3.Bölüm

174 53 21
                                    

Multimedya Yosun
************
İçeride bir de adam vardı.Bizi görünce motorlarla uğraşmayı bırakıp yanımıza geldi. "Hoş geldiniz çocuklar bugünkü smilasyon dersimiz motorlarla ilgili,öncelikle aramıza yeni katılan Derin'le tanışalım."dedi. Bana elini uzatarak "Ben Kaan senin smilasyon öğretmenin."dedi. Bense "Derin."dedim resmi bi şekilde ve elini sıktım. Sonra Kaan hoca "Bu motorlar sizin göz ve saç rengine göre sizin özelliklerinize uygun motorlar.Yosun senin gücün daha ortaya çıkmadığı için siyah motoru al."dedi.
Benim motorum mavi renk olandır diye ona yürüdüm.
Herkez motoruna bindikten sonra etraf degişik engellerle dolu bir parkuru dönüştü.
Kaan hoca "Bugün küçük bir yarış yapıcaz,bu parkuru ilk bitiren kazanır."dedi.
Ateş "Tamam o zaman sonuncu olan dördümüze yemek yapar."dedi.
Yosun "Tamam o zaman ben varım."dedi.
Demir "Bende varım."
Ben "Yenilmeye hazır olun o zaman."dedim.
Ateş "Prenses iddalıyız galiba."dedi.
Ona ölümcül bakışlarımı atınca sustu.
Ve Kaan hocanın başla demesiyle hepimiz parkurdaki engelleri teker teker geçmeye başladık.Ben en önde,Ateş arkamda,Yosun Ateş'in arkasında ve sonda olan ise Demir.Demir'in saçları neden yeşil anlayamadım.Biraz hatta baya garip ama neyse onunda bi gücü vardır.
Neyse...
Parkur çok zordu ama yarış gayet iyiydi.
Ben sadece Ateşle yarışıyor gibiydim. Bi o öne geçiyordu bi ben arkadakiler kendi halinde yarışıyorlardı.
Yarışmayı ben birinci, Ateş ikinci,Yosun üçüncü, Demir'de sonuncu olarak bitirdi.
Ateş "Eee Demir bugün yemekler senden."dedi.
Demir "Başa gelen çekilir yapıcaz birşeyler."
Yosun "Aaa ben mangal istiyorum öyle çabuk kurtulamassınız Demir Bey."
Demir "Nasıl isterseniz hanımefendi."dedi
Kaan hoca "Derin baya iyisi dikkatimi çektin...yarınki smilasyon dersinde görüşmek üzere."dedi ve çıktı.
"Ben çıkıyorum size iyi eğlenceler."dedim.
Koridorda yürümeye başladım.
Asansör 8. Kattaydı buraya gelmesi uzun sürer diye merdivenlere yöneldim. Benim olduğum kata son bir kat kala bi odadan bazı sesler duydum sanırım kavga ediyorlardı.Bende o tarafa doğru yöneldim seslerin geldiği odanın kapısında 'Özel oda' yazıyordu.
Kapıyı yavaşça araladım İçeride iki gün önce konuşma yapan beyaz sakallı adam vardı. Adı şey olması gerekiyordu...
'Ahh Derin ben olmasam napıcaksın Charles hatırlatıyım dedim.'Sağol iç sesim sen olmasan ben be yapardım.
Evet adı Charles'di.
Tam olarak söyle diyordu
"Tamam içlerinde en güçlüsü olabilir ama bu testler ona ağır gelebilir o yüzden şimdilik beklemek en iyisi hem daha yeni geldi buraya bize tam olarak güveniyor sayılmaz.Hatta bizden nefret ediyor en azından 3 ay kadar bekleyelim tamam mı?Bana söz ver o benim kızım ona birşey yaparsan seni mahvederim.Hem o burdakilerin hepsinden daha güclü.O benim Derinim beni öldü sanıyo ama ben burdayim."
Ne ama ama Derin Derin benim olmaz hayır.
Diğer adam
"Tamam senin kızın olmasaydı bir an bile beklemezdim neyse yapıcak bir şey yok en iyisi beklemek."dedi ve oda sustu.
Sinirli bir o kadarda şaşkın bir şekilde arkamı döndüm ama bir anda başım döndü ve yere düştüm.
Yavaş yavaş gözlerim karadı ve kapandı.
********
Sabah uyandığımda başımda Yosun,Ateş ve Demir vardı.
En son hatırladıgım...Ben bayılmıştım ve yanıma koşarak Charles ve tanımadığım adam gelmişti sonrasını hatırlamıyordum.
Sadece "Bana ne olduğu?"diye bildim.
Yosun "Sen gelmeyince bizde seni aramaya başladık sonra Charles seni buraya getirmiş bizde sen uyanana kadar başında bekledik."dedi.
"Teşekkürler, hadi gidelim o zaman."dedim ama Yosun
"Hayır Derin şimdi olmaz burda biraz daha kalman gerekiyor."dedi.
"Neden ama ben gayet iyiyim."
"Olmaz Charles burda kalmanı söyledi kesin emir o yüzden bir süre daha burdasın."dedi.
"Off ya"dedim.
'Ya kızım öf ben senle napıcam dün bayilmadan önce duyduklarını hatırlasana' Aa evet şimdi Charles benim öz babam mıydı.Ama bu nasıl olur benim babam öldü.Bana ne testi yapıcaklardı.Benim sadece 3 ayım mı vardı?
O sırada Charles içeri girdi tırnaklarımı yatağa batırdım.
"Uyanmışsın Derin nasılsın?"dedi.
Te Allahım bide nasılsın diye soruyor ama birsey biliyormuş gibi yapmam gerekiyordu.
"İyiyim."diye bildim.Charles
"Derin dün neden o kattaydın?"diye sordu.Hayır ya nediycem ben şimdi ne diyecem neyse bozuytuya vermemek lazım offf. "Şey....Ben smilasyon dersinden çıkmıştım asansör 8. Katta olduğu için merdivenlerden çıktım o kata gelince de başım döndü ve yere düştüm.Gözümü açtığımda burdaydım."diye bildim.Charles
"Peki senin dediğin gibi olsun.Ha bu arada artık özel gücün kendisini gösterdi.Ateş ile birlikte sizi çalışmalara başlıycaksın şimdi dinle yarın odana git ve eşyalarını topla yeni bir yere gönderilceksiniz."dedi.
Ne?Ben ve Ateş imkansız olmaz yani olamaz.offf.Tam ağzımı açtım konuşcam ama Charles yeniden atıldı."Ha bu arada Yosun sen de Derin ile gidebilirsin."dedi.
Hey bu iyi haber En azından Yosun var.
********
Ertesi gün
Uyandığımda odamdaydım nasıl geldiğim umrumda değildi. Çünkü Charles benim babam olamazdı. Ben onun kızı falan değildim.Bana burda napıcaklarını bilmiyordum.Ben..ben burdan kaçmalıyım.'Nasıl kaçmayı düşünüyorsun Derin burası çok sıkı korunuyordur.'Evet doğru ama bi yolu olmalı.
Bi anda aklıma Yosun geldi.Bunu ona anlatmalıydım.Koşarak onun odasına gittim.Kapıyı açtığımda Yosun yerde baygın bir şekildeydi. Koşarak odadan çıktım.Hiç düşünmeden karşı odanın kapısını çaldım.Kapıyı Ateş açtı ne yani Ateş hep burda mı kalıyordu?Neyse...
"Ateş koş Yosun...Yosun bayıldı."dedim nefes nefese.Ateş
"Tamam hadi gidelim."dedi.Bizim odaya doğru koştuk.Ateş Yosun'u alarak revire götürdü.
*********
Tam iki gün oldu Yosun hala uyuyor.Off Yosun ben...ben seni kaybedemem.Hayır beni burda tek başıma bırakmasın.
Yosun yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı.Hemen sandalyeden kalktım ve yanına gittim."Yosuncuğum nasılsın?"diye bir soru sordum hafif yalakalık yaparak."İyiyim şimdi."dedi.
"Yosun sen biz-"derken kapı açıldı ve lafımı bitiremedim.İçeriye Charles girdi.Of bu adamdan nefret ediyorum.Bir kere o ibne benim babam filan olamaz hem ben babamı kaybettim.Hem sakalı bile yoktu babamın.Neyse...
"Yosun bizi çok korkuttun bir an seni kaybediyorduk. Senin gücünü şu an biz biliyoruz ama bunu senin bulma lazım."diyip çıktı. Bende "Yosun bizi ço-"Ya yine mi bi bitiriyim sonra gelin.Hafiften Ateş'in kıkırdamasını duydum hemen ona dönüp 'seni şuracıkta öldürürüm'bakışlarımı atınca ciddi haline büründü. Sonra robot konuştu "Yosun sen yarın gidiceksin çalışma yerine.Derin ve Ateş siz hazırlanın şimdi gidiyorsunuz." dedi ve çıktı. Ne yani biz Ateş'le bir gün mü geçirecektik imkansız.Yosun'un yanagına minik bir buse kondurdum.Sonra"Hadi prenses hazırlanalım."dedi ve kapıya doğru yürüdü kapıyı açtıktan sonra "Prensesim buyrun."dedi."Off Ateş bana prenses deme."dedim ve çıktım.O ise arkamdan pis pis sırttı.Odama girer girmez tüm eşyalarımı bir valizin içine koydum ve çıktım Ateş beni kapıda bekliyordu.Beni görünce "Prenses aşagıda bizi araba bekliyor istersen yarın gidelim."dedi."Off tamam burdayım işte oylanmada gidelim."dedim
Asansöre doğru yürüdük asansöre bindikten yüz yıl sonra arabaya ulaştık.Araba lükstü.Bindikten kısa bir süre sonra 2 katlı bir evin önünde durduk.Arabadan ilk ben indim hızlı hızlı ilerlerken Ateş durdurdu beni."Prenses eve kadar yarışalım mı?"diye sorunca hiç düşünmeden "Tamam ama bir ödül olsun."dedim. "O zaman şey olsun...Buldum eğer ben kazanırsam sen Yosun gelene kadar benim kölem olucaksın."dedi.Bende " Eger ben kazanırsam sen benim kölem olucaksın."dedim.Ateş de "Bir... İki...Üç..."İkimizde koşmaya başladık.Ben öndeydim tam kazanıcam ama Ateş bir an önüme geçiyo ve ben arkadan ona bakıyorum.En son bu haldeydik.Sonuç...Evet sonuç Ateş kazandı.Ya şimdi ben ona bir gün boyunca hizmet mi edicektim. Off ya.Bu arada ben "of ya" kelimesini çok mu kullanıyorum.Neyse ya.Ama işin zor kısmı ben Ateş'e bir gün boyunca çekmemki.Off.O sırada Ateş seslendi "Ee Yosun yemek yemicekmiyiz.Valla ben çok acıktım."dedi.Ya bu kadar sinir bozucu oluyor bilmiyorum.
Eve doğru yürümeye başladım.

 Siyaha TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin