Bölüm 1

130 9 14
                                    

Öncelikle selamün aleyküm arkadaşlar bu hikayeyi yazmaya niyetlendim çünkü umudun ve istemenin ehemmiyetini, hiç bir seyin imkansız olmadığını bir insanın kendini arayışı  ve buluşunu bir hikaye ile anlatmak kalplere birer ümit ışığı olmak istedim Allah nasip ederse tamamlamayı çok istiyorum ve bugünde Miraç kandili hayırlı bir vesile olur inşallah o zaman Bismillah 😊

    Ebrar!.. İsmimi duyduğumda hep mutlu olurdum, bu ismimin güzelliğinden miydi yoksa adımın anılmış olmasından mıydı bilmiyordum.. Bana seslenen anneme istemsizce döndüm, beni ve kardeşlerimi öğle yemeğine çağırıyordu.Zaten öğünden öğüne uğradığımız evin yolunu koşarak katlamıştık.Her zamanki gibi çok acıkmış ve annemin en sevdiğim dürümlerinden yufka arası toz şekeri uzatmasını bekliyordum.Önce abime hazırlamış ucundan ısırıp vermişti daha sonra bana ve sonra kardeşime.. Başlamıştı​k "Oğuz u besmele" ile! Annem yemiş olmalıydı yada bizim dürümlerimizden yediğiyle doymuştu. Acele acele yediğimiz dürümlerin ardından koşarak yine sokağa oyun oynamaya çıkmıştık. Mahallede birsürü çocuk vardı ve bir araya gelince her türlü oyunu oynardık.Saklanbaç, kovalamaca, kör ebe, yerden yüksek vs.
Hepsi çok eğlenceli oyunlardı! Ama benim için o kadarda eğlenceli olmuyorlardı. Oyuncudan sayılmadığın hangi oyun eğlenceli olurduki. Saklambaç oynarken unutulmak mı yoksa kovalamaca oynarken kovalanmamak mı daha eğlenceli..

Yıllar böyle umursanmadan geçerken banada keskin gömleğini giydiriyordu. Daha ilk okula giderken dik başlılığıyla kavgacı ve hırçın tavırlarıyla bir o kadarda güzelliğiyle hocaları tarafından farkedilen arkadaşları tarafından dışlanan biri olup çıkmıştım. Dikkat çekmek için söylediğim yalanlar girdiğim ağlama krizleri ve en yakın arkadaşımla bile saç başa girişimin haddi hesabı yoktu ve tabi derslerdeki üstün başarısızlığımda cabası hocalara deli yürek gibi kafa kaldırışlarımı saymıyorum bile ve daha aklıma gelmeyen kara defterimin kara yazılı hatıraları...

  En çokta şu yalanım beni zeka seviyem hakkında oldukça aydınlatmıştı. Okul zili çalmıştı ve ben yine arka merdivenlerden daha kestirme diye birer ikişer çıkmaya başlamıştım ki o merdivenleri kullanan üst sınıflardan bir abiciğim beni öylece bir kenara ittirmişti ama kolumdan hemde sol kolumdan.Neydi sol kolumun özelliği ? Hah dokunulunca acıkıyor olmamdı.Evet bu bir yalan değildi çok acıkmıştım daha doğrusu kantindeki abur cuburlardan canım çok çekiyordu ve param olmadığı için  alamıyordum.Bu yalan gayet makul gelmişti.İnsanların böyle kendine has özellikleri olabilirdi çok tabii diimi..!Neyseki hocamız anlayışlı çıkmış benim kendime has özelliğimi ifşa etmemişti.

  Tabii her hocamız o kadar anlayışlı değildi.Mesela Kemal hocamız! Israrla beni tahtaya çağırırdı bende ısrarla kalkmak istemediğimi dile getirince bir şey değişmez o tahtaya kaldırılırdım.Sonrası Kırmızı güller...

  Eğitim hayatım daha okumayı sökemeden devam ederken şehir değişikliği yaşamıştık. Çok seviniyordum eski okulumdan ve çevremden kurtulacağım için hatta havasını bile atmıştım. Tabii onlarda sevinmişlerdir benim gibi bir baş belasından kurtulacakları için. Yeni bir mekan ve yeni bir hayat beni bekliyordu... Evimizden ayrılırken tüm komşular kapıya birikmiş bizimle vedalaşmıştı.Artık orada biriktirecek anılarım olmayacaktı.Her ne kadar ilk zamanlar bu ayrılığa sevinmiş olsamda ileride en çok arayacağım günler burada yaşanmıştı.Yemyeşil bahçemizde ailecek oturduğumuz günler, her çeşitten meyve ağaçlarımız; özellikle abimden kaçarken tepesine çıktığım kiraz ağacı ve daha kızarmadan koparıp yediğimiz çilekler, annemin bostanı, komşu teyzenin beni çağıran sesi, şeker vaadiyle yaptırmak istediği işleri, duvar kenarına kurulmuş komşu teyzeler ve vazgeçilmezleri akşam sohbetleri, biz çocukların karanlıkta oynadığımız oyunlardan saklambaç; hala bulunamayınca korkudan saklandığım yerden çıkışlarım, komşu bahçelerin erik ağaçlarından kaçırdığımız erikler ve daha birçok dertsiz, telaşesiz toz pembe gözlüklerle yaşadığımız o günler...şimdi tebessümle andığım günler...

  Taşındığımız yeni evin penceresinden bakarken dışarda gördüğüm çocukları hemen sahiplenmiş yakında arkadaş olacağımızı düşünmüştüm.(Hala tanışamadık).Babamın baskıcı tavırları yüzünden hep arkadaşlardan uzak kalmıştık.Birde bende bir tepki olarak fazlaca mevcut hırçınlık ve asabiyet yüzünden okuldada hiç arkadaşım olmazdı.Bir tane olurdu onunlada sürekli kavga eder kalbini kırardım.Derslerdede yine sondan birinciliği kaçırmamıştım. Sınıfın en tembel oğlanıyla teneffüslerim ceza olarak kitap okumakla geçerdi.Derste hocamızın ödev yapmadığım için saçımı çektiğindeki acısını hala hatırlarım. Sınıfın en popüler kızını çok kıskanır etrafındaki arkadaşlarına sahip olmak isterdim.Hayallerimde hep bunu kurardım..'İki katlı havuzlu yemyeşil bahcesi olan pembe bir köşküm olduğunu Partiler verdiğimi herkesi davet ettiğimi robot hizmetçileri mini etekli kıyafetimi' her gün detaylıca kurardım hep aynı yerde uyuyakalırdım devamını getiremezdim.O sıralar resmede merak salmıştım. Yaşayamadığım şeylerin hayalini kuruyor resmini çiziyordum.
 
  Ara ara kızlarla kavga edip ağlama krizlerine girdiğim için rehber hocasına gönderilir bir ton öğüt alırdım.Bir keresinde ilk kez biri benim güzel bir yönümü söylemişti.Evet o rehber hocamdı. Güzel huyum ise alıngan olmamdı.Bazı durumlarda alıngan olmak gerekirmiş ve bende zaten alınıyordum fazlaca.Bunun iyi olduğunu düşünmüştüm.Hocam ailemizide ziyaret etmiş benimle daha yakından ilgileniyordu hocayı sevmiş kendimi ona karşı yakın hissetmiştim.

  Nihayet ortaokula geçmiş karma olan sınıflarla birlikte yeni bir döneme başlamıştım bende.. hayat sahnemde hatırladığım en masum ve parlak zamanlarım ortaokul yıllarımdı.Kendime bir arkadaşımı örnek almış onu taklit etmeye başlamıştım.Ellerimi ve kollarımı masaya koyuş şeklime kadar onu taklit ediyordum derken çalışkan olan bu arkadaşın çalışkanlığınıda taklit etmeye başlamıştım.Bu sırada kendisiyle yakın arkadaş olmuştuk.Biranda kendimi harıl harıl derslere çalışırken bulduğumda örnek aldığım arkadaşım dahil birçok kişiyi arkamda bırakmıştım. Üstelik sakinleşmiş etrafımda birsürü arkadaşım olmuştu.Tabii arada ettiğimiz laf dalaşmaları hariç iyi geçiniyordum çevremdekilerle.Ben, kız arkadaşım ve iki de erkek arkadaşım vardı.Derslerde özellikle matematikte birbirimizle yarışırdık. Çoğunlukla ben galip gelirdim.Nihayetinde ortaokulu dereceyle tamamlamıştım...

  Benim için en duru ve saf dönemlerim bu dönemlerdi taki liseye geçip evden ayrılana kadar...

Arkadaşlar okuduğunuz yerlerde hoşunuza gitmeyen
sıkıcı bulduğunuz yada
beğendiğiniz sizi gülümseten yerler varsa lütfen yorumda belirtiniz 😊😉💕

KALBİN TAŞIDIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin