ATTİLA
Babası Muncuk Han (Boncuk Han)'dır. Amcası Rua, onu babası öldükten sonra bozkırda tek başına yaşamaya çalışırken bulmuş ve yanına almıştır. Vizigotlara karşı Roma İmparatorluğu'yla ittifak yapan Attila, bir süreliğine Roma'ya Flavius Aetius'un davetlisi olarak gitmiştir. Rua'nın ölümü üzerine, kardeşi Bleda ile birlikte Hun İmparatorluğu'nun ortak hükümdarı olmuştur. Bleda 445 yılında ölünce, Attila tek başına Hun hükümdarı olmuştur. Daha sonra aşık olduğu esir kızla (Nakara) evlenen Attila'nın bir oğlu olmuş, eşi Nakara doğum sırasında hayatını kaybetmiştir.
Hükümdarlığı boyunca ordusu ile Batı ve Doğu Roma İmparatorluklarını sık sık istila eden Attila, Orta Çağ kaynaklarında acımasızlığı ile anılır. Bu nedenle de Avrupa'da "Tanrının Kırbacı" (Latince: Flagellum Dei, İngilizce: Scourge of God, İtalyanca: Flagello di Dio, Fransızca: Fléau de Dieu) olarak tanınır.
Buna karşılık Germen (Alman) efsanelerinde Attila, çok büyük ve iyiliksever bir hükümdardır. Attila'nın sarayında birçok Germen hükümdarı yaşar. Nibelungen Destanı, Hun-Germen mücadelelerinden meydana gelir. Bu hikâyelerde Attila, Etzel adında büyük otoriteye sahip, barışsever ve yalnız asilere karşı kılıç kuşanan asil ruhlu bir hükümdardır. Avrupa Hun İmparatorluğu'nun başkenti olan Etzelburg adının buradan geldiği bilinmektedir. Aetus ile yaptığı Katalon Savaşında Roma ordusu dağılmış, Batı Got kralı Theodeirch ölmüştür. Atila ordusunu dinlendirerek kaçan Aetus'u takip etmedi.
1380 yılında yazılan Chronicum Pictum elyazmasına göre Attila.
Batı Roma İmparatorluğu'na sefer yaparken Papa'nın araya girmesiyle Attila Roma seferini durdurdu ve Romalıları haraca bağladı. Attila M.S. 453 yılında öldü.
Mezarının nerede olduğu bilinmemektedir. Cenazesine katılanlar, mezarın yerinin bilinmemesi için öldürülmüştür. Ama tarihçiler arasında Tuna Nehri'nin yatağının bir süreliğine değiştirildiğine ve hazineleriyle birlikte Attila'nın nehrin altına gömüldüğüne, daha sonra da nehir yatağının eski haline getirildiğine dair yaygın bir inanış vardır. Nehrin aşırı uzunluğundan ve birçok ülkeden geçtiği için bürokratik sorunlar çıkacağından kazı çalışması yapılamamaktadır.
Günümüzde, Attila bazıları için kahraman (özellikle Türk ve Macar kültüründe), bazıları için ise barbarların atası (Avrupa kültüründe) olarak alınır.
Attila'nın görünümü ile ilgili bilgiler genelde ikinci el kaynaklardır. Ancak kendisini bizzat gören Bizanslı tarihçi Priskos Attila'yı şöyle açıklıyor:
Turanid ırk özeliğine mensup olup"Kısa boylu, geniş göğsü ve başı olan, gözleri küçük , burnu yassı ve ince grimsi sakalları olan, bronz tenli."
Attila'nın adının kaynağı tartışmalara neden olmuştur. Türk kaynaklarına göre Volga Nehri'nin eski adı olan Atıl/İtil/Atal kelimelerine oralı anlamı veren illa kelimesiyle birleşmesi sonucu Attila adı oluşmuştur. Diğer bir görüşe göre at/atıl/atılmak anlamına gelir. Diğer bir Türk efsanesine göre ise kendisine Atlı Han da denirdi. Macar kaynaklarına göre yargı anlamına gelen Ítélet kelimesinden türemiştir. İngilizce'ye Etele, Etla olarak geçmiş, Almanca'da ise Etezel olarak geçmiştir. Macaristan'da yaygın kullanım Attila iken Türkiye'de Atilla veya Atila şeklindedir.