Gözlerimi açmaya çalışmaktan yorulmca tekrar uykunun derin kollarına bıraktım kendimi.Ne kadar uyudum bilimiyorum ama gözlerimi yavaşca aralayınca havanın karardığını gördüm. Bana ne olmuştu?. Ahh bir dakika Emre bana...
Başımdaki ağrıyla sımsıkı yumdum gözlerimi. Gözlerim benden bağımsız çoktan akmaya başlamıştı. Nerede olduğum hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Aldatılmış hatta ve hatta olmadığım şeyler söylemmişti bunu yapanda sevdiğim adamdı. Adam demek ne kadar doğru bilmiyorum ama...
Sessizce ağlamaya devam ettim. Karnımda canavar varmış gibi guruldamaya başlayıca kendimi yataktan dışarıya attım. Oda karanlıktı hiçbir şeyi göremiyordum. Yavaş küçük adımlarla kapıyı bulmaya çalıştım. Ve patttt! Kafamı vurmuştum. Acıyla inledim. Bu kadarı da fazlaydı ama. Sonunda kapıyı bulunca yavaşca kolunu indirdim. Merdivenllerden sessizce indim. Nerde olduğumu bilmediğim gibi korkmuyordum da ev güven veriyordu. Saçma ama öyleydi. Mutfaktan sesler gelince oraya doğru yöneldim. Ve gördüğüm manzarayla şok olmuş bir şekilde olduğum yerde durdum. Ama nasıl olur en son bana ne olmuştu da yoldaki çocuk beni evine getirmişti. Ve şuan yemek yapmaya çalışıyordu. O kadar dikkatle yapıyordu ki beni farketmemişti. Gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum. O ne yapıyor öyle?! İnanmıyorum!!. Eline aldığı un pakedinin içine hapşurdu ve heryer bembeyaz oldu. Gülmemek için kendimi sıktım ama en sonunda kahkhalara boğuldum. Sinirli sinirli üzerime doğru gelmeye başlayınca bende geriye doğru gitmeye başladım. Sırtımda hissettiğim soğukla yolun buraya kadar olduğunu anladım. Kaşları çatılı bir şekilde gözlerime bakarken yutkundum. Gözleri gözlerimden ayrılıp alnıma çıktı. Kaşlarını eski haline tekrar getirdi. Eli yavaşca alnıma kalktı. Yapmak istediği şeyden son anda vazgeçip elini değdirmeden yanına indirdi. "Orana ne oldu?". Neyden bahsettiği hakkında hiç bir bilgim yoktu. Anlamak için elime alnıma bastırdım. Galiba çok bastırmıştım ki acıyla inledim. Yüzüm istemsizce buruştu. Gözlerime bakıp bir an üzüldüğünü sandım ama hemen gözlerini kaçırdı. Farklı bakıyordu anlayamadığım kadar farklı. "Bilmiyorum" dedim sessizce. Sonra devam ettirdim. "Ben ... bana ne oldu neden burdayım?" Diye sordum. "Hatırlamıyor musun?". Sessizlik buraya kadarmış. Eski Güneş geri gel yavrum."Hatırlasam neden sorayım sana!!?". Sinirli ofladım. Kapıya doğru adım attığım an bileğimden tutup eski yerime hızla çekti. Sırtım duvara çarpınca yüzümü buruşturdum. "Benimle iyi anlaş !! Canını yakarım!". Yutkundum sertçe. "Gidicem bırak kolumu!". "Ben bırakırım gitmek istediğin yer!" . "Gerek yok!" Dedim aynı ses tonuyla ve kapıya doğru yürdüm. Arkamda hissettiğim ayak seslrriyle daha hızlı adımlar attım. Dışarı çıkınca arkamdan geldiğini bildiğim için rahattım. Neden güveniyorum bilmiyorum ama 3 kere hayatımı kurtardığı içindir belkide. Yolda gördüğüm kişiyle donup kaldım. Emre ! Hızla yanıma gelip sırıtmaya başladı. Aramızda az mesafe kalınca geriye doğru adım attım. Emre kolumdan çekip duvara yasladı bedenimi. "Merhaba Güneşş!" Dedi iğrenç alkollü nefesiyle. Eskiden ölüp bittiğim adam şimdi bana itici geliyordu. Sevdiğim aşık olduğum adamdan nefret ediyordum."Şerefsiz!!" Diye tısladım. Sağ tarafımda hissettiğim acıyla çığlık attım. Çığlığım boş sokakta yankılandı. "Şerfsiz sensin sürtük!!" Diye bağırdı. Çığlığım gibi onunda sesi boş sokakta yankılandı. Gözümden tektae yaş aktı. Elimle hızla sildim yaşı ittirmeye çalıştım ama olmadı. Sarhoş olduğu halde ittiremiyordum. Daha da yaklaştı . Üzerimdeki tişötün içinden ellerini sokup belime getirdi pis ellerini. Ağlamaya devam ettim . Hiçbir şey yapamıyordum. Dudaklarını boynuma bastırınca tepindim ama işe yaramadı. Tam ağzımı açıp bağıracakkrn üzerimden biri tarafından çekilip alındı. Sonrası ise kanlı bir Emre. Kurtarıcım yine kurtarmıştı. Ağlmaya devam ettim. Güçsüzdüm hemde çok. "İyimisin!??" Dedi burnundan solurken. Cevap veremdim . Beni kucağına aldı. Her şey bir anda oldu.Eve girdiğimizde "O ibne seni rahatsız mı ediyor!" Dedi sinirli bir şekilde. Kafamı olmsuz anlamda salladım. Kötü bir şey yapmasından korkuyordum.Yanıma gelip kollarımı tuttu. Zor bela yutkundum.Gözlerim yanmaya başlamıştı. Kafamın acısının yanına bir de kollarımın acısı çok fazla canımın yanmasına sebep oluyordu. "Kolum" dedim. Ne dediğimi anlamadığı için kaşımla kollarımı işaret ettim. Elini hızla çekip geriledi. "Şey... ben artık git..." . "Hayır!" Dedi sertçe. Herkese bağırıp çağıran herkese karşı çıkan ben bu çocuğa bir şey diyemiyorum. Çok değişik. "Neden?" Diye sordum çekinerek. "Başına bakıcam!" Dedi yine sertçe. Olumlu anlamda kafamı salladım. "Şuraya otur bekle beni"Dedi . Eski ses tınısına göre daha yumuşak bir şekilde. Eliyle gösterdiği koltuğa doğru ilerledim. Evi eski evleri andırıyordu ama herşey yepyeni gibi duruyordu. Daha fazla incelemeden çift kişilik koltuğa oturdum. Başım sızlıyordu. Nasıl vurduysam artık. Elimle dokunacakken"SAKIN dokunma!!" Diye bağırdı. Korkarak yerimde sıçradım. Sonlara doğru bir şeyler dedi ama anlayamamıştım.Elindeki kana benzeyen ilacı pamuk gibi bir şeye döktü. "Canın çok yanarsa söyle tamam mı?" Diye sordu."Tamam" dedim sessizce. Yavaşça pamuğu kafama doğru doğru getirdi. "Canın acıyınca elimi sık" Dedi. Kafamı tekrar olumlu anlamda salladım. Pamuk kafama değince elini sıktım. Anında pamuğu çekerek üflemeye başladı. Bu duruma gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Sonunda dayanamayıp kahkaha atmaya başladım. Ne yaptığını anlayıp durdu. Ben gülerken bana bakıyordu. Daha doğrusu gülüşüme. O da sonlara doğru gülümsemişti. Çok güzel gülümsüyor ayyy ne diyorum ben töbe töbe. Ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Geç olmuştu artık. Yanıma gelip benimle beraber yürümeye başladı. Evlerimizin arasında 15 dakikalık yürüme mesafesi vardı. Eski evimizin oralarda oturuyordu. Kapının önine gelince arkamı döndüm "Teşekkür ederim" diye fısıldadım. Yorulmuştum yorgunluğum sesime de yansıyordu artık. "Önemi yok" dedi. "İyi geceler" deyip arkamı döndüm bir şey demesini beklemeden kendimi içeri attım. Mendivenle uğraşmamak için asansöre binip 6 ya bastım. Evin kapısına gelince yedek anahtarı ayakkabının içinden aldım.Sessizce eve girip kendimi hatağa attım.
Multi- Güneş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Gölgesi
Roman pour AdolescentsGüneş; Babası mimar annesi ise Kimsesiz Çocukar Derneği başkan yardımcısı orta gelirli bir aile sahip.En sevdiği arkadaşı Buse ile çocukluktan beri yakınlar ve en önemliside hayatında büyük yeri olan Emre yani 2 yıllık sevgilisi.Emreye aşık olduğun...