İlk Gün

10 0 0
                                    

Sabah saat 06:47 ve alarmım çalıyor.. Alarm sesinin  vermiş olduğu kulak çınlamasıyla alarmımı kapattım. Pencereden dışarı yavaşça baktım, derin bir nefes alarak bugünün güzel geçmesini diledim. Lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladıktan sonra hızlıca kıyafetlerimi giymeye başladım. Son olarak saçımı yapmak için aynanın karşısına geçtim. Bana göre güzel görünüyordum. Saçımı düzleştirdim ve bir beyaz taç taktım. Çantamı omzuma atıp merdivenleri hızlıca indim. Mutfağa su içmek için gittiğimde babam çoktan ayaktaydı. Beni okula götürmek için bekliyordu. Tek anlamadığım şey bu aralar babamın bir tür sıkıntısı olduğuydu. Yüzü bin parça kaç gündür ve sürekli gergin. Kime gelse ters cevaplar veriyor. Ve buda sinirlerimi oynatıyor doğal olarak.
"Günaydın baba suyumu alayım hazırım çıkarız."
"10 dakika önce çıkmış olmamız gerekiyordu merida. Biraz daha sorumlu olsan keşke.."
Hiçbirşey söylemedim. Çünkü sinirliydim. Nasıl olurda bu kadar boş yere sorun yapabiliyor?! Anlamıyorum ve hiçte istemiyorum bu hallerini. Son olarak suyumu kaptığım gibi bir hışımla kapıdan dışarı çıktım. Babam tavrımın farkındaydı. Arabanın arkasına geçtim ve kapıyı sertçe çarparak içeri oturdum. Babamda benden sonra arabaya bindi. Gerginliği bozmak için kulaklıkarımı deri sırt çantamdan çıkartarak taktım. Ve yolların, arabaların geçişini izledim. Yaklaşık 20 dakika sonra okuluma varmıştım.. Bugün büyük gündü. Arabadan inerken kalbim hızla çarpıyordu. Sanki bir pusula gibiydi kalbim. Anlam verememiştim. Babama görüşürüz demeden arabadan indim ve kapıya doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. Gözlerim okula girer girmez yandı. Çünkü ÇOK FAZlA öğrenci vardı! Kimseyi tanımıyordum henüz. Çünkü mahalleye yeni taşınmıştık. Babamın işinden dolayı taşınmak zorunda kaldık ve lise 4'ü Boston da okumaya karar  verdim. Sekretere gidip hangi sınıfta olduğumu öğrenmek için ofise doğru ilerledim. İçeride kızıl saçlı, ince kaşlı ve büyük gözlüklü orta yaşlı bir bayan vardı. Arkamda bekleyen bir o kadarda öğrenci..
"Merhaba genç kız. Tanrım ne kadar güzelsin çok şanslı olmalısın ha?"
"P-pardon? Ne gibi??"
"Sınıfındaki erkekler zor zaman geçirecekler emin ol"
Bu kadının nesi var böyle? Kim oluyorda benle bu şekilde rahat konuşabiliyor? Hah! Cesarete gel! Öğrenci kartımı hızlıca alıp önümde kimlerin olduğunu umursamadan kapıdan bir hışımla çıktım. Koridora doğru yöneldim. Sınıfım 12/a idi. Koridorun köşesinden tam dönerken yanlışlıkla birine sertçe çarptım. Çarpmanın etkisiyle kartım ve telefonum elimden uçmuştu. İşte bunladar öfkeliydim.
"Wow wow wow kim sinirlendirdi seni böyle küçük hanım?"
Küçük hanım?? Olamaz. Yine sinirlenemem.
"18 yaşındayım ve küçük değilim. Ayrıca kusura bakma sert oldu biraz. Vücudun da kaya gibi omzumu acıttın resmen."
Sonunda yüzüne doğru bakıyordum.. kumral ışıldayan saçlı, masmavi gözleri ve bembeyaz olan teniyle dikkatimi çekti. İnsan olduğunu bilmesem "bir vampir gibisin" derdim. Bana öyle bir bakıyordu ki, resmen aklımı okuyor içime bakıyor gibiydi. Biraz gerildim ve konuşmayı devam ettirdim.
"Adın ne bu arada?"
"Adım david. Ya sen küçük hanım?"
"Merida... tanıştığıma memnun oldum tekrar kusura bakma. Gitmem gerekiyor görüşürüz."
Nedense kalbim gerektiğinden hızlı atıyordu. Bir anda sınıfımın olduğu yere doğru yöneldim ve içeri girdim. Tanımadiğım bir sürü insan vardı. Boş bir sıra bulup oturdum. Ders programına göre dersim kimyaydı. Çok farklı hissediyordum. Sanki david de bir gariplik vardı. Normal olmayan bir şey. Tıpkı Yabancı bir koku...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 02, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlığın BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin