Oneshot

35 2 2
                                    

Norway 

Cılız bedenim her zamankinden daha solmuş bir şekilde yatakta dururken açılan kapıdan içeri giren kardeşime başımı çevirdim.

Her zamankinden daha endişeli bir şekilde bakıyordu bana ve bu beni geriyordu.

Kendimi biraz toparlamaya çalıştım.  Her zamankinden daha halsizdim ve bu beni korkutuyordu. Ancak Emil için güçlü kalmak zorundaydım.

Iceland

Lukas'ın yanına oturdum ve çorbadan bir kaşık alıp ona verdim. 

"Daha iyi misin,Norway?"

"Evet. Sayılır."

Bunun gerçek olmadığını biliyordum,ağabeyim her zamankinden daha solmuş görünüyordu. Bir kaşımı havaya kaldırdım.

"Buna emin misin? Endişelenmemem için yalan söylemene gerek yok."

Yalan söylediğini fark etmemden pek hoşlanmamıştı. Mor gözlerini dışarıya doğru çevirdi.


Norway

Gözlerinin içine bakmaya devam edersem kendimi iyice ele vereceğim belliydi. Emil'in benim için daha da endişelenmesini istemiyordum. "Gayet iyiyim."

Emil nefesini hızlıca dışarıya verdi. "İyi olmadığını biliyorum."

Elimi Emil'in saçlarına götürdüm ve onları yumuşakça okşadım. 

"Benim için endişelenmeni istemiyorum. İyiyim."

Emil normalde birinin saçlarıyla oynamasına kızsa da bu sefer kızmadı,bu beni şaşırtmıştı.

 "Buna inanmıyor olsam da,en azından inanıyormuş gibi yapacağım öyleyse."

Bundan hoşlanmamıştım. Bakışlarımı kaçırdım. 

Suratımı çevirip bakışlarımın ona kaymasını sağladı.

 "İlaç getireceğim,tamam mı?"

"Her neyse."

Başımı "Evet" anlamında salladım.

Kalktı ve ilacı getirmek için gitti. Neden büyük kardeşlerin bu kadar inatçı olduğunu merak ediyordu. Böyle düşündüğünü fark edince gülümsememi engelleyemedim.

Canım sıkkın bir şekilde tavanı izliyordum. Kılımı bile kıpırdatamıyordum, bu canımı çok sıkıyordu.

Hayatın normalde de yeterince sıkıcı olduğu yetmezmiş gibi bir de hasta olup yatağa bağlı kalmıştım.

Boğuluyordum. Dışarıyı incelemeye başladım. Hava her zamankinden daha griydi ve bu içimi daha da daraltmaktan başka bir şey yapmadı.

Iceland

Mutfağın kapısından çıktım ve Lukas'ın olduğu odaya doğru ilerledim. Lukas'ı pencereye bakarken gördüm.

 "Dışarı çıkalım mı?"

Bana doğru döndü. Teklifim karşısında afallamıştı. Çok sıkılıyordu zaten burada. Hava güzel sayılmasa da değişiklik iyi gelecekti kendisine.

"Olur." diye mırıldandı.

Lukas'a ilacını verdim  ve kalkmasına yardım ettim. Kapıya doğru ilerledik ve dışarı çıktık.

Bu hava benim hoşuma gitse de Lukas için aynısı söylenemezdi,bakışlarından bile okunuyordu.

"Yine de hava almak ona iyi gelir." diye düşündüm ve onunla birlikte ilerlemeye devam ettim.

Norway

Hava beni boğsa da Emil beni düşündüğü için içimi ısıtan bir duygu oluştu ve bütün bedenimi sarmaladı.

Bir ağaç bulduk ve altına oturduk.


Iceland

Norway'in daha mutlu görünmesi dikkatimi çekmişti,bunu görünce içimde sıcak bir his oluştu.

"Ağaçları seviyorum." "İç açıcılar."

Benimle,sevgili kardeşiyle beraber olmak ona iyi gelmişti.

"Bence de,sakinleştiriyorlar."

"Ne düşünüyorsun?"

"Sadece sana ne kadar sarılmak istediğimi düşünüyordum."

Lukas'ın hastalığın yansıdığı yüzüyle beraber solmuş dudakları gülümsemek için hafifçe gerildi. Şu günlerde onu mutlu eden tek şey bu cümleydi belki de.  Vücuduma hafifçe kollarını doladı.

Ağabeyimin solgun yüzünde bir gülümseme belirmişti. Onu mutlu etmiş olmak benim de mutlu olmama sebep veriyordu.

Lukas bana sarılınca,ben de Lukas'a sarıldım. 

NorIce OneshotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin