Köprünün yanına geldiğim de esen rüzgar göz yaşlarmi buz gibi olmasına sebep oluyordu.!
Evet köprüden atlayacaktim zaten atlasam bile üzülen olmayacağını biliyordum!!"karanlık bir hayattan kurtulacaktim ve atlarsam huzura kavusacagim,Babam canım babam seni çok özledim,yanına geleceğim biricik kızın senin yanına gelecek!!"
"Babam öldüğünden beri annemi hep suçlu gördüm ve görmeye de devam edeceğim!! Babamın ömrünü yedi sadece babamın istediği huzurdu, sadık aile olmaktı! Ama Annemin gözü doymadi para gözünü boyadı,ev istedi,araba istedi,daha çok para istedi.. babam elinden geldiği kadar çalışıyor du,geceleri bile gözüne gıram uyku girmeden çalıştı didindi. Ama ne yaptıysa annemi doyuramadi yitinmedi o küçücük evde huzurumuzu bozdu!Ve dayanamayıp kansere tutuldu,ilk söylemediler bana ama sonradan öğrendiğim de dünyam başıma yıkıldı.bir an babamı kaybetmek korkusu büründü vücuduma..
Babam günden güne gözümün önünde eriyip gidiyordu,elimden birşey gelmiyor du Ağlamaktan başka ..
Sonra okuldan döndüğüm de evin içinden çığlık sesleri geliyordu bu Annemin ağlama sesiydi.orada dona kaldım"olamazdı Babam ölmez di, ölmemeliydi"kapıyı hızlıca açtım ayaklarımı hissetmiyordum ama babama gitmem lazım di,Annem babamın üzerine eğilip ağlıyor du. Gözümden yaşlar sıcak sıcak akmaya başladı."Babammmmmmm" diye bağırdım ,hemen yanına yürüdüm çok güçsüz düm ,yanına vardığım da o kadar masum uyuyordu ki sanki bir daha uyanmayacak gibi" . Eğilip yanağına bir öpücük kondurdum "babam lütfen beni bırakıp gitme"dedim.Anneme döndüm ve ağlıyor du "kes dedim sen sakın ama sakın ağlama babamı öldüren sensin bir de sakın ağlama, gözün doymadi, paraya doymadin ne istedin sadece onunistediği huzurlu bir yuvaydi!! Benim de öyleydi ama sen bozdun huzurumuzu , Mutlu musun "dedim.
Gözleri ağlamak tan şişmiş annem gözleri öyle bir açıldı ki,"seni aptal" diye yüzüme tokat yapıştırdı .Ama bu Tokat'ın bir manası yoktu çünkü babam ölmüştü,benim yüzüm değil kalbim yanıyor du..O gün den beride hayattan zevk almadım.Hep gözlerim babamı aradı korkusunu aradı..
Ve şimdi tam zamanıydı babama kavuşmak..
Daha çok yaklaştım köprüye rüzgardan saçlarım uçuşuyor du, köprünün demirlerin den tuttum bir dakika gibi dalgaları seyrettim.
Sonra ayağımın birini demirlerin öbür tarafına geçirdim,"yinede içimi bir ürperti sardı"
Atlarsam bu çığri çıkmış deniz beni alıp götürecek ti.
"Zaten her gece dışarıda gezen dolaşan,sigara içen bazen kafayı bile bulan birisiydim .
Evet tam 18 yaşına girmistim,ama daha kendimi çocuk gibi hissettiğim günler oluyor, çünkü her insan bir çocuk ruhu taşır.."Ben neler düşünüyor um böyle ya"diye köprünün kenarında olduğumu hatırladım.
Sakın sakin nefes alıp verdim, diğer ayagimida geçirdim köprünün kenarına...
"Allah'ım sen beni affet"dedim.Tam kendimi atacağım da ne olduğunu şaşırdığim biri arkamdan tişörtümü tuttu,
sonra bir eliyle bileğimi ve diğer koluyla da belimi sardı..
"Gördüğüm ele bakılırsa sanki bir erkek eline benziyordu,ellerinin üzerinde tek tük kıllar vardı". Ben ne saçmalıyor dum böyle, ölümün tam kıyısında yım ve tam kendimi atacakken biri beni tutuyor du!!
"Burak beni bu karanlık hayatım dan kurtulmak istiyorum"diye bağırdım...
Ama beni bırakmıyor du "Sakin olun hanımefendi biraz daha çırpınırsaniz düşeceksiniz"
Diye bana konuşuyor du.
"Allah'ım sesi ne güzel di böyle, nasıl da nazik bir şekilde söylemiş di, neden beni kurtarmaya çalışıyordu ki, işe yaramaz in biriydim ".
"Hanımefendi beni iyi dinleyin ve dikkat li olun sakın kipirdayayim demeyin yoksa heran düşebilirsiniz"dedi.
"Zaten ölmek istiyorum burak beni "diye inledim.
"Peki şuan siz nasıl bir durumda öleceğinizin farkında değil siniz galiba, İntihar ederek
Hem bu dünyanizi hem de öbür dünyanizi maf edecek siniz. Lütfen Allah aşkına yapmayın"dedi.
"Arkamdaki kişinin sesleri öyle içime işlemişti ki bir anda ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemez oldum". yapacağım şey belliydi aslında...
Sonra beni birden köprünün kenarindan çekmeye başladı..."Burak beni demek istiyordum ama diyemiyordum,sanki beni kurtarmasını bekler gibi..."
"Tamam sakin ol bitti işte şimdi bana iyi tutun"dedi.Seni buradan kurtaracağım diye bana seslendi.
Bir anda köprünün yanından çıkarıp çekti beni,daha hala ona arkam dönüktü,ister istemez beni kurtaranin kim olduğunu merak ediyordum.Elimden tutup beni kendine döndürüp"hanımefendi iyimisiniz, birşey iniz varmi "diye bana bakıyordu.
Ne olmuştu bana "evet evet dilim tutulmuştu, gördüğüm gerçekmiydi yoksa hâlâ hayal mi görüyordum.!! O neydi yüzü nurlu, bembeyaz , gözleri yeşil ve yüzündeki yeni çıkmış kirli sakalları vardi..."Hele o gözleri yemyeşil di sanki karanlık tan çıktım da ilkbahar da yaşıyorum gibi kendimi huzur içinde hissettim".O ise ben konuşmadıkça daha da endişeleniyor du, anlam veremiyodum biraz önce intihar edeceken nasıl olurda kendimi yaşadığım için seviniyor dum...
Konuşmaya çalışıyor dum,ve kekeleyerek"şeeyy ..been... teşekkür ederim."dedim.
"Teşekkür edmenize gerek yok hanımefendi, neden intihar etmeye kaltiniz, bir sorununuz mu var "diye benimle konuşmaya çalışıyor du!!!Tam konuşacağım sıra gözlerim önünde küçük küçük sinekler uçuşmya başladı...
Etraf dönüyor du ve yanımdaki tanımadığım masum yüzlü genç bir adamda dönüyor du.
"Galiba başım dönüyor demeye kalmadı" ve "1,2,3"demeden gözüm kapandiii...Sevgili okurlarımız yorum ve votelerinizi bekliyor um ..
Şimdiden teşekkür ederim 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN DOĞAN AŞK...
RomanceElif gibi dimdik durmayı, Allah'ın önünde vav gibi eğilmeyi ben senden öğrendim.