MERHABA. VOTE VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN. ÇÜNKÜ GECE GECE YAZMAK KOLAY DEĞİL YANİ. NEYSE UMARIM BEĞENEREK OKURSUNUZ.
Tam gözlerimi kapadım. Kokusunu huzurla içime çektim. Beni alnımdan öptü ki kapıyı biri alacaklı gibi çalmaya başladı. Dinlediğimde
"Derya koş, acil!!!"Diye bağıran Yaprağın sesini duydum. İkimizde hızla yataktan kalktık. Kapının kilidini açtım.
"Ne oldu?! Çabuk söyle hadi!" dediğimde jungkook'ta odadan çıktı.
"T-taehyung'a birşeyler oldu."Dedi. Hemen Merdivene koştum. Hızla inmeye başladım. Aşağıya ulaştığımda yerde yatıyordu taehyung. Elimle bileği tuttum. Damarını hissettiğimde.
"Bayılmış. Ambulansı aradınız mı?" Dedim. Rüya eline telefonu aldım.
"Boşver yetişemeyiz. Geç gelirler." Dedim.
"Jungkook yardım eder misin?" Dedim. V'yi kaldırdık. Ben ayaklarından o ise omzundan tuttu. Arabanın arkasına uzamasını sağladık. Jungkook da yanına oturdu. Başını bacağını koydu. Şoför koltuğuna geçtim. Anahtarı arabanın üzerinde bırakırım hep. Ne de olsam garaj koyuyorum arabayı. Debriyaj'a bastım ayağımı ardından yavaş yavaş çekerken gaza bastım. Arabayı hızlandırdım. Kurtulacak. V kurtulmak zorunda. O benim için çok değerli.
JUNGKOOK'TAN
Nasıl olmuştu? Daha az önce çıkmıştık uyumak için yukarıya. Ne ara bayılmıştı? Gözlerim doldu. Zaten Derya onu yerde gördüğüyle ağlamaya başlamıştı. Bacağımda başı vardı. Saçlarını okşadım elimle. V benim abimdi. Beni her konuda savunan, hep arkamda olan biriydi. Bazen kızardı. Fakat suçum büyükse.
Hastaneye geldiğimizde arabanın kapısını açıp indim. Kucağıma taehyung'u aldım. Koşuyordum ki görevliler geldi. Sedyenin üzerine aldılar. İçeri girdik. Bir kapıdan içeri girdiler.
"Buradan sonrasına gelemezsiniz." dedi hemşire olduğunu düşündüğüm kız. Israr edecekken derya Bileğimi tutup
"Tamam sakin ol. Gel şöyle oturalım." Dedi. Yan taraftaki sandalyeye oturttu beni. Kendi ise yanıma zemine oturdu. Dizlerini kendine çekti. Dirseklerini dizlerinin üzerine koydu. Sıkıntıyla ellerini saçlarına geçirdi. Beni sakin tutmak istiyordu. Çünkü sessizce ağlıyordu. Şimdiye kadar hep ben onu sakinleştirmiştim. Şu an ise o beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben de yanına zemine oturdum. Dizlerimi kendime çektim. Kolumun altına aldım minik vücudunu. Başını göğsüne yasladım. Hıçkırarak ağlıyordu şu an. Ben de öyle. Koşarak yanımıza geldi diğerleri. Yaprağa baktığımda bizden daha kötü bir durumda olduğunu gördüm. Neden olduğunu anlamamış olsam da üzüldüm. Belli ki ikisinin de birbirine karşı hisleri var.
"Toprak sen Derya'yı lavaboya götür. Yüzünü bi yıkasın."Dediğimde Başıyla onayladı toprak beni. İkisi gittiğinde Yaprağın kolunu dürttüm. Bana baktı kan çanağına dönmüş gözleriyle.
"Gel seninle biraz hava alalım biz." Dedim. Zar zor ayağa kalktı. Bahçeye çıktık. Bir banka oturduk.
"Seviyorsun demi?"Dedim. Hızlıca döndü bana. Öyle baktı ki Evet dermişçesine.
"Cevap yok mu?"dediğimde
"Hayır. Belki hoşlantı."Dedi.
"Sence ben buna inandım mı? Bak ben de ilk başlarda itiraf edemedim kendime. Sen hoşlantıda bu kadar kendini harap edecek kadar aptal bir kız değilsin. Seviyorsun besbelli." Dediğimde hıçkırıklarının arasından
"Bilmiyorum."Dedi. Sıkıca sarıldım. V ile yaprak çok yakışır aslında.
"Ağlama."dedim soğuk bir sesle.
"Yapacak başka bir şey var mı sence?" Dedi. Kalbim sızladı. Bir an Derya'ya böyle birşey olduğunu düşündüm de. Ah aklımı bunlardan arındırmalıyım.
"Belki bir gelişme vardır. İçeriye gidelim."Dedim. Ayağa kalktı. Bizimkilerin doktor ile konuştuğunu gördüm. Hızla yanlarına gittik.
"Gelişme var mı?"dediğimde
"Hastanın kan sorunu var. Anlayacağınız kansız. Bu yüzden çok çabuk şekeri düşebilir. Pek yalnız bırakmayın. Pekmez et vişne suyu falan yesin. Tıbbi olarak pek yapabileceğimiz bir şey yok."Dedi.
"Oh rahatladım ya."Dedi derya.
"Ben evdeki tüm kan yapıcı şeyleri yediririm ona."Diye devam etti.
"Uyandı mı, ne zaman gidebiliriz?" Dedim.
"Ne zaman isterseniz çıkabilirsiniz. Uyandı."diyerek cevapladı sorumu doktor. Doktor uyandı dediğiyle odaya daldı zaten derya. Ardından diğerleri de girecekti ki
"Biraz ikisi konuşsunlar."dedim.
V'den
İçeriye derya girdi. Telefonundan çeviriyi açtı.
"İyi misin?"dedi.
"Evet."dedim.
"Sanırım sana iyi bakamadım. Kan şekerin düşmüş."Dedi.
"Ah evet doktor söyledi. Fakat sizinle bir alakası yok aslında. Bu benden kaynaklı."dedim.
"Bundan sonra ben ne dersem yiyeceksin. Yoksa birdaha konuşmam." Dedi ağlamaktan morarmış gözlerinden 1 damla yaş daha akarken.
"Çok mu üzüldün?"Dedim ve hafiften doğrulup ona sarıldım.
"Diğer abimi de kaybetmeyi göze alamadım? Çok korktum gideceksin diye."Dedi hıçkırıklarının arasından.
"Tamam ağlama. Güçlü ol. Ben seni bırakmayacağım. Hep yanındayım abim."dedim abim kelimesine vurgu yaparak.
"Gidelim mi iyiysen?"dedi.
"İyiyim ben. Zaten buradan sıkıldım." Dedim. Gülümsedi. Kapıyı açtı. Başını çıkardı.
"Jungkook sen taehyung'a yardım et hazırlanması için."Dedi. Bana dönüp 1 kez daha gülümsedi. Jungkook içeri girdi. Gözleri kıpkırmızıydı
"Bir daha böyle bir şey olursa seni gebertirim. Tamam mı? Kendine dikkat edeceksin!"dedi. Ay ben bunlara Kıyamam.
"Tamam. Ölürsem gel 1 kez daha öldür beni."dedim gülerek.
"Şaka yapmıyorum. Dikkat et kendine. Sen bana bize lazımsın." Dedi. Biraz birbirimize baktık. Sonra kahkaha attık. Hazırlanmama yardım etti. Ben hazırlandıktan sonra eve geldik. Beni hemen mutfağa soktu derya. Diğerlerini gönderdi. Sonra birsürü et kızartdı. Önüme koydu.
"Yemezsen eğer seninle konuşmam." Dedi. Abanarak yedim. Fakat tabağım bittiğinde tıka basa doldu midem. Kahverengi gibi bi rengi olan şeyi çay bardağının yarısına kadar doldurdu.
"Bunu iç. Bu pekmez. Ve pekmezi her gün tüketeceksin bundan sonra." Dedi. İçtiğimde tadını ağır bulmuştum. Fazla şekerli gibiydi. Bildiğiniz burnumun ucu sızladı içerken. Pekmezi kıvamı çok koyuymuş. İlk defa içtim.
Kolumdan tuttu. Odama götürdü.
"Güzelce dinlen. İyi uykular."Dedi.
"Uykum yok ki."Dedim. Kendini yoracak birşey yapma.
"Telefonum Nerede?"Dedim. Odadan çıktı kısa bir süre sonra geri döndü.
"Al."Dedi.
"Bak sakın dans edeyim falan deme. Yorulma."diyip çıktı odadan. Ben müzik açtım ve Instagramda gezinmeye başladım.
DERYA'DAN
Odama girdim. Yatakta uzanmış bir adet jungkook vardı. Kapıyı kilitledim. Özlemiştim onu. Yatakta üzerine çıktım. Boynuna Öpücükler kondurmaya başladım.
"Immhhh"diye sesler çıkarıyordu. Minik minik ısırıklarım onun canını yakmıyordur muhtemelen. Alt tarafımı ona bastırdım.
"Evet bebeğim. Bana daha fazlasını ver."Dedi. Zaten niyetim buydu. Üzerindeki tişörtü yırttım.
"Woaav vahşice."Dedi. Söylediği her kelime kendimden geçmemi sağlıyordu. Hızla üzerimi soydu. Tabi ki ben de öyle. Bu sefer benden bekliyor olmalıydı. Çünkü beni altına almamuştı. Yavaşça penisin içime aldım. Minikce gel git yapmaya başladım.
"Ağğhhhh. Çok iyisin. Daha iyisini yap. Bana bütün yapabileceklerini göster." Dedi. Hızlandım. Kasıklarımız birbirine çarpıyordu. Bu her ne kadar canımı yaksa da devam ediyorum. İçime boşaldığında eşsiz bir duygu hissetdim. Kısa bir süre sonra ben de boşaldım. Yavaşladım. Penisinin tamamını içime aldım. Sonuna kadar. Ardında vücudumu üzerine bıraktım. Başımı boynuna gömdüm. Nefesimizi düzene sokmaya çalışırken jungkook
"Çok iyiydin."Dedi.
"Yaaa utanıyorum."dedim.
"Yaparken utanmıyordun ama."Dedi. Omzuna hafifce vurdum.
"Yorgun olduğum günler bana böyle yardımcı olabilirsin."Dedi.
"Tabi ki. Seve seve."dedim. Dudağına buse kondurdum. Yanına uzandım.
"Bu kadar kısa mı olmak zorunda?!" Dedi jungkook.
"Sevgilim yapacak birşey yok. Zaten annemler birazdan gelir. O yüzden sen çabucak duşa gir. Ardından ben girerim."dedim. Ayağa kalktı Üzerime eğildi Dudaklarımı normalkine göre nazik ve yumuşak bir şekilde öptü. Esnedim. Zaten sonra jungkook dışarı çıktı.
Şu an masadayız. Yemek yiyoruz. Annemler geldi. Ve ben ölesiye yorgunum. Herkes yemeğini yedi. Salona geçti. Sonra ben bulaşık işini hallettim. Salona gittiğimde ikide bir esnediğim için yağmur
"Niye esniyorsun? Uykun mu var? Hani kız gecesi yapacaktık?"dedi.
"Cidden yorucu bir gündü. Yarına söz vereyim."dedim. Kızlar kabul ettiler.
"Müsadeniz olursa ben Dinlenmek için odama çıkabilir miyim?"Dedim. Herkes başı ile onaylayınca odama çıktım. Gözlerimi kapadım kapadığımla uykuya dalmışım.
Şaçımda bir el hissedince gözlerimi minicik açtım. Jungkook'tu
"Ah Özür dilerim. Yine mi ya?"dedi. Çünkü ikinciydi.
"Sorun değil." Dedim.
"Bu gece burada uyusam olmaz mı?" dedi. Yanımda oturuyordu. Kollarımı boynuna doladım. Kendime çektim. Yanıma uzandı. Üzerini örttü. Dudağıma buse kondurdu. Başımı göğsüne yasladım ve gözlerim yavaş yavaş kapandı...MERHABA! YİNE BEN. TEOGTAN GELENLER VAR MI ARAMIZDA? ÇÜNKÜ BENİMKİ FENA DEĞİLDİ. İSTEDİĞİM LİSE TUTUYOR. HATTA 1 ÜST LİSE BİLE TUTUYOR. NEYSE UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. GÖRÜŞÜRÜZ PONÇİKELLALARIM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Yaşayabilmek (BTS)
HumorBir army dim annemden babamdan abimin mezarından işimden arkadaşlarımdan hayatımdan vazgeçip güney Kore'ye gitmemle başladı her şey . korecem bile tam değildi ama yapacaktım ve hayallerim gerçekleşti... Kapak tasarımı-> _PurpleMagic_