- 2 -

243 12 3
                                    

Bu akşama gelirsek evliliğimizin yıldönümüydü.Stev'i beklerken eskiler gözümde canlanmıştı ateşle dans edercesine.

Tavada kısık ateşte pişirdiğim bonfileleri televizyonda izlediğim bir Sırp kanalında görmüştüm.

Her şeyi öyle bir ayarlamıştım ki tam Stev'in işten eve dönüş saatine denk geliyordu.İçeri girip seni seviyorum demesine yaklaşık beş ila on dakika arasında bişe kalmıştı.Trafik nedeniyle tam saati saptamam zor oluyordu ama birazdan burada olacaktı.

Her zamanın aksine Stev eve çok geç kalmıştı.Kapıyı açtığında beni tam karşısında görsün diye ahşaptan yapılmış birinci derece kaliteli masayı girişe taşımıştım.

Bir bayan için oldukça zor olmalı ki bel kemiklerimde ki o sızı hala vardı.

Üzerine de yılda iki ya da üç kez görücüye çıkan misafir örtüsünü örtmüştüm.Ve bir kaç çakıl taşıyla masayı renklendirdim.

Tam unutacakken aklıma bir şey gelmişti ve evdeki lambaları gevşetmiştim.Çalışmamaları gerekiyordu ,romantik bir ortam için şarttı.Tabi ki alt kata inip şartelleri indirmek aklıma geldi fakat o zaman da zil çalışmazdı.

Endişelenmeye başlıyordum aynı zamanda bekletildiğim için birazcık kızgındım.Biraz daha geç kalırsa üzerimdeki omuzları yarı transparan elbiseyi çıkarıp pijamamı giyecektim.

Bunları yüksek sesle düşünerek zamanın geçmesini bekliyordum.

Daha sonra geç kalacağını düşünerek 450$ ödediğim siyah süet apartman topuklu ayakkabılarımı çıkarıp dolaba koydum.

Elbisemi de çıkartacaktım ki kadın içgüdüsü aklıma camdan dışarıya bakmak geldi.

Camdan baktığımda kapının önüne parkedilmiş Stev'in lacivert porsche'unu gördüm.

Yeni parkedilmiş olmalıydı.Muhtemelen Stev buraya gelmek üzere asansöre binmişti.

Stev'in eve gelmesi dolaba koyduğum ayakkabıları giymem için yeterli bir süre değildi.Bende ilk raftan elime geçen yarım topuklu cırt cırtlı ayakkabıları alıp hemen yine masalarla aynı malzemeden yapılmış ahşap bir sandalyenin üzerine oturdum.

Ona kapıyı ben açmayacaktım.Muhtemelen zile basıp evde olmadığımı sanarak elindeki anahtarla kutlamanın başlangıcını yapacaktı.

Yalnız ona biraz somurtacaktım.İnsan karısını bu kadar bekletir mi? Üstelik evililik yıldönümü masasında.

Yalnız aradan beş dakika geçmişti Stev hala yoktu.Asansörü kullanmamış olsa bile ev üçüncü kattaydı bu kadar uzun sürmemeliydi.

Apartmanın koridorundan sesler geliyordu.Bu saatte onu konuşmaya tutan münasebetsiz kim merak ediyordum doğrusu.

Ayak seslerini duydum bu saate göre oldukça gürültülüydü hemen rujumu tazeleyip bir mumu ateşledim.

Garip olan Stev anahtari cebinden çıkarıp kapıya tenezzül bile etmiyordu ısrarla zile basıyordu.

Fortmantonun önüne de baktım anahtarı yerinde değil,onda olmalıydı.

Delikten bakmak üzere kapıya yaklaştım.Kapıya doğru attığım her adımda Stev'in soluk soluğa nefes alıp verişlerini duyuyordum.

Ayak sesleri adeta kapı zili çalıp kaçanları kovalarcasınaydı.Delikten baktığımda Stev'in elleri doluydu,bana hediye seçerken geç kalmış olmalı.

Umarım Mostar alışveriş merkezinde beğendiğim gümüş renkli rugan çanta ve kırmızı salaş elbise kadar güzeldir ki bu kadar beklediğime değsin.

ATEŞLE DANS EDİLMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin