Selamünaleyküm. Yorum bırakmayı unutmayalım❤
Okuyan herkesi allah için seviyorum❤👐
Şu fotoğrafa baktığımda içimdeki huzur tarif edilemez. ❤🌸O koskoca yüreğinize sığdırdığınız gökyüzünden bir yıldız da bana verirmisiniz?
●●●●●●●●●
"Elif'cim,"
Sabah bana seslenen Tülin ablanın sesiyle uyandım. Yataktan doğrulup Tülin ablaya baktım.
"Kalktım ablacım." Dedim oda gülümseyip odadan çıktı.
Yerimden kalkıp yatağı topladım. Daha sonra feracemi ve başörtümü takıp odadan çıktım. Mutfağa doğru giderken içeriden sesler geliyordu. İçeri girdiğimde Eren ve Tülin ablayı gördüm. Eşi burda değildi galiba.
"Hadi Elif'cim, gel kahvaltı yapalım. Daha sonra Erenle okula gidin."
"Ben rahatsızlık vermeyeyim. Tek giderim."
"Sorun yok, götürürüm." Dedi Eren suskunluğunu bozarak.
Şuan kahvaltı yapmış sofrayı toplamış okula gitmek için binadan çıkmıştık.
Arabaya binecek iken bu sefer, dünkü yaptığım saçmalığı yapmayıp arkaya oturmuştum. Eren şaşırmış olsada bir şey dememişti.
Okula varacağımız sırada Erene durmasını söyledim.
"Niye duruyorum?"
"Sen dur, ben burada ineceğim. Yanlış anlarlar." Dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden arabadan indim.
Okula gireceğim sırada arkamdan adımı seslenen bir ses duydum. Arkamı dönüp baktığımda sinirden kırmızıya dönüşmüş annemi gördüm. Hızlı hızlı yanıma gelip sert bir şekilde tokat attı. Bu ilk attığı tokat değildi, fakat diğerleri bu kadar kalbimi kırmamıştı.
"Sen bizim mahallede adımızımı çıkarmaya çalışıyorsun? Ne demek elin oğluyla gecenin bir vakti arabalara binmek."
"Bunu, beni bu yaşımda sokaklara atmış, aramamış, sormamış birimi söylüyor. Eğer çok merak ettiysen söyleyeyim. Tülin ablanın oğlu, beni almaya gelmişti. Kalacak yerim yoktu oraya gitmek zorunda kaldım. Ne yapsaydım? Sokaktamı kalsaydım. Sen beni bıraktın ya! Varmı daha ötesi? Sen nasıl annesin? Ha doğru, sen İkra ya, Burağa çok güzel annelik yapıyorsun. Ama bana yapamıyorsun. Neden? Ne yaptım ben sana? Söyle allah aşkına! Ben okuldan çıkınca bugün nerede kalacağım diye düşünüyorum. Ne yiyeceğimi düşünüyorum. Dün açtım ben ya! Cebimde beş kuruş para yoktu. Tülin abla sağolsun, aldı beni evine, baktı bana. Sana bir şey sormak istiyorum. Vicdanın rahatmı? Geceleri uykun kaçmıyormu?"
"Saçmalıyorsun sen! Neyse benim evimde bakmam gereken iki çocuğum ve kocam var." Deyip arkasına dönüp gitti. Gitti. Onla birlikte bendeki 'anne' sevgisinide götürdü. Ne suçum var benim? Neden herşey benim başıma geliyor. Allahım senin imtihanın, biliyorum. Allahım isyan etmiyorum ben, ama bana dayanma gücü ver, verki isyan etmeyeyim.
Arkamı döndüğümde bütün okul toplanmış bana bakıyordu fakat o an gözüm sadece bir çift göze takılmıştı. Aynı zamanda kalbimde. 'Eren'. Ne oldu birden böyle? Ereni görünce kalbim tekledi. Nefesim kesildi. Midemde kelebekler uçtu. Bunca şey üç bilemedin dört saniye içinde oldu. Daha sonra hemen gözlerimi yere indirip yürümeye başladım. Bir kol gelip koluma girdiğinde kafamı kaldırıp kim diye baktım. Azraydı. Can yoldaşım. Derttaşım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLCU "Bir İmam-hatipli Hikayesi"
Non-FictionBir ırmak... Irmak,yaşam için kullanılan bir mecazdır. Bir tesadüf eseri,ansızın buraya gelmediniz. Hep buradaydınız. Irmağınız,uzaklarda tamamıyla unuttuğunuz dağlardan,artık hakkında bir bilginiz olmadığı bir kaynaktan hep akıyordu. Çeşitli kırlar...