10

216 20 8
                                    

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Jungkook Koltuğa oturmuş beni izliyordu.
"Eşyalarımızı alalım ilk. Bu akşam da dışarıda yiyelim. Otelde yapılan yemekler temiz mi pis mi güvenemiyorum. Çok dikkatli olalım o da bir can. Ve o bizim."Dedi.
Başımı olumlu anlamda salladım. Fakat çok soluktum. Hiç gülümsemiyordum. İfadesiz bakıyordum. Artık yoruldum. Her an kendimi yorgun hissediyorum. Hemen banyoya girdim. Ellerimi ve yüzümü güzelce yıkadım. Ellerimi saçımın arasına geçirerek düzeltmeye çalıştım. Üzerimi de düzeltdikten sonra banyodan çıktım. Jungkook ben çıkınca ayağa kalktı. Dışarıya çıktık. Parayı o ödedi. Yanımda para yok nasıl itiraz ediyim ki! Arabaya bindik. Jungkook'un dudakları bir an gözüme çarptı. Ay malmıyım ben ya. Bu olaydan sonra iyice fesat akıllı olmaya başladım. B-bu ev. O evin önüne gelmişiz. Jungkook'un evi. Biraz gözüm dolar gibi oldu ama kendime hakim oldum. Jungkook indi bir süre sonra elinde bir çanta ile geri döndü. Arabayı sürmeye başladı. Muhtemelen şimdi benim kiraladığım eve gidiyoruz. Uzunca bir süre sonra geldik. Birkaç eşya alıp çıktım. Arabaya bindim. Jungkook beni seyretti bi süre. Rahatsız olduğumu belirtmek için biraz kıpırdandım. O ise izlemeye devam etti.
"Nereye gideceğiz?" Diye sordum. Ayıp olmasın ama beni siklemedi. Ben soru soruyorum hala seyrediyor.
"Rahatsız mı oldun?" Duraksadı. Gözleri birazcıcık kızardı.
"Otele dönelim." Dedim.
"Sen nasıl istersen." Dedi. Niye benimle Üzgün konuşuyor? Of onu anlayamıyorum. Hiç konuşmadan otele geldik. Beni odaya kadar bıraktı ve çıkmadan önce ise'8 de almaya geleceğim. Güzel giyin. Makyaj falan da yap. Çok güzel bir yere gideceğiz.' Dedi.
Şu an ne mi yapıyorum? Tabiki yatakta oturup salak salak düşünüyorum. Minik sandığımı unutmamıştım. Elime aldım. Baktım baktım baktım... Ağlamaya başladım. Fakat bu ağlayışım diğerleri gibi değildi. İfadesiz bir şekilde duruyordum. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Adeta bir buz gibiydim. Çok zorlanıyorum şu an. Hayat beni zorluyor. Dayanamıyorum. İntihar etmeye çalışmıştım önceden. Fakat ölmedim. Neden mi? Çünki hayat bana ne kadar zorluk varsa çektirmek için çabalıyor. Elimdeki minik sandığımı açıp içinden en alta gizlediğim aşkımın fotoğrafını çıkardım. Pardon eskiden delilercesine sevdiğim fakat şu an nefret etdiğim kişi. Çok yakışıklı. Fakat o zamanlar benim ona ilanı aşk ettiğim zamanlar bana neler dediğini unutmadım. Bu bana acı veriyor.

Bi de okul basketbol takımındaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bi de okul basketbol takımındaydı. O basket oynarken terden baklavalarına tişörtü yapışırdı. Ben de malak malak izlerdim. Ela gözlerim ağlayınca yeşil oluyor. Benim gözlerim çok garip. Doğduğumda mavi, orta okulda yeşil şimdi ise ela.(benim gerçek hayatımda da böyle.)
Saate baktığımda 17.03 idi. Eşyalarıma bi göz gezdirdim. Siyah elbisemi giydim ayna karşısına geçtim ve dedim ki. Sen mal mısın hep siyah giyiyorsun. Ben günlük hayatımda rengarenk giyinirdim. İlk olarak duşa girdim. Çıktıktan sonra ilk olarak iç çamaşırlarımı giydım. Sonra üzerime beyaz bir elbise giydim.

(Derya bu kız değil sadece elbiseye bakın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Derya bu kız değil sadece elbiseye bakın.)
Saçlarımı yapmak için ilk olarak kuruttum. Sonra ise uzun şaçlarımı bol bir şekilde Balıksırtı ördüm. Örgümü yanıma aldım. Makyaj İçin ilk olarak nemlendirici bazımı sürdüm. Sonra fondoten, kapatıcı, eyeliner ve Bordo bir Ruj sürdüm. Kirpiklerimi kıvırdım. Kirpiklerim uzun hatta çok uzun ama çok çok uzun olması için rimel de sürdüm. Aynada kendime bir gülücük yolladım. Gülmek bana yakışıyordu. Yaşananlar oldu bir kez düzeltemem. Diyerek kendimi motive ettim. Saate baktım. Saat 19.27 daha baya varmış dedim içimden. Yatağa oturdum. Müzik açtım ve dinlemeye başladım. Acılı birşeyler açamazdım. Ağlarım makyajım akar. Bts GOOD DAY Açtım. Tabi bende müthiş ötesi sesim ile söylemeye başladım. Ay bende ego mu oldu ne? Ay şaka yapıyorum. Ben hiç egolu değilim. Fakat gözlerim konusunda birazcık egolu olabilirim.😄
Bir süre sonra takım elbise ile jungkook içeriye girdi. Müziği kapadım. Hiç konuşmadan çıktım. O da konuşmadı. Arabaya bindik. Bir süre sonra çok güzel bir restoranta geldik. İçeride kimse yoktu. İçeriye girdim. Yemeklerimiz geldi yedik.
"Gidelim mi?" Dediğimde;
"Benimle evlenir misin?" Dedi elindeki kutuyu açıp. Çok güzel bir tektaş vardı içinde.

Yüzük güzeldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzük güzeldi. Fakat ben.
"Jungkook biliyorsun. Ben-" Derken
"Biliyorum. Fakat en azından çocuğumuz için kabul et. Lütfen. Minik bir çocuk o. Babası olmalı onun da." Dedi .
"Evet. Fakat sadece çocuk için." Dedim. Elime yüzüğü taktı.
"Yarın halledelim. Hem sadece biz olalım. İkimiz imza atıp gelelim." Dedim. Tam ama diyordu ki- ben ona biliyorsun bakışı attım. Başını olumlu anlamda salladı.
Otele döndük. Bu gece çok uykum vardı. Üzerimi değişip yatağa girdiğimle uykuya daldım.
JUNGKOOK'TAN
Derya uyudu ben de yanına uzandım. Onu izliyorum. Çok güzel bir kız. Elimle yanağını hafiften okşadım.
"Keşke seni sevdiğimi sana itiraf edebilsem. Keşke seni tecavüz etmeseydim. Çok pişmanım. Belki bir şans verirdin. Yine de bugün şansımı denedim. Fakat kabul etmedin. Sen gururlu bir kızsın. Sen ağlarken içimin parçalandığını bilsen kabul eder miydin? Seni her gördüğüm anın bana hayatın en keyifli anı olduğunu biliyor muydun? Beni sevebilmen için ne yapmam gerekiyor? Çok seviyorum. Hiç hayal edemeyeceğin kadar. Ben sana tutuldum. Sırıl sıklam aşık oldum ben sana. Senin için şiirler yazmaya başladım fakat neye yarar. Ben sana o şiirleri okuma cesareti bulamadıktan sonra neye yarar ha." Dedim fısıltıyla. Gözlerim doldu. Sonunda sol gözümden bir damla yaş aktı. Ben Derya'nın saçlarını okşarken bir anda dudaklarıma yapıştı! Sonra geri çekilip yatağa yattı.
Ben de iyice paranoyak oldum. Saçmalamaya başladım.
"O-o g-gerçek miydi?" Dedim.
"Hı hı." Dedi derya. Üzerine çıkıp dudaklarını öpmeye başladım. Bana karşılık vermeyince ne bok yediğim aklıma donk etti. Yanına sırtımı dönüp uzandım.
"Özür dilerim." Dedim. Sonra sırtımdan bir el sarıldı. D-derya bana sarıldı mı!?
DERYA'DAN
Yanağımda hissetdiğim el ile uyandım. Fakat jungkook konuşuyordu. Dinledim. Uyuyor taklidi yaptım. Jungkook az önce beni sevdiğini söylemişti. Ben ise onu sevdiğimi kendime itiraf edemiyordum. Fakat bu benim için bir fırsattı. Onu öpmüştüm.  Sonra saçmalama derya o sana bakar mı? Didim kendime. Sonra o beni öptü. Bi an olunca karşılık veremedim. Sonra çekildi. Özür diledi. Sırtından sarıldım ona.

"Sen bana kocam gibi davran ben de sana karınmışım gibi davranayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sen bana kocam gibi davran ben de sana karınmışım gibi davranayım. Bundan sonra severek evlenen bir çift olalım. Çünki ben de seni seviyorum." Dedim. Jungkook bana döndü. Mutlu gözlerle baktı.
"Öpmek gibi bir hakkım var mı?" Dedi.
"Sence var mıdır?" Dedim. Anladım yapmıyorum anlamında baktı. İzin vermedim sandı. Dudaklarına minik bir buse dıraktım. Gözlerini açtı. Gülümsedim. Gamzemden öptü. Belime daha sıkı sarılıp kendine çekti. Ben de başımı göğsüne yasladım. Gözlerimi kapadım ve uzun süreden sonra ilk defa huzurlu bir uykuya daldım.  

Yeniden Yaşayabilmek (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin