Normalliğin İçinde

32 3 0
                                    

İşte herşey istediğim gibiydi. Lise sona geçmiştim hatta dünyanın en mutlu insanı bile olabilirdim. Aman tanrım az önce bunu dediğime inanamıyorum ben ve mutlu olmak hah! Sanırım gülme krizine gireceğim. Annemi daha önce hiç bu kadar stresli görmemiştim sanki yarın üniversite sınavına girecekmiş gibiydi. Babam ise koltukta uzanıp maç izliyordu pekte umrunda değil gibiydim sanki. Babam ve annem arasında durmak bilmeyen bir kavga var nedenini bilmediğim şekilde tabii bu. Küçüklüğümden beri onları hiç mutlu göremedim sanki biri onları zorla evlendirmiş gibiydi oysa ki annem eski anılarını öyle bir anlatırdı ki büyüsünden çıkılmaz gibiydiler. Yarın okulun ilk günü ve ben hala ne giyeceğime karar vermedim hatta annemle daha alışverişe bile çıkmadık. Bugün pazar günü maalesef annemin en sevmediği gün. Kimse onu alışverişe gitmeye ikna edemezdi. O zaman banada eski kıyafetlerimi giymek düşer. Yarını düşündükçe midem ters yüz oluyor. Yeni arkadaşlar, yeni öğretmenler ve en önemlisi yeni bir sınıf. Neyse şimdilik bunları düşünmemeli ve bir an önce karnımı doyurmalıydım o yüzden hemen mutfağa yöneldim. Annemde oradaydı ve yemek yapıyordu. Bana,
-"Günaydın tatlım nasıl hissediyorsun bakalım?".
-"Nasıl mı? Harika tabiki! Nefret dolu öğretmenler ve yepyeni bir sınıf ahh bu en kötü günüm olacak sanırım lanet olsun."
-" Hey! Dur bakalım orada lanet okumak yok demiştim. Şu ağzını hayıra aç biraz. Yarın çok güzel olacak eminim!
-" Evet giyecek hiçbirşeyim yok daha ne kadar güzel olabilir acaba?Hemde pazar günü hiç bir şekilde alışveriş yapmak istemeyen bir annem varken."
- "Pazar kalabalığı bana iyi gelmiyor demiştim sana değil mi? Bu arada 10 dakika içinde hazır ol çıkıyoruz."
-" Ne? Nereye? Yok artık anne! Yoksa alışveriş mi?"
-"Doğru tahmin!"

Aman tanrım bu bir mucize sanırım mutluluktan uçacağım! Anneme gerçekten inanamıyorum. Neyse bir an önce hazırlansam iyi olacak. Fikrini değiştirmesine izin veremem. Üstüme hemen mavi pullu bir tişört ve bir kot pantolon geçirip aşağıya indim. Arabaya bindik ve merkeze doğru yola koyulduk. Merkeze geldiğimizde gerçekten kalabalıktı annem haklıymış sanki insanlara evden kaçma yasağı gelmiş gibi. Daha dolaşmadan yolun karşısında duran bi butik gözüme çarptı. Annemi o yöne doğru yönlendirdikten sonra butiğe girdik. Bir sürü modern bluzlar, etekler ve abiye elbiseler vardı. Beyaz, üstünde çiçek işlemeleri olan bir bluza kaçtı gözüm. Aman tanrım resmen beni giy diye bağırıyordu sanki. Bluzu askıdan alıp koluma astım şimdi sıra bir etek bulmaktı. Köşedeki askılara bakarken gözüme mavi kadife kısa bir etek çarptı bluzumla tam oluyordu hemde! Vakit kaybetmeden ikisinide deneyip kasaya doğru ilerledim fakat annem hala raflara bakıyordu. Benim giyecek bir kıyafet bulduğumdan haberi bile yoktu. Annemi yanıma çağırdım. Şaşkına dönmüştü ve:
-" Bu kadar hızlı kıyafet bulduğuna inanamıyorum daha başka dükkanlara girecektik."
-" Bende inanamıyorum fakat bu parçalar gerçekten göz alıcı sanki beni giy diye bağırıyorlardı. Ayrıca uyumlular değil mi?"
Elimdeki eteği ve bluzu gösterdikten sonra annemim yüzünde farklı bir ifade oluştu ve eteğe doğru bakarak:

-" Şu etek biraz fazla kısa sanki ne dersin bir pantolon baksak?"
-" Ahh anne! Yine birşey demeden duramadın değil mi?! Okulun ilk günü zaten bırakta giyeyim kimse yanıma gelip kaçırmayacak ya beni?"
-" Off tamam tamam. Seninle uğraşamayacağım ne yaparsan yap.
Kasada ödemeyi yaptıktan sonra annemle market alışverişine gittik ve neredeyse minimum 2-3 saatimizi orada geçirdik. Gerekenleri aldıktan sonra arabaya doğru yürümeye başladık. Biraz uzaktaydı araba ama ben ve annem yürümeyi sevdiğimizden bir sorun yoktu. Sonunda yürümemiz bittikten sonra arabaya binip eve gelmiştik. Babam evde yoktu muhtemelen yine arkadaşı Joseph ile dışarı çıkmıştır. Odama doğru koşar adımlarla girerek kıyafetlerimi torbadan çıkarıp ikisinide tekrar denedim. Resmen bu bluz ve etek birbirleriyle yaratılmıştı. Uzun koyu kahve saçlarımı açık bırakmıştım ve çok güzel bir görüntü oluşturmuştu. Son olarak ayakkabımı da seçtikten sonra, kendimi resmen yatağa fırlattım ve ne kadar yorulduğumu hissettim. Ah tanrım bacaklarımı hissedemiyordum. Akşam yemeği vakti gelmişti bile çoktan annem yine mutfakta yemek yapıyordu bende masayı hazırlıyordum onun için. Babamda nihayet eve dönmüştü biraz üzgün ve keyifsiz görünüyordu sanki. Annem yemekleri pişirdikten sonra masaya götürmeye yardım ettim. Yemekte fırında yapılmış somon balığı, sezar salatası ve patates kızartması vardı. Herkes masaya oturdu ve yemeye başladık. Fakat nedense kimsenin ağzından bi laf çıkmıyordu ve buda beni tedirgin ediyordu sanki babamın bize söylemediği bir şey varmış gibiydi. Akşam yemeğini bitirdikten sonra masayı kaldırmaya yardım ettim ve annemle birlikte mutfağı temizledik. Saat neredeyse 22:00 olmuştu ve deli gibi uykum gelmişti. Odama doğru yukarı çıktım ve ayıcıklı pijamalarımı giyip sıcacık yatağıma uzandım. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu. Fazla geçmeden uykuya dalmıştım bile. Yarın beni neyin beklediğinden haberim yoktu. Fakat o kadar kötü olacağını sanmıyordum ...

Umarım ilk bölüm hoşunuza gitmiştir! Yeni bölüm en yakın zamanda gelecektir bundan emin olabilirsiniz! Yorumlarınızı bekliyorum takip etmeyi unutmayın! :)))

Karanlığın BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin