Irmak Hüsamettinle evlenmek zorundaydı. Hırmaksa hala mezardaydı. Fakat bir gece yarısı mezardan kıyafetleriyle çıktı ve kayıplara karıştı. Deniz ise Afrikadan kafası yerinde bir biçimde çıkmıştı. Dahice bir planla Irmakla Hırmağı bulmak istiyordu. Hüsamettin çok mutluydu. Irmakta Hüsamettini zamanla sevmeye başlamıştı. Hırmakta Irmağın sarayındaki çöp konteynırında yaşıyordu. Düğün gününe az kalmıştı. Sarayda her yer süslenmişti. Hırmakta banka soyup kendine güzel kıyafetler almıştı. Hırmak saraya çöp konteynırının arkasından tüymüştü. Irmak pırlantalı altınlı bir gelinlik giymişti. Tüm dünya basını ordaydı. Tüm gazetelerde manşet olacaktı. Irmak Hırmağı tanımıştı. Gidip sarıldı. Çok özlemişti. Düğün çok güzeldi. Tüm ünlüler gelmişti. Havai fişekler patlamıştı. Nikah memuru en üst düzey güvenlik önlemiyle gelmişti. Nikah kıyıldı. Pasta kesildi. Hüsamettin Hırmağı yeni görmüştü. İlk çekindi ama yanına gitti. Hırmak banka soygunundan kazandığı parayla altın takmıştı. Irmağa taktı. DÜğün bitti. Hüsamettinin 9999 $ toplamıştı.