SEN SADİST BEN MAZOŞİST
Benliğimi kaybedeli çok oldu,
Duygularımı yitireli de...
Herşeyi attım bir bir içime.
Ruhsuzluğumla koca bir boşluğa sürüklendim.
Derine en derinliklere..
Bütün kelimeler anlamsızlığıyla savaşırken,
Ben kendimde direnecek güç bulamadım.
Vazgeçtim...
Ben kendimden çoktan vazgeçtim.
Umut yok Sevgili..
Işık yok...
Yaşamak gelmezken içimden,
Yine de herkesi kendim sandım.
Oysa ki fazlasıyla da yanıldım..
Ben yalnızlığımı gidişlerinizle anladım.
Durmadan anlatıp durdum insanlara seni
Artık seni son anlatışımdı.
Çünkü ben uzaklara yazdım şiirleri...
Gömdüm seni kendimde bir yerlere.
Benim bile bilmediğim,
Uçsuz bucaksız bir köşeye...
Fakat hala peşimde bıraktıkların.
Çarpar durur yüzüme yüzüme, hatıraların.
Her düşünce de takıldım düştüm.
Sonu yok... Kurtuluş yok...
Bitmiyor, bitmeyecekte..
Geçmedi, geçmeyecekte..
Biliyorum, biliyorum ama;
Yetmedi mi yaptıkların?
Hadi herşeyi geçtim de,
Attığın darbe de mi yetmedi?
Sen sadist, ben mazoşist...
Getir sonumu!
Varsın ölümüm de ellerinden olsun, bitir soluğumu.
Hergünüm zindan, ansızın hasretim..
Hangisi zor? Ya da hangisi korkunç?
Gelsen de bir kere içime baksan..
Beni benimle tanısan, hep kalsan...
Ben bıraksam herşeyi,
Karanlığın yapışıyor yakama!
Ne kadar da mutlu oluyorsun Adam;
Canımın yanmasından, kahrolmamdan.
Farkında değil misin, hey sen?
Yaşarken defalarca öldürenim!
Bu hastalıklı halime birşey ifade etmiyor.
İfadesizliğimi koruyorum, günden güne...
Boşuna herşey boşuna
Dediğin gibi Adam;
Biraz daha zamann...