3.BÖLÜM

30 2 2
                                    

  Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştı Yağmur.Rahat uyuyamadığı koltuktan güçlükle kalkmıştı.Her zaman yaptığı gibi yine gözlerini ovuşturdu ve kafasını tekrar yastığa koydu.Sonra yine kalktı ve üşengeçliğinin çilesini çekmek zorunda olduğunu bile bile üstünü giydi.Saat sabah 6 olsa bile üstünü giyip yatağını toplamayı başarmıştı.Aslında yaklaşık bir ay önce bunların hiç birini yapamazken şimdi hepsini tıkır tıkır yapıyordu.Evi topluyor ve bulaşıklarıda dolduruyordu.Arada bir evi süpürüp toz almayı da ihmal etmiyordu.Çünkü bütün bunlar babasının kendisine verdiği cezalardı.Eğer yapmazsa ne dışarı çıkabilecekti ne de telefonuyla hasret giderebilecekti...

  "Hadi Yağmur! Yine geç kalmak istemiyorum."

  "Tamam babacım hemen geliyorum."

  Birlikte arabaya bindiler ve Yağmur'un okuluna gitmek üzere yola koyuldular.Aslında koyulacaklardı demeliyim çünkü Yağmur yine unutkanlılığını ön plana koyarak her zamanki gibi "FEN" defterini evde unutmayı başarmıştı.Çantasından aldığı anahtarıyla içeri dalması bir olmuştu.Ama her ne kadar hızlı hareket etsede zaman su gibi akıp geçiyordu.Bu yüzden çok da şanslı değildi.Arabaya bindi ve babası ile birlikte okul için yol aldılar.

  "Evet!En son nerede kalmıştık söylemek ister misin Yağmur?"

  Her zamanki gibi "Matematik" ögretmeni olan Gülşen Hanım yine dersini dinlemeyen Yağmur'u yakalamış ve çoktan azarlamaya başlamıştı bile.

  "Madem dersi dinlemek istemiyorsun o zaman Nisan'ı da rahatsız etmeyeceksin küçük hanım!"

  "Öneriniz için teşekkürler ama bence bunu kendi kızınızda da denemelisiniz."

  "Vayy!Küçük hanıma da bak sen büyümüşte küçülmüş!"

  "En azından sizin kadar değil "

  "Müdürün odasını özlemişsin herhalde ama bu sefer ilk hamleyi ben yapacağım!" dedi ve elinin tersiyle Yağmur'a tokat atmıştı Gülşen Hanım.Yağmur ne olduğunu anlayamamıştı.Eşyalarını toplayıp çantasını kaptığı gibi tuvalete fırlamıştı Yağmur hem masum hem de sinirli bir şekilde ağlayarak.Her ne kadar da dönemin en iyi okullarından birinde okusa da öğretmenlerden nefret ediyordu.Hemen ilk tuvalete girdi ve kapısını kilitledi.Çünkü hiç kimseyi yanında istemiyordu.Sadece kendisinin olduğu bir yerde hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu.Ama her ne kadar da istesede bunu başaramamıştı.Çünkü hemen arkasından Nisan gelmişti.
  Nisan Yağmur'un en yakın arkadaşıydı.Zaten başka arkadaşı yoktu.Bu yüzden kendini yalnız hissediyordu.Bir de annesinin yokluğu...
Ama bunlara alışmaya çalışıyordu.Nisan Yağmur'u, Yağmur'da Nisan'ı çok seviyordu.Çünkü ikisinin de birçok ortak özelliği vardı.Bunlardan biri ikisinin de çikolatalı sütü köpürterek içmesiydi.Her ne kadar ayrı hayatları olsa da sanki kardeş gibiydiler.Hatta kardeşten de öteydiler.Ayrı dünyaların insanı olmak onların umurlarında bile değildi.Onlar için önemli olan iyi ve kötü gün dostu olmaktı.Ve Nisan'da şuan bunu yapıyordu her ne olursa olsun Yağmur'u bir dakika bile olsun yalnız bırakmıyordu...

YAĞMURUN KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin