‘’Senden ve Şu asi tavırlarından nefret ediyorum. Jesse’’ Dedi gözlerinden ateşler saçarken.Kızdığı zaman lakabımı değil ismimi söylerdi.Yutkundum.
‘’Bende Senin Egondan nefret ediyorum Liam ve şu ünlü zırvalıklarından Daha ne kadar bekleyeceğim seni? Medya senin başkasıyla olduğunu biliyor ama sen bana aitsin..’’ Dedim hıçkırıklar arasında.
‘’Bazı şeylerin böyle olması lazım Jes.’’dedi gelip alnından öperken.Sımsıkı sarıldım.
‘’Gerçekten benden nefret ediyor musun ? ‘’ dedim boyum biraz kısa olduğu için hafif boynumu eğerek.
‘’Senden nefret edebilir miyim hiç ? ‘’ dedi ve dudaklarıma küçük bir buse kondurdu.
‘’Seni Seviyorum Liam.’’ Dedim sımsıkı sarılırken.Başım göğüs hizasına geliyordu ve benim için atan kalbin sesini duyabiliyordum.Pantolonunun cebinde titreşen telefonun sesini duyabiliyordum.Ben ona hala sarılırken telefona uzandı ve çıkardı.Ekrana baktığında fısıltıyla küfür ettiği duyabiliyordum.Açma zorunluluğu hissederek telefonu kulağına götürdü.
‘’Sorun Ne Emly?’’ dedi yüzünde hiçbir duygu değişikliği yoktu.O ismi duyduğumda bedenine sardığım kollarımı ondan ayırdım ve göğsümde birleştirdim.Çünkü bu Emly denen sürtük Liam’ın sevgilisiydi.Şu ‘’Sahte’’ olan.Ayağımı hafiften ritme tutmuştum.Gözlerimi gözlerine diktim.Başını yana eğerek ve dudaklarını kıpırdatarak ‘’Üzgünüm.’’ Dedi.Başımı hafiften eğerek ona baktım.Beyaz tenini Kahverengi gözleri tamamlıyordu.Yeni tıraş olmuştu fakat yavaştan belirginleşmeye başlayan sakalları ona ayriyeten farklı bir hava katıyordu.Üzerinde gri kareli bir gömlek vardı.Gri gerçekten ona yakışıyordu.Saçları ise ona seksilikten öte bazı şeyler katıyordu.Yüzünde Masumluk ve Saflık vardı.Çünkü kalbi yüzüne vurmuştu.Telefonu huzursuz bir şekilde cebine koydu.Bana yaklaştı ve kollarını belime sardı.Boynuma koyduğu başıyla vücudumu tamamlıyordu.Boynuma hafiften bıraktığı buseler karnımda kelebeklerin uçuşmasına neden oluyordu.Başını kaldırdığında gülümseyen gözleri gözlerimle buluştu.
‘’Seni Seviyorum.’’ Dedim dudaklarına bir öpücük kondurmadan önce.Karşılık verdiği öpücüğüm gittikçe ateşlenmeye başlamıştı fakat içeri giren kişinin ayak sesleriyle kendimize geldik.Hafiften Liam’ı itekledim.Dudaklarını dudaklarımdan ayırırken gelen kişiye baktık.Harry yüzündeki gülümsemeyle şapşal şapşal bize bakıyordu.Liam’ı göstererek.
‘’Dostum dudağındaki ruju siler misin ? ‘’ dedi gülümserken yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum.Liam ise baş parmağıyla dudağındaki izi silmeye çalışıyordu.Fakat bunu pek yaptığı söylenemezdi.
‘’Bekle ‘’ dedim karşısına geçerken.Parmaklarım dudağına değdiğinde o nemliliği hissettim ve ürperdim daha bir saniye önce dudakları dudaklarıma kenetlenmiş bir vaziyetteydi.Yüzümde bir gülümseme oluştu.Arkamdan gelen ses ortamı bozmuştu.
‘’Burası fazla aşk kokuyor ben kaçar .’’ dedi Harry ve elini sallayarak gitti.
‘’Jes hayatım gitmem lazım.’’ Dedi Liam üzüntü içerisinde.
‘’Ne zaman geleceksin ? ‘’ dedim dudağımı bükerek.
‘’Ben her zaman senin yanımdayım Jas Tam burada.’’ Dedi ve elini sol yanıma koydu.Tanrım bu çocuk beni baştan çıkarmayı çok iyi biliyor.
‘’Tamam tamam ‘’ dedim kızardığımı biliyordum.Lanet.Sandalyenin üzerinde duran ceketini alıp giymesine yardım ettim.Yakasını düzeltirken beni izlediğini farkındaydım.
‘’Jes beni baştan çıkarıyorsun.Yapma şunu.’’ Dedi kıkırdarken.
‘’Ben bir şey yapmıyorum Liam, fazla şekersin.’’ Dedim yanaklarını sıkarken.Yanından ayrıldım ve masanın üzerinde duran çantamı omzuma geçirdim.
‘’Bunun olmasından nefret ediyorum.’’ Dedim elini tutarken.
‘’Neyin ? ‘’ dedi elimi sıkıca tutarken.
‘’Dışarı çıktığımızda birbirimizi tanımıyormuş gibi davranmamızdan.İki yabancı gibi.’’ Dedim başımı ayaklarıma eğerken.
‘’Zamanı geldiğinde birlikte bu kapıdan el ele çıkacağız Jes.Sana söz veriyorum.’’ Dedi Sarılırken.
‘’Ama şimdi gitme zamanı ‘’ dedi ayrılırken.Kapıdan çıktığında arkasından baktım.Etrafı topladıktan sonra çıkmaya hazırlanmışken Louis’in seslenmesiyle arkama döndüm.
‘’Hey Jes bekle de beraber gidelim.’’ Dedi apar topar toplanırken.
‘’Dikkat Lou.’’ Dememe kalmadan çarptığı vazo yere düştü ve etraf suyla ve cam kırıklıklarıyla kaplandı.
‘’Üzgünüm Jes.’’ Dedi Lou pişmanlık dolu gözlerle.
‘’Önemli Değil Lou fakat burayı toplamam lazım bekleyebilecek misin ? ‘’ dedim yerdeki çiçekleri toplarken.
‘’Imm sanmıyorum Jes.Basın toplantısı var .’’ dedi Lou .
‘’Basın toplantısı mı ? Ne için ? ‘’ dedim sabırsızlıkla ve umutla çünkü Liam Emly’in yanına gitmişti.Basın toplantısında olması gerekmiyor muydu ?
‘’Bazı şeyleri açığa çıkarmamız gerektiğini söyledi yönetim.Ve Sanırım Liam ile Emly’nin ‘’arkadaşız’’ havası fazla sürmeyecek.Yani Sahte ilişkilerini itiraf edecekler.’’ Dedi Lou.Ve ardından hızlanırken.
‘’Görüşürüz Jes.Vazo için üzgünüm ve sakın kendini şu sahte şeylere üzme.’’ Dedi giderken.Yerdeki cam kırıklarını süpürmeye başladım.Ve içimden kendi kendimle konuşmaya başladım.
‘’Röportajları vb dergileri okumuyorsun Jes.Liam ve Sürtük Emly’nin beraber olduğu hiçbir şeyi okumuyorsun.Onlar seni kırabilir.Okumuyorsun hayır hayır.’’
