye gülümsemiştim. Cevap vermedim sadece ''Kuru temizlemeci buradan yürüme mesafesiyle 5 dakika lütfen benimle gelin'' dedim sakince. Sustu ve beni takip etmeye başladı. Yolda ''Özür dilerim'' dedi sessizce Özür dilemesine gerek olmadığını söyleyip kim olsa aynı tepkiyi verir gibi klasik sözlerle cevap vermeye çalıştım ama gözlerine bakıp konuşmak için can atıyordum.Ama utandığım için cevapları verirken sesim yine kekeliyip titriyordum.

Kuru temizlemeciye geldiğimizde bir bayan hemen gelerek elbisenin durumuna baktı ve 20 dakikalık bir işi var dedi. ''Hayır, Benim o kadar zamanım yok daha hızlı olamazmı?'' diye sordu ve ''Hayır'' cevabını alınca yüzünde bir burukluk oluştu sanki. Ne olduğunu anlamıyordum acaba sevgilisimi vardı kızacağındanmı korkmuştu? Eline telefonunu alıp bir numara çevirdikten sonra dışarı çıktı. Dudaklarını okumayı denedim sadece ''Çok,inanamıyorum,özür dilerim ve Berk'' Kelimelerini okuyabildim sanırım sevgilisiydi. İçeri girdikten sonra kuru temizlemeci ile birlikte içerdeki odaya gidip üstünü değiştirdi. ''Madem yirmi dakikamız var temizleme bitene kadar bir kahve içebilirmiyiz?'' dedim. O biraz önce bana bağıran çığıran insan gitmiş sanki bir melek gelmişti sadece ''Onuda üstüme dökmezsin değilmi'' dedi gülümseyerek.

Bir kahve dükkanına oturup konuşmaya başladık ama kalbim sanki yerinden çıkacak gibi oluyordu. 

''Özür dilerim kargaşadan adını soramadım, adın neydi?'' dedim.

''Yasemin ya seninki?'' dedi etkileyici bir şekilde.

Haykırasım geliyordu Yasemin diye donup kalmıştım ses tonuyla sanki beni öldürmüştü

''Kerem'' diyebildim sadece

''Memnun oldum'' dedi ve devam etti ''Seni daha önce gördüğümü sanmıyorum acaba başka semttenmi geldin?'' diye sordu.

Eğitim için buraya geldiğimi söyledim. Muhabbetimiz gerçekten çok güzel ilerliyordu birbirimizin gözerlerine bakarken kayboluyorduk resmen gözerinde onu görebiliyordum. Yavaştan kalkma hazırlıklarına başlamıştı ki ''Sormak belki ayıp olacak ama dışarıda bir telefon görüşmesi yaptın ve üzüldüğünü gördüm neydi seni bu kadar derinden üzen şey?''dedim ve dememle beraber gözünden yaşlar süzülmeye başladı.Sessizliğe büründü, konuşmadı. Güneşli olan hava bir anda bulutlanmaya başladı ve Yasemin ayağa kalkarak kendi kendine ''Hayır,hayır olamaz'' dedi. nedenini sordum ama bir cevap alamadım birden koşmaya başladı.

Bende ardından koşmaya başladım, bir hışınla girdiği kuru temizlemeciden neredeyse girdiğiyle çıktığı bir oldu.Otobüs durağına koşmaya başladı.Ne olduğunu anlamakta zorluk çekiyordum bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıyordum öbür yandan neredeyse aşık olduğum kız Yasemin delirmeye başlamış olduğunu düşünüyordum, deliler gibi koşuyordu. Arkasından koşuyordum ama nasıl oluyorda ona yetişemiyordum aklım almıyordu.Pes ettim yoruldum artık koşamıyordum uzaktan Gördüğüm kadarıyla ilk gelen eshota binip gitti.

Saatime baktığımda 17:49'du. Yurta geç kalacaktım ama zerre kadar önemsemiyordum aklım hep Yasemindeydi. Yasemin kimdi? Niye bu kadar korktu? Kafamdaki sorular beni çıldırtıyordu ve gök gürlemesiyle beraber kovadan boşalır gibi yağmur başladı. Yurta döndüğümde saat çoktan giriş saatini geçmişti ve büyük ihtimal ceza alacaktım. Hocaya derdimi anlatmama rağmen 2 Günlük dışarı çıkmama cezası yedim. Gece boyu onu düşündüm eğer bir ihtimal varsa oda benden hoşlandıysa? Gelirse buraya en azından bugün için özür dilemek için? Karar vermiştim. Kaçacaktım, Belki 1 aylık bir ceza yememe sebep olacaktı bu ama yinede bunu yapacaktım. Ertesi gün saat yine 16:00 gibi Yasemin'in kahvesini üstüne döktüğüm yere gittim ve onu beklemeye başladım. Yağmur yeni dinmişti ve yağmur sonrası havadaki o tatlı koku her yeri sarmıştı.Birden ileride usulca ilerleyen bir kız gördüm ''Evet!'' dedim kendi kendime bu oydu ve bana doğru ilerliyordu. Hemen ayağa kalkıp ona doğru ilerlemeye başladım.

Evet arkadaşlar bu benim ilk hikayem umarım beğenmişsinizdir burada noktalıyorum diğer bölümde görüşmek üzere :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 22, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yağmur SonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin