& KAYGILAR &

62 34 7
                                    


Yeni doğan bir bebekle başlar anne ve babanın kaygıları.Büyüdükçe korumaya çalışırlar ve bazen bunun için yeterli bireyler olmadıklarını düşünüp kaygılanırlar.Anne ve babalar böyledir.Peki ya nasıl bilinmeyen,hiç görülmemiş bir şehre üç genç kızı gönderdiler?Neden düşlerler diye kaygılanıp yanlarında olup ellerini tutmadılar?Şimdi o üç su damlası birbirlerinin annesi ve babasıydı.Çünkü yeni hayatları hakkında kaygılanıyorlardı.Bir bilinmezliğin içinde tek başlarına savaşmaya çalışıyorlardı.Ve savaşmaları gereken şeyin ne olduğunu bilmeden hem kıyıya vurarak hem de dalgalarıyla insanlara zarar vererek ilerliyorlardı.Üç su damlasının tek düşündükleri nasıl bu yolda devam edecekleri idi?Kaygılanıyorlardı.Kaydı ilk defa sarmıştı ruhlarını ve acı bir şekilde yüzleşmelerine izin verilmiyordu.Bu kaygıyı arttırıp boşluğa düşürüyordu su damlalarını.Peki kaygıyla çıkılan bu yolda onlara kimler yol gösterip nasıl yakacaklardı canlarını.Bunu hep birlikte o bilinmeyen boşlukta yürüyerek öğreneceklerdi.

***

Şubat ayına aykırı bir şekilde doğan güneş tüm ihtişamıyla hoca gökyüzünü pırıl pırıl aydınlatıyordu.Sabahın ilk saatlerinde güneş ışıkları yavaş yavaş pencereden sızmıştı.Dün gece Gökçe'nin ısrarıyla kızlar birlikte uyumaları için ayrılan oda da  kalmışlardı.Börte yatağın solunda, Gökçe ortasında,Asena ise sağında yatıyordu.Her sabah olduğu gibi ilk uyanan yine Gökçe olmuştu.Gözüne vuran güneş ışıklarının etkisiyle yüzünü buruşturdu.Birkaç mırıldanmanın ardından gözlerini açıp etrafına bakındı.Kızların hala uyduğunu görünce gülümsedi.Yüzüne yer edinen tebessümle

"Yemin ediyorum bir gün uyurken yatakta ölmenizden çok korkuyorum."diye mırıldandı.Çoğu kez bu saate  kadar uydukları için şikayetçi olurdu.Bıraksanız asırlarca uyuyacak tiplerdendi.Asena yine uyanıyordu ama Börte,kızı bıraksanız tüm işlerini yatakta hallederdi.O derece ki uyumayı seviyordu.

Yerinden yavaşça doğrulacağı  sıra bedeninin üstündeki ağırlıkla tekrardan yatağa bıraktı kendini.Kafasını kaldırıp üstüne baktı.Asena ve Börte'nin eli ayağı Gökçe'nin üzerindeydi.Gökçe dışarıdan bakıldığı zaman arada sıkışmış gibi gözüküyordu.Bu halleri oldukça tatlı ve samimiydi.Gökçe aradan sıyrılmak için bir elini Börte'nin ayağına uzattı.Çekip kaldıracağı sırada  Börte mırıldanıp daha fazla sarıldı.Gökçe gülerek

"Tövbe tövbe korkmaya başladım."dedi.Asena'ya baktığında,genç kızın bir eli başının altında bir eli ise Gökçe'nin omzuna sarılı halde yüzündeki tebessümle uyuyordu. Bir melekten farksızdılar.Gökçe tekrardan  yavaşça kalkmaya çalıştı.Bu sefer başarılı olmuştu.Neden mi?Çünkü bir ahtapot gibi Gökçe'nin bedenini esir alan Börte,Gökçe'nin kıpırdanmasıyla arkasını dönmüştü.Gökçe,Börte'nin  kafasına bir tane vurup

"Yastık mı sandın lan beni kıvırcık."diye takıldı Börte'nin uyuyan haline aldırmadan.

Yataktan kalkıp lavaboya gitti.Rutin işlerini hallettikten sonra siyah tayt ve üzerine bir bluz geçirip odaya geldi.Odadan çıkacağı sora kızlara dönüp baktı.Gülmeden edemedi.İçinden 

"Manyak bu kız ya."diye geçirdi.

Börte bu seferde Asena'ya sarılmıştı.Asena'da halinden memnun bir şekilde yatıyordu.Gökçe

"Bir kere de siz uyandırın lan ben.Her gün ilk ben kalkıyorum.Ben mi sorunluyum siz mi diye düşünmüyor değilim."dedi hafif yüksek çıkan sesiyle.Börte ve Asena aynı anda

"Duyduk." deyince Gökçe bir an şaşırsa da

"Lan madem uyanıksınız ne diye birbirinize sarılmış yatıyorsunuz kalsanıza."dedi.Asena gözlerini açmadan

Sudaki Ayak İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin