Sabah ikiside uyanamadı. Çalar saat onuncu kez çalıyordu.
Sarah: Nana uyan işe geç kaldık.
Nana: Oha 30 cevapsız arama Lee con (20), Chan (8), Jackson (2).
Sarah: Benimde 30 cevapsız arama. Dur hemen Lee con'u aricam.
Kankammm aranıyor...
Çalıyor...
Çalıyor...
Lee con: Ohhh be sonunda! Niye açmıyorsunuz? Geberdim meraktan. Patron da sizi durup soruyor. Aaa bu ne böyle?
Sarah: Sakin ol Lee con. Uyuyakalmışız. Giyinip geliyoruz.
Lee con: Iyi çabuk olun. Hadi bay bay.
Arama sonlandırıldı...
Sarah: Motoru bozulmuş insan ya. Bi susmadı. Hadi hazırlanalım.
Nana: Tamam.
30 dakika sonra:
Nana: Ben hazırım.
Sarah: Bende. Bide bak ne dicem. Telefonunda ki Chanyeol'u sil sevgilim diye kaydet.
Nana: Ok. Hadi çıkalım.
Hızlıca cafe ye geldiler. Lee con onları kapıda bekliyordu.
Lee con: Geçin hadi bana hesap vereceksiniz.
Sarah ve Nana olanları anlattılar. Iş bugün çok yoğundu. Işten çıkıp Lee con' a gittiler. Film izlediler mısır yediler. Tam en korkunç yerinde Chan aradı. Nana telefonu kapatmak zorunda kaldı. Filmi izlerken uyuyakaldılar. Ertesi gün üçü de beraber cafe' ye gittiler. Masaları temizlediler ortalığı hazırladılar sonra kapıyı açtılar. Yine yoğun bir gündü. Saat 5'e yaklaşıyordu. Iş çıkışı ve okul çıkışı olduğundan daha yoğundu ve harıl harıl çalışıyorlardı. Içeri Chan ve Jackson geldi. Bir masaya oturdular.
Jackson: Bakar mısınız?
Sarah hemen sesin geldiği yere gitti. O kadar meşguldü ki başını kaldırıp kim olduğuna bile bakmadı.
Jackson: Bir karamelli latte lütfen.
Sarah: Jackson hoşgeldiniz.
Chan masadan hızla kalktı. Ve gidip Nana'nın kolunu tuttu. Onu kenara çekti.
Nana: Napıyorsun sevgilim?
Chan: Dün seni kaç kere aradım niye açmadın?
Nana: Chan kolumu acıtıyorsun ilk kolumu bırak sonra konuşalım.
Chan kızın kolunu daha çok sıktı.
Chan: Cevap ver bana nerdeydin?
Nana: Bırak kolumu Chan!
Chan: NERDEYDİN DEDİM!
Nana: Müşteriler bakıyor. Burası yeri değil.
Chan: Umrumda değil. NERDEYDİN?
Nana: Lee con' daydım.
Chan: Lee con kim?
Nana: Kankam.
Chan: Erkekle kanka olamazsın.
Nana: Ahh kolum kanıyor.
Chan: Onunla bir daha konuşmayacaksın.
Nana: Hayır konuşucam.
Chan: O zaman beni unut!
Dedi ve sinirle mekândan çıktı.
Nana gözyaşlarını tutamıyordu. Gözyaşları yavaşça elmacık kemiklerine doğru süzülüyordu. Sarah koşarak Nana'nın yanına geldi.
Sarah: Noldu birtakım?
Nana olanları Sarah'a anlattı. Sarah sinirle cafe den fırladı. Chan çok uzağa gitmemişti. Sarah Chan' ı kendine döndürdü ve yumruk attı.
MSarah: Sen ne yaptığını sanıyorsun ya? Sen kimsin de Nana' nın kolunu kanatıyorsun? Lee con bizim en yakın arkadaşımız. Dün bende oradaydım. Film izledik. Telefonu ben açtırmadım. Bidaha sakın ama sakın Nana 'nın karşına çıkma.
Chan: A-ama ben ---
Sarah: Sakın dedim.
Sarah arkasına dönüp Nana' nın yanına gitti.
Nana: Ne yaptın ona?
Sarah: Biraz dövdüm ve bir daha karşına çıkmamasını söyledim.
Nana: Ne! Niye böyle birşey dedin?
Sarah: Onunla konuşmaya devam etmek mi istiyorsun?
Nana: Ne olursa olsun ben onu seviyorum Sarah.
Sarah: Vay be Nana. Sen ne ara bu kadar düştün?
Dedi ve müşteriler bakmaya başladı. Jackson teselli etmek için Sarah' ın yanına gitti. Patron Nana' nın halini görünce yanına gitti.
Patron: Istersen bugünlük git. Bak kolun mahvolmuş.
Nana: Teşekkür ederim.
Dedi ve yanına hiçbirşey almadan cafe den çıktı. Biraz yürüdü sonra bir banka oturdu. Kolunun acısı umrunda değildi. Sarah arkadaşının durumuna üzülmüştü ama sevgilisi için onu satamazdı. " Ben onu korurken o beni bıraktı" diye düşündü. Tamam kabul biraz ileri gittim ama haketti o sırık diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karamel Latte
RandomCafe de çalışan genç kızların iki ortağa aşık olmasıyla gelişen güzel bir aşk hikayesi