Perşembe aşkamıydı, selim ve pera o gece rakı içmeye karar vermişierdi. Peranın canı çiğköfte istediğinden rakının eşlikçisi olarak bir yemek daha yapmaya gerek görmedi Selim. Perşembeleri ilişkileri için önemli bir gündü; zira pera herseferinde Güneşi beklerkeni Selim ise maç izlemek istiyordu.
Dev ekren televizyonun karşısındaki iki kişilik kanepede oturan çiftin arası son günlerde bozuktu. Pera neler olduğunu anlamıyor, kendisine durduk yere oluşan bu panoraraya anlam veremiyordu. HayırPera kıkanç değidi, olamazdı. Selime mesaj geldi. Son model telefonunu on gün önce aldığıyere iade eden ve değiştirilmesini istiyen genç adam, eski telefonuna geçiş yapmıstı. Fakat eski telefon, sonradan kaydedilen numaraları bilemezdi. Mesajların kimden geldiği ancak tahmin yoluyla anlaşabilirdi. Pera, asla yapmayacağı şeyleri yapma gecesinde olduğunu henüz bilmiyordu. Gelen mesaja yan gözle bakması. onun için sadece bir başlangıçtı.
Mesaj tabiki bir telefon numarasından gelmişti. Selim mesajı okudu ve telefonunu yandaki koltuğa fırlattı. Sanki önemli birşey degilmiş gibi... Pera yerinden kalktı. Açık gri geceliği ustunde vardı. selim'in evinde hep onunla dolaşırdı.
''Mutfaktan birşey istermisin?'' demek için dönmüştüki Selimin telefonu eline aldığını gördü.Her kadın o mesajın sahibinin başka bir kadın olduğunu anlardı. Pera, bozuntuya vermedi ama düşüncesinden emin olmaya başlayınca eli ayağı boşaldı. ''Biri var'' dedi içinden . Kalbi acıdı. Midesine yumruk yedi. Boğazı düğümlendi. Ağlayamadı. Çünkü ağlarsa Selim'in gözü önünde çocuk durumuna düşecekti biliyordu.Mutfakta sakinleşmek için derin bir nefes aldı ve tekrar salona döndü. Selim mesaja cevap vermiş gene yandaki koltuğa telefonu fırlatmıştı. Pera da selim de o tarafa hiç bakmıyordu. Selim rakıları koydu. Pera dizisini izleyecekve uyumadan önce sevişeceklerdi işte. Her zamanki gibi.. İçki içince sevimli olanlardandı Pera, kendine güveniyordu.
İlk kadeh bitti. Pera hızlı gidiyordu. Selim söyleenmeye başlamıştı. Güneşi beklerkene bok atmak için her zaman aynı şeyi söylerdi.
''Ne yani şimdi sen başkasına aşık olabilirsin, normal yani bunlar! Bende kerem olurum.''
Ne saçmalıyordu allahaşkına? Pera cevabını bir güzel verdi.
''Ne yani sen Kurtlar vadisini izliyorsun diye mafyamı olucaksın? seri katilmisin sen?''
''Saçmalama!''
''Sen saçmalama!''
Pera, televizyon izliyor süsü vererek iç sesiyle konuşmmaya başladı.''Arkamı döndüğüm an biriyle mesajlaşmaya başladı. Bende aptalım zaten hiç fark etmdim. Tabii, bir akıllı kendisi çünkü. Abuk subuk arkadaslık sitelerine üye olduğu yetmezmiş gibi birde alsamdan sabaha online olmuyormu, ben ona deliriyorum. Herkese rezil etti beni. Arkaddaşlarım arayıp Selim forumlarda kızlarla flört ediyor dediklerinde ne cevap vereceğimi şaşırdım. Hayır ne için katlanıyorum ben bu üç maymun oyununa değermi?''
Arada kendi diizisini açan Selim, özet olduğunu görünce diğer diziyi açıyoor, ve rakısını içmeye devam ediyordu. Peranın gözü ekranda olsada izlediği hakkında hiçbir fikri yoktu. Sadece bir şekilde acısını dindirmek istiyordu. Başka şeyler düşünmeye çalışsada olmuyordu. Bu arada üçüncü kadehide yuvarlamıştı. Üçüncü kadeh pera için ''Artık yeter''di. Dayanamadı. Selim öne doğru oturmuştu koltukta, Pera arkasına yaslanmıştı ve artık huzursuzluğu görülür bir hal almıştı. Artık builiştide the and yazısının çıkma vakti gelmişti ama pera bunu kabullenmek istemiyordu. Öte yandan selim Peraya göre yeterince gamsızdı. Herşey yolunda gibi davranıyordu ve dahada kötüsü onun iiçin herşey yoldundaydı.
Pera elini ağrıyan kalbine koyup gözlerinden akacak olan yaşlara izin verdi, onlarda çenesine doğru bir şelale gibi aktılar. Biten bi aşkın habercisi gözyaşları süzülürken salonda tek bir çıt bile çıkmıyordu. Selimin o geceki öncelikleri daha farklıydı. Hiçbir bölümünü kaçırmadığı Kurtlar Vadısını izlerken açıkçası pera hiç umrunda olmuyordu.Belkide yanında ağlayan kadını fark etmemesi bu yüzdendi. Pera daraldığını hissetti. Bir koltuğa gömülüp sevdiği adama görünmeden sessizce ağlamak onun yapacağı en iyi şey olmamalıydı. Kalktı, tuvalete gitti. Gözleri kıpkırmızydı. Gizlenmezdi bu. Makyajını yıkamaya karar verdi. Saçını topladı. Yüünü bir güzel yıkadı. Yüzüne çarpan su, rimel ve fondotenle birleşince lavaboya siyah ve bej renkler aktı. Bu siyahlı bejli suyun makyajla birlikte içindeki mmutsuzluğuda alıp götürmesini ne kadarda isterdi.