Victoria odanın kapısını açtı. Burada bir sürü hayvan çeşitleri vardı. Victoria bana dönüp "Kanını em"dedi. Başımı sağa sola salladım. Yapamazdım. Ben bunu yapamazdım. Victoria diliyle dudaklarını ıslattı. Beni beklemekten vaz geçip kendi bir kuzuya saldırdı. Çığlık attım ve ağzımı elimle kapattım. Ona bakamadım. Hemen oradan uzaklaştım. Ben buna ALIŞAMAZDIM. Ben insan olmak istiyordum. Bir süre sonra yanıma iki kız bir tanede adam geldi. Kızlar bana alayla sırıtıyordu. Erkek ise yanıma geldi " Merhaba. Ben Jack. Sen onları takma kafana. Onlar hep öyle." dedi. Gözlerim şaşkınlıkla açık yere bakıyordu. Hala Victoria'nın yaptıklarını düşünüyordum. Fısıltılarla "Gidin başımdan" dedim. Jack yanıma eğilip "Sakin ol."dedi. Bende bu sefer kızlara döndüm. Hala sırıtıyolardı. Elimle odanın kapısını göstererek " Defolun!" diye bağırdım. Kızlar odadan çıktı. Odada ben ve Jack kalmıştık. Yanıma oturdu. "İyi misin. Yenisin sanırım.Buraya nasıl geldin?" Kendimi tutamayıp göz yaşlarını serbest bıraktım. Sadece sevgilimin ismini sayıklıyordum.
Niall
Niall
Onu özledim. İnsan olmayı özledim. Ailemi özledim. Jack sadece sakin olmamı söylüyordu ve bana sarılıyordu. Göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. "Teşekkür ederim" dedim. Yüzümü ellerinin arasına aldı " Tamam sana burada yardım etmeye çalışacağım. Başın sıkışırsa hemen beni çağır." Tekrar Jack'e sarıldım. Sonra ondan ayrıldım. Gece olmuştu ve artık dışarı çıkabilirdim. Bende dışarı çıktım. Niall'ın mezarlığının başına geçtim. Çok halsiz hissediyordum. Çok acıkmıştım. Ama ben kimseye zarar veremezdim. Ağlıyordum. Niall'a onun yanına geliceğime dair söz vermiştim. Sözümü tutamıyorum. Affet beni sevgilim. Mezarlığın başından kalktım. Güneş doğmak üzereydi. Bende kendimi güneşte eritecektim. Böyle bir hayat yaşamaktansa yok olurum daha iyi. Güneş yavaş yavaş çıkıyordu. Jack beni buldu." Çabuk buradan gitmeliyiz "dedi. Güneşin ışınları yavaş yavaş bize geliyordu. Yanında şemsiye getirmişti. Güneş ışınlarının bize gelmesini bu sayede etkiliyordu. Her yer bulanıklaşıyordu. Jack beni kucağına alîp taşımaya başladı. Başka hiç bir şey hatırlamıyorum. Uyandığımda kendimi yine o zindanda yani şatoda buldum. Jack elimi sıkmış benim uyanmamı bekliyordu. Uyandığımda "Şükürler olsun." dedi ve elimi daha çok sıktı. Ben ise ona "Beni neden kurtardın?" diyebilmiştim. Jack elini bıraktığında konuşmaya başladı. "Rose bu kadar çabuk pes edip kendini yok edemezsin. Zamanla alışacaksın inan!". Gülümsedim "Alışmak he. Bu asla olmayacak" deyip hışımla yataktan kalktım. Dışarı çıkmak istiyordum fakat henüz sabahtı. Sonra birden şatonun kapısı açıldı. Bu yüz bana bir yerden tanıdık geliyordu ama... bir dakika. Bu Zayn! Onu da vampir yapmıştı birisi. O henüz uyuyordu. Onu ise başka biri taşıyordu. Onu üst katta bir odaya bıraktılar. Koşar adımlarla onu bıraktıkları odaya gittim. Hala uyanmamıştı. Yanına oturdum. Onun için üzülmüştüm. Çünkü o uyandığında acı gerçekle karşılaşacaktı. Elini tuttum. O sırada gözleri aralandı. Gözleri iyice açıldığında yerinden doğruldu. "R-o Rose? Nerdeyim ben?"dedi. Bir şey diyemedim. Sözünü yineledi fakat bu sefer ses tonu oldukça daha yüksekti. "Rose! N'oldu bana? Neredeyim ben?" O sırada kapı açıldı. Victoria gelmişti. Onun elini tuttuğunu görünce beni ittirip benim yerime oturdu. Victoria Zayn'e her şeyi açıklarken Zayn bana bakıyordu. Ben ise yere. Sonra "Bunlar şaka olmalı." dedi Zayn. Ayağı kalktı ve yanıma yaklaştı. Çenemden tutup ona bakmamı sağladı. " Rose. Bunlar gerçek mi?" Başımı aşağı yukarı sallamakla yetindim. Ardından devam etti. "Rose. Dilimini yuttun. Lütfen konuş benimle. Lütfen." sesi bu sefer titrek çıkmıştı. Çenemi tutan elini tutup dudaklarımı araladım. "Zayn. Bende henüz yeni vampir oldum. Bunların bir kabus olmasını isterdim ama..." sözümü tamamlayamadan Victoria aramzıa girip. Zayn'ı çekiştirip "Şatoyu gezdireyim sana.." dedi ve odadan çıktı. Bu kızın derdi ne!
VİCTORİA'NIN AĞZINDAN
Rose Zayn'i nereden tanıyor bilmiyorum. Ama aralarında aşk varsa şunu baştan söyliyim Zayn benim. Onu Rose'a vermem. Onu ben vampir yaptım. Üstelik şu anda bir Lordumuz yok! Onu lord yapacağım ve kendimi de karısı. Rose ise bir kenarda kalacak. Onun sevdiğini mezardan bir büyü yardımıyla çıkaracağım. Bu sayede Zayn'i unutmuş olacak. Zayn bekle sevgilim aşkımız başlıyor...
ROSE'UN AĞZINDAN
Victoria ile Zayn odadan çıktıktan biraz sonra Jack mutluluk içinde yanıma geldi. Ne oldu diyemden konuşmaya başladı. "Rose, sevgilin olan Niall. Canlandı! Seni istiyor. Bunu kim yaptı bilmiyorum ama onu mezarlıkta gördüm. Hadi benimle gel!". Gerçekten bu doğrumuydu. Niall canlandı mı? Jack ile koşarak mezarlığa gittik. Aman tanrım o burada! Koşarak ona sarıldım. Mutluluk göz yaşlarım gözlerinden süzülüyordu. Onun kokusunu içime çektim. Sonra ise Niall dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Onu çok özlemiştim. Nefes almak için dudaklarımizı ayırdığımızda Niall konuşmaya başladı. "Rose .. Sevgilim seni çok özledim. Ne oldu bana herşeyi açıklayacaksın. Ama karnım acıktı. Yemekten sonra anlatırsın." Niall'ın bu dedikleri beni güldürmüştü. Aman Tanrım bunlar gerçekti.
Evet umarım beğenirsiniz. Rose ile Victori'nın arası kızışacak. Aynı şey Zayn ile Niall'a da olacak. Jack ise bu durumdan rahatsız olunca bir büyü ddeniyecek. Ve Rose neredeyse eti kemiğine yapıştı. Çok aç ama yapamıyor. Bu duruma alışmassa ölecek. Ya alışacak yada ölecek. Seçim onun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN VAMPİRİ
VampirosBir gece karanlığı... O gece! Ölümsüz gecem. Ölmüş sevgilim Niall. Onu çok seviyorum. Fakat karşıma çıkan biri bunu engelliyor. O benim hayatımı değiştiriyor. Niall mı Zayn mi?