Aşkın Kurt Hali

SOĞUK : BÖLÜM 1

Sevgili günlük ben Elif,
Bugün sonunda 17 yaşına giriyorum. Kalbim küt küt atıyor ama doğum günümde okula gitmeyi ne kadar istemesem de maalesef gideceğim. Fen sınavı olmasa belki gitmezdim ya da okuldan kaçardım. Ki sınavı erken bir saatte olursak kaçabilirim. Kamelya inşallah yoksa ben de kaçmam. Tek başıma takılacaksam kaçmamın anlamı olmaz diye düşünürken annem aşağıdan bana:
- Hadi kızım kahvaltı hazır. Okula geç kalacaksın. Baban kapıda bekliyor. Doğum günün diye yirmi dakika daha uyuttuk ama baban ise geç kalacak. Okulda birşeyler atıştırırsın. Oldu mu?
Sonra ben :
-Peki anneciğim, dedim ve kıyafetlerimi giyip aşağıya indim. Babam kırmızı Mercedes bir arabanın önünde beni bekliyordu. Bizim arabamız siyah Lamborghiniydi. Ben şaşkınlıkla arabayı incelerken babam galiba bana garip geldiğini anlayınca bana:
- Bunu 1 yıl sonra sen kullanacaksın , dedi. Mutluluktan havaya uçabilirdim. Son 4 aydır babam mahallenin en fakir insanı iken gelen harika bir iş teklifi ile mahallenin en zengini oldu. Doğal olarak mahalledeki herkes artık Elif Meyka yı tanıyor. Bu çok güzel bir duygu. İnsanlar senin arkandan şuna bak üzerinde yırtık bir tişört annesi de zaten görüyoruz ayda 1 2 kez alışverişe çıkıyor demeyi bırakıp oo babasına bak daha geçen haftalarda mahallenin en fakiriydiler birden zengin oldular diyorlar. Yavaş yavaş psikolojik sorunlarım azalıyor , iyileşiyorum. Babam ben bu düşüncelere dalmışken bana Elif diye bağırıyordu. Ben okula geç kalacağımızı anlayınca hemen arabaya bindim. Okula yeni bir öğrenci gelmişti. Onu son sınavlar yaklaşırken okula almaları biraz garipti. Gittim yanına ve çocukla tanıştım. Adı Efeymiş. Böyle gizemli gizemli haraketler... Tuhaf bir çocuk. Neden geldiğini sorduğumda ise " Seni ilgilendirmez güzelim" dedi. Acaba yeni tanıştığı her kıza güzelim mi diyordu? Onu sorduğumda " Yani çoğunlukla, dünyada fazla güzel var" dedi. Ayy sebebini bilmediğim bir biçimde içimde kıskançlık oluştu. Ama soğuk davranmak zorundaydım yoksa kalbimin ritmi değişebilirdi ve yeni tanıştığım bir çocuğa hemen aşık olmak istemiyordum. Sakin kalmalıyım. Birden yanımıza Ezgi gelince rahatladım keşke hiç rahatlamasaydım. Çünkü benim dengesiz ama arada sırada mantıklı konuşabilen ama ben zor durumdayken gelip en dengesiz şeyleri dediği halde asla değişmeyeceğim biri olduğu için geldi ve " Akşam yeni öğrenciyi kutlamak için parti verelim" dediğinde yeni gelen çocuk yani Efe bana çapkın bir bakış attıktan sonra " Olur parti nerede" diye bağırdı Ezgi'ye. Bende 2 yıldır beni elde etmek isteyen arkadaşım Furkan'a " Bugün beraber alışverişe gidelim mi " diye sordum. Efenin gözleri bildiğin alev almıştı. Onu ilk günden sinirlendirmek istemezdim  (!) Gülmek istiyordum ama o zaman yakayı ele verirdim bu yüzden kendimi tuttum. Furkan büyük bir hevesle " Olur hem parti için çok şık kıyafetler alırsın. Eminim parti de en güzel sen olacaksın" dedi. Gururum okşandı fakat içimde bir kıpırdama olmadı. Efe kıskançlığını gizlemek amaçlı yeniden " Parti nerede " diye sordu ama ses tonu değişmişti.  Sonra Ezgi bana baktı bende " Efenin evinde olsun tabi uygunsa" dedim. Efe "Annem üvey babam olacak adama gider belki. Bugün salı günü mü" dedi. İçim acıdı bugün salı günü olduğu için " Evet canım" dedim . Canım mı dedim. Ah ne aptalım. Efe de zaten " Canım" diyip vurgu yaptı. Sonra devam etti " Biz Şenel bugün tanıştık. Ne canım falan demeleri" diye azarladı. Ağzımdan kaçtı desem de inanmadı. Ben olsam ben de bana inanmazdım. Ayrıca o bana bilinçli güzelim  diyecek ben yanlışlıkla canım bile mi diyemeceğim. Ben yanlışlıkla canım dedikten sonra gün boyunca benle konuşmadı. Bende ona bir şey demedim sadece bakıştık. Fen hocası gelmediği için sınav iptal oldu. 1 ay izinliymiş. Efe çok sevindi ama başına köyü birşey geldiği için ya da sevdiği birine birşey olduğu için gelmediğini biliyordum. Aklım fen hocasına takıldı. Doğum günüm olduğunu ve Efe için yapılacak kutlamaları unuttum. Efe bu halimi görünce "Okul çıkışında beraber yemek yiyelim mi? Yalnız yemiş olmam." dedi.  Kalbim yerinde sabit duramıyor. Kafesi dar gelmeye başlıyordu. Olur dedim. Ardından ekledim " Doğum günü pastası da alırsın" dedim. O " Doğum günün olduğunu bilmiyordum. Doğum günün kutlu olsun" dedi. "İlk kutlayan sensin dedim". "Benim de ilkim sensin" dedi. Belimdem tuttu ve boynuma yumuşak bir öpücük kondurdu. "Okuldayız Efe " dedim. Zil çaldı son dersteydik. İlk günden nerdeyse sevgili gibi olmuştuk bildiğin şok geçirdim. Dersi dinledik ve okul bitti. Elimden tuttu. Bildiğin en güzel yer neresi dedi. Bende adresi söyledim. Yemek yerken kendinden bahsetti. Bende kendimden bahsettim. Sonra elimizi yıkamaya gittik ve parayı ödeyip çıktık. Alışverişe gidelim mi dedi. Furkan sözüm var diyince "  Ciddi miydin" diye sordu aslında başta öyle olmadığını ama söz verdiğim için zorunda olduğumu dedim. Zorunda olmadığımı dedi. Bende Furkanı arayıp ailesel meselelerden dolayı gelmeyeceğim yalanını uydurdum. Anlayış gösterdi. Sonra Efe ile beraber alışverişe gittik. Kıyafetleri ben seçeceğim dedi. Eline 500 tl lik siyah dizin biraz üstünde kolsuz tül bir elbise arkası v şeklinde siyah şeritleri olan çok seksi bir elbise seçti.
"Olmaz çok pahalı bu" dedim.
"Sen orasını merak etme, maceraya hazır mısın " dedi.
"Ne yani çalacak mıyız?"
"Hırsıza benzer bir halim halim mi var güzelim?"
"Haklısın hırsız olmaz senden"
"Ne yani kalbini de mi çalamadım?"
"Ben deneyeyim alalım hemen" diye geçiştirmek adına bir çabaya girdim. Başarısız oldu. Kabine giderken kolundan tuttu.
"Bırak kolumu canım yanıyor."
"Sen böyle yapınca benim canım yanıyor"
"Kelime Oyunu yapmayı bırak. Deneyeceğim."
"Peki" deyip güldü.
"Tam bir gıcıksın" dedim ama içimden ekledim " ama benim gıcığım"
Birden araya bir soğukluk girdi. Bu soğukluk sade bir flört müydü yoksa kırıldı mı? Bunu zaman gösterecek ama şimdilik bu kadar. Yarın görüşürüz sevgili günlüğüm.