SADECE HAYALLERİM!

22 2 0
                                    

Hayallerim küçüklüğümden bu yana beni hep ayakta tuttu. Gözlerimi kapatıp hayallere dalmak çok güzel bir şey. Yüzümü güldürüyor. Acılarıma rağmen...
Yaşadığım şeyler gözlerimdeki yaşların damla damla akmasına sebep oluyor. Ne kadar istemesem de. Her insan böyle ama ben daha farklıyım. Çok duygusal bir yapım var biliyorum. Küçükken evimizdeki tablolara bakar, dalar giderdim hayallere. O tablolardaki insanların dünyasında yaşardım bir anlık. Karanlık bir dünyada hayal kurmak benim için aydınlık olan tek şey. Beynimde deli dolu düşünceler... Küçük, kendimce hazinelerim. Düşlerim, insanların acımasızlığı karşısında beni tutabiliyor. İnsanlar o kadar benciller ki. Bazen o tablolar kadar saf olmak istiyorum. Şelale resimlerindeki şelale olmak... Belki çok saçma bir şeydir ama hayal gücümün güçlülüğü bu. Akşam eve geldiğimde saçma ödevlerimin olduğu çantayı bir kenara fırlatıp gözlerimi kapatıyorum. Kendimi sonbahar mevsiminde ağaçlarla dolu bir yerde tek başıma görüyorum. Yalnızlık en sevdiğim şey. Kendi dert, acı ve küçük de olsa yüzümde buruk, çocuksu tebessüm oluşturan mutlu olduğum şeyleri yalnızken daha iyi anımsıyorum. Kim olursa olsun herkes bu dünyada kendini düşünüyor. Bazen öyle bir içim yanıyor ki kendime acıyorum. İnsanlar bana acı çektirirken onları üzüntülerimle beslediğim için. Onları bile bile dertlerimle güçlendirdiğim için. Kendini tutamamak çok kötü bir şey. O damlaların gözlerinden istemeden de olsa akması kendimden nefret etmemi sağlıyor. Herkesin önünde küçük düştüğüm ve kendi kendimi insanlara ezdirdiğim için. Her şey parayla zannetiyor şu insanlar. Peki ya hayaller. Gerçekleşemese de biz insanları neşelendirmiyor mu? Eğer çok çabalarsak belki de gerçekleşir şu hayaller. Ama üşeniyoruz. Teknoloji gelişti. Bu bizi üşendiriyor. Hayallerin yerine şimdi çizgi filmler geçti. Dünya iş ve çalışmaktan ibaret. Neye yarıyor? PARAA! Parayı mezara kadar taşıyabilecekmiyiz? Zenginin de fakirin de en sonunda gideceği yer mezar değil mi? Ama para bizi öyle ele geçirmiş ki zenginlik herkesin tek hedefi. Ama şunu bilin ki tek parayla mutlu olunmuyor. Mutlu olmak bence çok kolay. Gözlerini kapat ve düşle. Yıldızları, ayı, çiçekleri, cenneti, dürüstlüğü, uçmayıı sadece düşle. Bunun için paraya gerek yok. Akıl, Allah'ın insana kullanmak için verdiği bir şeydir. DÜŞLER PARAYLA DEĞİLL...

Galiba mutlu olamıyordum. Hani bazı çocuklar daha doğrusu bütün çocuklar, lunaparka gidince ya da onlara yeni elbiseler, tatlılar alınınca mutlu olurlar ya,
ama ben nedense mutlu olamıyorum. Çünkü elbise bir günde eskir, çikolata ya da dondurma beş dakikada biter. Yeni alınan ne olursa olsun mutlaka bir gün kırılır, eskir ya da küflenir. Fakat düşler eskimez,gelişir. Düş kurmak büyüdükçe sanki azalıyor gibi. Tek sorunum işte bu. Şimdi on üç yaşındayım. Ama artık eskisi gibi duvardaki tablolara bakarken kendimi birden o tablonun içinde hissedemiyorum. Hayal depomdaki hayallerim adeta tükeniyor büyüdükçe. Sanki, sadece kitaplar ayakta tutuyor beni. Okuma kitaplarım... Yetmiyor. Kitaplarım iyi ki varlar. Ama çocukken aynaların içine girmenin hayallerini kurardım. Aynaların içine girer ve kendimi zaman ülkesinde, ya daa düşler ülkesinde bulurdum. Ama büyüdüm, büyüdükçe de en son olmak istediğim kişilere dönüştüm. Büyüklere...
Diğer büyükler gibi kendimi paraya hipnotize olmuş hissetmem bunun belirtisi olabilir. Ya da zamanımın birazını bile ilginç düşlere, imkansız şeylere ayıramamam, her zaman büyükler gibi kafamı hesaplar ve sayı dünyasına yormam. En sevdiğim kitabım "ALİCE HARİKALAR DİYARINDA". Kitaplığımda aynı kitaptan beş tane var. Çok ilginç bir kitap. Belki de beş yüz defa okumuşumdur farkında olmadan. Test çözmeyi hiç sevmiyorum. Zaten bir şey de anladığım yok. Kalemim ve yün kaplamalı defterim olmadan bir hayat düşünemiyorum. Kendimce hayal kahramanlarım var. Mesela okula giderken onlarla konuşurum. Sokaktaki insanlar bunu görünce bana tip tip bakarlar her zaman. Aldırmamak en güzeli. Hayal kahramanlarımla konuşmak bana çok iyi gelir. Onlar benim söylediklerimi her zaman önemserler. Diğer büyükler gibi "Tamam, sonra" ya da "Biraz çalışmaya ne dersin? Sonra anlatırsın." gibi sinir bozucu ve saçma cümleler kurmak yerine beni dinler ve bana fikir verirler. Düşüncelerime çoğunlukla katılırlar. Çünkü onlar da bir hayalperestler...

KALBUR SAMAN İÇİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin