"1"(Hoşgeldiniz...?)

56 6 0
                                    

_______________________________________

Airto-Paint The World 💕
Madilyn Bailey-Don'tYouWorry 💕 
Simple Plan-Welcome To My Life💕
_______________________________________

                          1. Bölüm

"Ahhh... güzel çiçeklerim benim, bugün nasılsınız?"

Elimdeki suyu fışkırtan aletle çiçeklerimi sularken duvardaki saate baktım. Saat dörde geliyordu. Annem bu saate kadar gelmesi gerekiyordu. Acaba başına bir şey gelmiş olabilir miydi ? Yok ya, o kadına bir şey olmazdı. Yaşadığı olaylar onu güçlü bir anne haline getirmişti. 
Babamın yokluğunun sebebini söylememek istese de hiçbir zaman hissettirmemişti. Güçlü bir kadın olsa da yalnızlığı üzüyordu onu ama biz anne kız birbirimize yetmeye çalışıyorduk. Açtığımız bu çiçekçi dükkanıyla hem organizasyon yapıyor hem de çiçek fuarlarına katılıyorduk. Az ımanım gevremiyordu çalışırken.
Bugün de annem teyzemle bir işi olduğunu söyleyip saat ikide çıkıp gitmişti. Dükkanın bütün işleri bana kalmıştı. Elimdeki aletle hem suluyor hem onlarla konuşuyordum. Annem işe girmemi çok istemişti hatta üniversite bile bitirmiştim ama hem annemi yalnız bırakmak istemiyor hem de çiçeklerle uğramak beni mutlu ediyordu.

Güzel çiçeklerimle konuşurken dükkanın kapısına taktığımız zilin sesini duydum. Annem gelmiş olmalıydı. Bu saatte müşteri dükkana pek gelmezdi. Yerleri sildiğim aklıma gelince,

"Anne yerleri daha yeni sildim. Gelirken dikkat et!"

"Tamam, Manolya! Benim işim daha bitmedi. Dükkanda bir şey unutmuşum. Hemen alıp çıkıcam. Sen çiçeklerinle konuşmaya devam et! Böyle devam edersen delireceksin yakında."

"Anne teyzeme selam söyle. Seni başımdan aldığı için teşekkürlerimi ilet."
    Zehre hanımla anca böyle başa çıkabilirdim. Ne de olsa o Zehre Karan'dı.

"Bak ben teyzene neler söylicem, gör sen! Anneyi istememekmiş. Eve nasıl olsa geleceğim!"

"İyi işler anneeee!"

Bu konuşmadan sonra bana cevap bile vermeden çıkıp gitmişti. Acelesini pek anlamamıştım.
Çiçeklerimle konuşmaya devam ettim. Canım kızlarım baharın gelişiyle daha da şenlenmiş, keyiflenmişlerdi. Rengarenk açan çiçeklere baktıkça bakasım geliyordu. Çiçekleri sulamış olduğuma göre yarım bıraktığım kitabı okuyabilirdim. İşleri bitirmenin verdiği mutlulukla  ve üzerimdeki yorgunlukla ayakkabılarımı sürüye sürüye arkaya geçtim.

Dükkanımız iki bölümden oluşuyordu. Ön tarafında tezgah ve çiçeklerimiz, arka tarafında çay bahçesi gibi annem ve teyzemin arkadaşlarıyla muhabbet ettikleri küçük bir alan mevcuttu. Masanın üstündeki kitabımı alıp okumaya başladım. Kitap ilk başta sıkıcı gibi olsa da olayların karışmasıyla iyice zevk aldırmaya başlamıştı. Annesinin onu evlendirme isteği sıkılan kız çareyi dünyaya açılmakta bulmuş ve başına gelmedik olay kalmamıştı. Allah'tan benim Zehre hanımcığım öyle değildi. Ama arada laf soktuğu da oluyordu. Kaç yaşına geldim ben anneanne olamadım ya diyip duruyordu. Üniversiteyi bitirmiş olmam onu daha da ateşliyordu. Ben ilk görüşte aşka inanırdım. Böyle kitaplardaki gibi. Evet, gerçek hayatta pek olmaz deseniz de hayaller kurmanın kimseye zararı olmaz. Başkalarının dünyasında tıkılıp kalmaktansa kendi dünyanız için ufak da olsa bir şey yapıyor olmanız insanı bir zaman sonra mutlu etmeye başlar. Etrafınızda ne kadar başarısız, hayatta tutunmaya tenezzül bile etmeyen insanlar olsa da içinizde yaşamaya başladığınız dünyanız size destek olmaya başlar. Aynı benim gibi kitaplarda yaşamaya başlarsınız. Yaşamak isteyip de yaşayamadığınız hayatlarda kendinizi karakterlerin yerine koyarak mutlu olmaya çalışırsınız. Toplum içinde birçok kişi bunun acizlik olduğunu düşünse de o hayatta tutunmayı seçmeyen insanların arkasından gidip onların hayatlarını yaşıyor oluşları bence daha fazla acizlik içermektedir. İşte insanlar buna benzer birçok olayda olduğu gibi burada da ikiye ayrılır.

Manolya🌺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin