Neyse yavaş yavaş hikayemizin ana temasına giriş yapalım...
Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet
Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle, İçimde dövünüp ağlama gurbet!...Necip FAZIL KISAKÜREK
Şiirdende anlaşılacağı gibi hikayemizi gurbete taşıyalım ve hayatımıza gurbette devam edlim...