Too Broken | Çeviri

1.2K 51 4
                                    

Selaaam, yine tek bölümlük çevirdim. Biraz kısa ama başka istediğim gibi bir hikaye bulamadım. kdfgslkf Neyse iyi okumalaar. -İklim (yazarın tumblr'ı hemmotion.tumblr.com)

Araba yolda hızlıca giderken ''O zaman neden sadece orada kalmadın?'' diye bağırdım Ashton'a. Bu sadece yaklaşan turla ilgili yeni bir tartışmanın başlangıcıydı.

''Ne? Sana geri dönmek istedim! Sadece albümümüzü bitirmeye gitmeliydik.'' diye karşılık verdi. Bunu elbette biliyordum, sadece Ashton gideceği ve yalnız kalacağım için mutsuzdum. Tekrar.

''Neden burada bitiremiyorsunuz?! Burada da iyi şarkı yazarları olduğuna eminim. İlk albümünüz için vardı'' diye kalması için yalvardım.

''Bu artık değişti, müziğimiz değişti. Bunu biliyorsun, neden böyle yapıyorsun? Senin lanet olası desteğine ihtiyacım var!''

''TÜM YAPTIĞIM SENİ DESTEKLEMEK! Peki benim hayatım? Sadece burada oturup seni beklemeyeceğim. Benim yanımda olacak birine ihtiyacım var.'' diye bağırdım

''Benim senin yanında olmadığımı mı söylüyorsun? Elimden geleni yapıyorum.''

''Belki de bu benim için artık yeterli değildir.''

''Ne demek istiyorsun?'' sesi ürkekti, güvensiz çıkıyordu

''Belki, artık birbirimize ihtiyacımız yoktur.'' sesim çatladı. Ne dediğimi fark ettiğimde kalp atışlarımın hızlandığını hissettim.

Ashton bana bakmak için gözlerini yoldan ayırdı. Sadece bir saniyeliğine. Ama bu bir saniye göz alıcı araba farları yüzünden Ashton'ın araba kontrolünü kaybetmesi için yeterliydi.

Araba, ondan çok daha büyük başka bir araca çarparken sağır edici bir kaza sesi havada yankılandı. Işık yüzünden bir şey göremiyordum ama güçlü bir kolun beni sardığını ve eğilmemi sağladığını hissedebiliyordum.

''BEKLE'' diye bağırdı. Konuşurken korkusunu belli etmemeye çalışıyordu. Bu durumda bile her zaman yaptığını yapıyordu. Bana güven veriyor, koruyor ve benimle ilgileniyordu.

Sürücü tarafı olduğu yerde çöktü. Ashton koltuğundan, ön cama doğru fırladığı sırada elinin güç kaybettiğini hissettim.

Doğrulup oturdum, çevirdiği başına bakıyordum. Yavaşça başını bana doğru çevirmeye çalıştım. Sonunda bana döndüğünde, tüm görebildiğim mükemmel yüzünü kaplayan kandı. Gözleri kapalıydı.

''ASHTON. Ash. Lütfen. Uyan, benim için. Seni seviyorum Ash...'' diye yalvardım

''Hey..'' yavaşça gözlerini açmadan önce güçsüzce konuştu. ''Seni seviyorum. Bunu biliyorsun değil mi? Her şeye rağmen, benim için bir taneydin''

''Ben de seni seviyorum Ashton. Dediklerim için üzgünüm. Sen benim için elinden geleni yaptın.''

''Benim için bir şey yapmana ihtiyacım var. Korkmamalısın. Şimdi güvendesin, biri seni bulacak ve iyi olacaksın. Uzun bir hayatın olacak, başkalarıyla tanışacaksın. Bunu biliyorum. Birini sevdiğini fark ettiğinde suçlu hissetmeni istemiyorum. Sadece onu sevmeye devam et. Sonra, çocukların olacak. Onlar da güzel olacaklar, senin gibi.''

''Ashton, bu bir veda değil. Sen de iyi olacaksın. Evet, çocuklarım olacak ama seninle birlikte olacaklar. Başkasını istemiyorum, sen tek istediğimsin. Başkasına aşık olmayacağım çünkü her zaman seni seveceğim.''

''Tekrar aşık olacaksın ve o dünyadaki en şanslı insan olacak. Sadece bana söz ver, beni unutmayacaksın? Hatıralarımızı ve ne kadar mutlu olduğumuzu unutmayacaksın.''

''Beni bırakmayacaksın! İyi olacaksın, sadece hastaneye gitmeliyiz seni iyileştirecekler. Gidemezsin!''

''Beni iyileştiremezler, fazla kötüyüm. Çocuklara da veda ettiğimi söyler misin? Cal'a buluşmalarımızı özleyeceğimi söyle. Michael iki yıl önce fifa oynarken hile yaptığımı bilmeli, bu kazanmamın tek nedeniydi. Ve Luke.. Ona iyi olacağını, kendine ve yeteneğine güvenmesini söyle. Ah ve aileme onları sevdiğimi ve son dakikalarımda onları düşündüğümü söyle'' Nefes almak için savaşıyordu, organları yavaşça çöküyordu.

''Ash, seni çok seviyorum. Lütfen gitme. Lütfen..'' Göz yaşlarımı tutamıyordum ve Ashton son gücünü, titreyen eliyle gözümü silmek için kullandı.

''Hep burada, seninle olacağım. Senin gibi bir kızı bırakmak aptallık olurdu. Seni seviyorum. Çok fazla.'' Son nefesini verdi. Güzel ela gözleri son kez kapandı. Kirpikleri sonsuza dek orada kalmak üzere elmacık kemiğinin üstüne çırpınırcasına düştü.

''Hayır. Ash, ASHTON. Gidemezsin. Lütfen, geri gel. Sana ihtiyacım var.'' Cansız bedenini sertçe sarstım. Bir süre sonra bunun işe yaramadığını farkederek durdum. Yavaşça nefes verip elimi yanağına yerleri hala belli olmasına rağmen kaybolmuş gamzelerine götürdüm.

''Seni seviyorum. Elveda Ashton Irwin, şimdilik..''

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 14, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Too Broken | ÇeviriWhere stories live. Discover now