ALIŞKANLIK

31 6 0
                                    

Her insan kaderindeki kişiye yaşamın bir noktasında mutlaka denk gelirmiş.Ben kaderimdeki kişiyi küçüklükten bu yana tanıyordum.

Ali, benim ilk aşkım,ilk sırdaşım,ilk arkadaşımdı.Kısacası Ali benim geçmişimdi.

Muğla'nın küçük bir tatil köyü olan Ula'da yaşıyorduk. Muğlayı seviyordum. Buranın sıcaklığı,denizi benim vazgeçilmezimdi. Sevdiğim adamla anılarım buradaydı.Sevdiğim adamla geçmişim buradaydı.

Kıyı şehirlerinin en güzel yanı denizi sahiplenebilmendi. Biz de Ege denizinin sahiplerindendik. Hem denizin hem de muhteşem bir yeşilliğin sahibiydik. Muğla yeşilin ve mavinin en güzel tonlarından oluşan bir şehirdi. Bana göre Ege'nin incisi...

Düşüncelerimden sıyrılıp sevdiğim adamla sığınağımız olan sadece bizim bildiğimiz kayalıkların orada Ali'nin gelmesini bekliyordum.

Asker sevdalısına sevdalanmak zor işti.Aklın her an onda oluyor ve içindeki endişe hiç bitmiyordu.Hele askerliği meslek edinmişlerin yakınları içim daha da zordu.Bu yakınlardan biri olmak beni hem gururlu hissettiriyor hem de endişelendiriyordu.

Ali'nin hayaliydi asker olmak.Bende hayaline ortak olmuştum ama şimdi bu işin kolay olmadığını anlıyordum. Uzakta olması hasretimi ve endişemi arttırıyordu.

İçinde bulunduğum düşüncelerden denizin yüzüme vuran serin esintisi ve iyot kokusuyla çıktım.Bu kokuyu seviyordum dinginlik veriyordu bana. Ali'nin geleceği tarafa çevirdiğim zaman,kalbimi hızlandıracak kadar yakışıklılığı ve ihtişamıyla geliyordu geçmişim.

Geçmişim derdi bana,sorduğum zaman ise;''Sen benim küçüklüğüm,çocukluğum,anılarım, huzurumsun'' demişti.Sonraları ise ikimizde birbirimize öyle hitap eder olduk. Geçmişim

Yaklaştıkça yüzünün daha net görmenin mutluluğunu yaşıyordum.Ali benim alışkanlığım olmuştu.Sıkı bir şekilde sarıldığı zaman deniz kokusunu içime çekip gözlerimi yummuştum. Kokusu bir babanın kızına verdiği güveni veriyordu bana. Nefesini saçımda hissettiğim zaman daha sıkı sarıldım. Yumuşak yastığıma sarılmış gibi hissediyordum kendimi.

Ali'nin kıkırtısını duyduğum zaman sarılmamızı sonlandırıp yüzüne bakmak için kafamı kaldırdığımda huzurlu ama bir o kadar da hüzünlü tebessümü yer edinmişti.

''Gözlerinden hüznü nasıl alabilirim ?''sözümün üstüne tebessümü daha da genişledi ve kalbimin rahatlığı bir o kadar genişledi.

''Gözlerinle her zaman gözlerime bakarak alabilirsin ahu gözlüm'' muzip bir şekilde gülüp ondan biraz uzaklaştım yüzünü daha net görebilmek için.

''Aşk olsun görende gözlerimi senden saklıyorum sanacak.''

''O gözlerin benden hiçbir zaman ayrılmayacak ahu gözlüm, gözlerin nefes alma sebebim çünkü''

Hüzünlenmiştim ama zaten az zamanımız kalmıştı.Hüznü ortadan kaldırmak için şakayla karışık bir tehditle:

'' Bu sözünü evlendikten sonra sana bir güzel hatırlatacağım Ali Bey inşAllah o zamanda bu kadar büyük bir aşkla söylersin'' diyip güldüm. Yapmak istediğimi anlamıştı ve gözlerime bakmaya devam etmişti. Gözlerinin böyle bakması için herşeyi yapabilirdim.

''Ohoo sen yine daldın gittin. Hayır, tamam yakışıklı bir yüze sahip olup seni kendime aşık etmiş olabilirim ama yüzüme dalıp dalıp gidersen yüzümü kıskandıracaksın bana inci tanem.''

Bir kıskanmadığın kendi yüzün kalmıştı zaten Ali ondan da eksik kalma sakın.''

Söyleyiş tarzımdan mıdır yoksa içinden geldiğinden midir bilmem müthiş bir gülümseme sardı yüzünü.

PATULYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin