Seni bir renge benzetmiş olsam, mavi olurdun galiba. Koskaca gökyüzünü iki küçük gözüne sığdırabilirim.
O gözlerin bazen hayatı bazen özgürlüğü bazen aşkı anlattıyor bana. Herşeyi bir kenara bırakıp saatlerce gözlerine kilitlenmek istiyorum bazen, sıkılmadan usanmadan sadece gözlerine. Benim için anlamın farklıydı senin. Dokunurken bile korkuyorum. Sarılırken nefesim kesiliyor, kokunu alınca dilim duruyor, elini tutunca bütün vücudum titriyor.
Anlam yükleyemez oldum şimdi sana. Seni anlatacak kelimeler bulamıyor, benzetecek nesneler yaratamıyorum hayal gücümde. Unut diyorum herşeyi siktir et. Olmuyor uyumadan önce uyanınca hatta uyurken bile aklımın bir köşesindesin. Yanımda seni görme hayaliyle uyuyor. Belki görürüm heyecanıyla uyanıyorum. Belli ki senin için yaşıyorum. Ayın ışığında gözlerin doğuyor odama. Açık camdan kokun doluyor. Kendimi alamıyorum. Herşeyden kıskanıyorum seni. Sanki inadıma yaparmış gibi, bütün şiirlerde bütün kitaplarda bütün şarkılarda karşımda resmini görüyorum kıskanıyorum. Ona benden başkası yazamaz, benden başkası şarkı söyleyemez, konuşamaz, hayal bile edemez diye kendime sitem ediyorum. Sonra seni nasıl sevmişim kokuna nasıl aşık olmuşum bunu düşünerek, salaklaşıp gülüyorum kendi kendime. Nasılda sevmemişsin beni. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki Tek Mavi
RomanceYazarlardan ve okurlardan yapılan yanlışlar için özür dileriz.